Pazartesi, 10 Safer 1447 | 2025/08/04
Saat: (Medine Saati İle)
Menu
ana menü
ana menü

Yahudilerin Varlığını Perişan Eden Suriye Kabilelerine!

  • Kategori Haber ve Yorum
  •   |  

Haber-Yorum

Yahudilerin Varlığını Perişan Eden Suriye Kabilelerine!

Haber:

Suriye'deki Arap aşiretleri yıllar süren bölünmenin ardından birleşti... Yahudi varlığı öfkenin Şam dışındaki aşiretlere sıçramasından korkuyor. (El Arabiya, 21 Temmuz 2025)

Yorum:

Tüm gurur ve övgü, Suveyda'daki kardeşlerine yardım eden ve nefislerini Yahudilere satan -ki Yahudiler, Dürzileri adam ve silahla desteklemişlerdir- hainler ve ajanlarla bağlarını koparan Şam kabilelerine aittir. Nitekim Allahu Teala şöyle buyurmuştur: فَقُطِعَ دَابِرُ الْقَوْمِ الَّذِينَ ظَلَمُوا وَالْحَمْدُ لِلَّهِ رَبِّ الْعَالَمِينَBöylece zulmeden toplumun kökü kesildi. Hamd, âlemlerin Rabbi olan Allah'a mahsustur.” [Enam 45]

Ey Şam halkı, ey Şam kabileleri: Suveyda'daki kardeşlerinize yardım ettiğiniz gibi, Allah'a da (dinine) yardım edin; Allah'a (dinine) yardım etmek ise Hilafetin kurulması için çalışanlara yardım etmekle olur; Hizb-ut Tahrir olarak bizler sizleri, Nübüvvet Minhacı üzere Raşidi Hilafeti kurmak için ona yardım etmeye çağırıyoruz ki böylece ilk İslam Devleti kurulduğunda Allah’ın Rasulü Sallallahu Aleyhi ve Sellem’e yardım eden Ensarlardan olup onların ecrine nail olasınız. Nitekim Allahu Teala şöyle buyurmuştur: يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا كُونُوا أَنصَارَ اللهِ كَمَا قَالَ عِيسَى ابْنُ مَرْيَمَ لِلْحَوَارِيِّينَ مَنْ أَنصَارِي إِلَى اللهِ قَالَ الْحَوَارِيُّونَ نَحْنُ أَنصَارُ اللهِ فَآمَنَت طَّائِفَةٌ مِّن بَنِي إِسْرَائِيلَ وَكَفَرَت طَّائِفَةٌ فَأَيَّدْنَا الَّذِينَ آمَنُوا عَلَى عَدُوِّهِمْ فَأَصْبَحُوا ظَاهِرِينَEy iman edenler! Allah’ın yardımcıları olun. Nitekim Meryem oğlu İsa havarîlere: Allah’a (giden yolda) benim yardımcılarım kimdir? demişti. Havarîler de: Allah (yolunun) yardımcıları biziz, demişlerdi. İsrailoğullarından bir zümre inanmış, bir zümre de inkâr etmişti. Nihayet biz inananları, düşmanlarına karşı destekledik. Böylece üstün geldiler.” [Saf 14]

Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan
Muhammed Selim – Mübarek Toprak (Filistin)

Devamını oku...

Gazze, Açlık Tehdidine Rağmen Hala Düşmana Kayıplar Verdirmeye Devam Ediyor; Peki Güç Ehlinin Hücceti Nedir?

  • Kategori Haber ve Yorum
  •   |  

Haber-Yorum

Gazze, Açlık Tehdidine Rağmen Hala Düşmana Kayıplar Verdirmeye Devam Ediyor; Peki Güç Ehlinin Hücceti Nedir?

Haber:

21/7/2025 akşamı Eş-Şark News, Gazze ile ilgili iki haber yayınladı; ilki şu başlık altında: “İşgal güçleri, Gazze Şeridi'nin güneyindeki Refah’ta, bir işgal gücünün pusuya düşürülmesinin ardından aydınlatma bombaları attı.” İkincisi ise şu başlık altında: “İşgalin bombardımanında şehit düşünler ve yaralananlar, Gazze'nin batısındaki Nablusi kavşağında yardım bekliyorlar.”

Yorum:

İşgalci ve onun arkasındaki Amerika, yaklaşık iki yılı ve 7 Ekim 2023'te Gazze'de yaşanan kahramanlığı, hafızalardan silmeye çalışıyorlar.İntikam yoluyla caydırma, işgalin Gazze'de izlediği bir politikadır; bu politika ise, çocukların öldürülmesinde, altyapının tamamen yıkılıp tahrip edilmesinde, hastanelerin ve barınma merkezlerinin hedef alınmasının yanı sıra doktorların ve sağlık çalışanlarının, hatta insanlara yardım dağıtanların hedef alınmasında kendisini gösteriyor. Eşi benzeri görülmemiş bir vahşet: Zira tanklarla yakıp ezme, çocukların, hamile kadınların ve yaşlıların kanlarının dökülmesi, bunun da ötesinde aç bırakma ve aşağılama.

Erkekleri, mücahitleri, halkının sabrı ve kararlılığıyla Gazze, direnmeye, cihat etmeye ve zilleti reddetmeye devam ediyor ve şöyle diyerek haykırıyor: “Ey Müslümanlar! Sizler bizi yüzüstü bırakmanıza rağmen bizler Allah için dünyayı sattık ve ahireti satın aldık.”

İki yıldır süren katliam, kuşatma, açlık, can ve mal kaybına ve iki milyarlık ümmetin desteğinin olmamasına rağmen Gazze mücahitleri, hâlâ Allah’ın ve ümmetin düşmanı ile savaşmaya, onlara ağır kayıplar verdirmeye ve onları korkutmaya devam ediyorlar.

İntikam yoluyla caydırma, Gazze'deki samimi ve sadık insanlar nezdinde başarılı olmamış ve meyvesini vermemiştir; peki bu, Ürdün, Mısır, Körfez ve Mağrip Arap'daki bu ümmetin orduları ve aşiretleri arasında güven içinde olanlar nezdinde meyvesini verecek mi?

Ey ümmetin orduları ve aşiretleri, sizlerin yüzüstü bırakıp kayıtsız kalmanıza rağmen bir avuç insan, Yahudi varlığının burnunu yere sürtebiliyorsa, o halde gerçekten sizler, onlara yardım edemeyecek ve kıyamet gününde Allah’ın huzurunda hakkında tek tek sorguya çekileceğiniz sınırınız olan Allah’ın sizlere yüklediği farzı yerine getiremeyecek kadar çaresiz ve aciz misiniz?

Neden korkuyorsunuz? Neden harekete geçip mustazaflara yardım etmenin önünde engel olarak duran bu sınırları kırarak Allah'ın Resulü Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in İsra'sını kirleten bu varlığı ortadan kaldırmıyorsunuz?

Kalbinizdeki vehn (dünya sevgisi ve ölüm korkusu) öyle bir dereceye ulaştı ki onurunuzu yitirdiniz ve halkınız öldürülüp açlıktan öldükleri halde kadınlar gibi aciz bir şekilde izliyorsunuz?

Allah'ım, bu bizim bildirimiz olup başka elimizden bir şey gelmiyor... Halkımız kahrolduğu için bizler de kahroluyoruz ama sözlerimizden ve gözyaşlarımızdan başka bir çaresi olamayan zayıf insanlarız. Allah'ım bildirimizi ulaştır ve bizlere yüzüstü bırakmanın günahını yazma. Bizlere Senin kendilerini sevdiğin, onların da Seni sevdiği Ensarlar nasip et ey her şeyin Rabbi ve her şeyin sahibi olan Allah'ım.

الَّذِينَ اسْتَجَابُوا لِلَّهِ وَالرَّسُولِ مِن بَعْدِ مَا أَصَابَهُمُ الْقَرْحُ لِلَّذِينَ أَحْسَنُوا مِنْهُمْ وَاتَّقَوْا أَجْرٌ عَظِيمٌ * الَّذِينَ قَالَ لَهُمُ النَّاسُ إِنَّ النَّاسَ قَدْ جَمَعُوا لَكُمْ فَاخْشَوْهُمْ فَزَادَهُمْ إِيمَاناً وَقَالُوا حَسْبُنَا اللهُ وَنِعْمَ الْوَكِيلُ

Kendileri savaşta yara aldıktan sonra Allah ve Peygamberin çağrısına koşanlara, hele onlardan iyilik edip sakınanlara büyük ecir vardır. İnsanlar onlara: "Düşmanınız olan insanlar size karşı bir ordu topladılar, onlardan korkun" dediler. Bu, onların imanını artırdı da: "Allah bize yeter. O ne güzel Vekil'dir" dediler.” [Al-i İmran 172-173]

Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan
Beyan Cemal

Devamını oku...

Suriye Güçlerinin Süveyda'dan Çekilmesi Senaryosu İle Filistin'de 1948, 1956 ve 1967 Yıllarında Yaşanan Senaryo Arasında!

  • Kategori Haber ve Yorum
  •   |  

Haber-Yorum

Suriye Güçlerinin Süveyda'dan Çekilmesi Senaryosu İle Filistin'de 1948, 1956 ve 1967 Yıllarında Yaşanan Senaryo Arasında!

Haber:

Süveyda'daki Bedevi kabilesinden yerel tanıklar, silahlı grupların, vilayetin birçok köyünde bu aşiretlerin evlatlarından oluşan sivillere karşı öldürme ve yerinden etme operasyonları da dahil ihlaller işlediğini bildirdi.

Bu, Suriye hükümetine bağlı Savunma Bakanlığı güçlerinin çekilmesinden saatler sonra geldi ve çekilme sırasında, Süveyda vilayetinde faaliyet gösteren gözlem ağının belgelediği ihlaller yaşanmış olup bu ihlaller arasında evlere baskın, ateş açma ve sivillerin öldürülmesi vakaları yer almaktadır. (Enab Baladi)

Yorum:

Siyonist Haganah ve Irgun çetelerine karşı direnen Filistin halkına destek olmak için Arap orduları ilerleyip onları, kıyı bölgesine sığınıncaya kadar üst üste yenilgiye uğrattıklarındaki aynı senaryo, hafızalarda yeniden canlanıyor. Bu ordular Filistin'deki halkımıza destek olmak amacıyla geldiler ve komutanları, devrimcilerin liderleriyle bir araya geldiler ve devrimcilerin silahlarını teslim etmelerini, savaş alanından çekilmelerini ve görevi kendilerine bırakmalarını talep ettiler. Nitekim köylere girip buralarda yaşayanlardan, bu köylerde, vadilerde ve ovalarda şiddetli bir savaşın yaşanacağını söyleyerek canlarını ve kanlarını korumak için evlerini terk etmelerini istediler. Bunun üzerine devrimciler ve bölge halkı buna icabet ederek büyük bir göç başlattılar ve yerleşim yerlerini, köylerini, topraklarını ve çiftliklerini boşalttılar. Nitekim evlerini ve topraklarını terk etmeyi reddeden çok az kişi kaldı.

Ancak asıl sürpriz, Siyonist çetelerle aralarında çatışmaların başlaması ve bu orduların geri çekilip köyleri ve çiftlikleri terk ederek halkın silahsız ve onları koruyacak bir koruyucunun kalmaması oldu! Nitekim Siyonistler her şeyi katlettiler, yaktılar ve yıktılar.

Şahit olunan şey, 48, 56 ve 67 yıllarında yaşanan aynı senaryonun minyatür bir versiyonudur... Dikkatle incelenmiş, hazırlanmış ve sonuçları hesaplanmış bir olaydır; zira Suriye ordusu ve güvenlik güçleri Süveyda'ya doğru ilerledi ve ilerlemeye devam etti, ama çatışmalar yoğunlaşmaya başlayınca, askeri ve güvenlik güçlerinin Süveyda'dan çekilmesi yönünde üst düzey emirler verildi ve bu güçler, kendilerini ve kabilelerin evlatlarından gelen sivilleri öldürmeye devam eden Dürzilerin (insafına) bırakıldı; böylece kadınlar, erkekler ve çocukların meydanda idam edildikleri ve hiçbir yaşlıya, gence, kadına, süt emen bebeğe ve ihtiyarlara merhamet edilmediği videolarla ve canlı ve doğrudan çekimlerle belgelendi.

Peki düşman tek olup geride hiçbir şey bırakmamak ve Müslümanlar hakkında bir anlaşma ve ahit gözetmemek olan yöntemi değişmediği ve yaklaşımı sabit olduğu halde nasıl oldu da1948, 1956 ve 1967 yıllarındaki bu güçlerin iradesi ile 2025 yılında Süveyda'daki askeri ve siyasi liderlerin iradesi bir araya geldi?

Allah'ın laneti, bu dünyanın geçici menfaati için dinlerini ve ümmetin kanını satan hain ajanların üzerine olsun.

هُمُ الْعَدُوُّ فَاحْذَرْهُمْ قَاتَلَهُمُ اللهُ أَنَّى يُؤْفَكُونَ
Düşman onlardır. Onlardan sakın. Allah onların canlarını alsın. Nasıl da döndürülüyorlar?” [Munafikun 4]

Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan
Salim Ebu Sebeytan

Devamını oku...

Türkiye Vilayeti: Gündem Değerlendirme Toplantısı 22/07/2025

  • Kategori Türkiye
  •   |  
Hizb-ut Tahrir Türkiye Vilayeti:
Gündem Değerlendirme Toplantısı 22/07/2025
 

Hizb-ut Tahrir Türkiye Medya Bürosu Başkanı Mahmut Kar gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

- Gazze'ye Karşı Sorumluluklarımız
- Sözü Muhatabına Söylemek İçin Yürüyoruz, Var mısın?

H. 27 Muharrem 1447 El-Muvafık M. 22 Temmuz 2025

turkiye vilayeti

İlgili Bağlantılar:

Devamını oku...

“(Rasulüm!) De ki: İşte bu, benim yolumdur. Ben Allah'a çağırıyorum, ben ve bana uyanlar aydınlık bir yol üzerindeyiz.” [Yusuf-108] Ayeti Üzerinde Düşünmek

  • Kategori Makaleler
  •   |  

 قُلْ هَذِهِ سَبِيلِي أَدْعُواْ إِلَى اللَّهِ عَلَى بَصِيرَةٍ أَنَا وَمَنِ اتَّبَعَنِي "(Rasulüm!) De ki: İşte bu, benim yolumdur. Ben Allah'a çağırıyorum, ben ve bana uyanlar aydınlık bir yol üzerindeyiz.” [Yusuf-108] Ayeti Üzerinde Düşünmek

Bu ayet, Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in ve onun yolunu izleyenlerin metodunu özetlemektedir ki bu da içerisinde belirsizliğin olmadığı tek bir yoldur; bu ise duygusallık ve gaflet üzere değil de ilim ve kesinliğe dayalı olarak Allah'a davet etmektir. Allah'ın peygamberine emrettiği davet ise, dinini ikame etmeye, şeriatıyla hükmetmeye ve risaletini dünyaya taşımaya yönelik bir davettir.

Davet, bireysel veya gelişigüzel bir amel değildir, aksine İslam'ın hakikatini ve değişim yolunu tam olarak kavramış bilinçli müminlerin izlediği kitlesel bir yoldur. Dolayısıyla bu, bir proje taşıyan, şerî siyasi bir bilince dayalı olan ve hedefi, Allah'ın hükümlerini uygulayacak ve yeryüzünde adaleti yayacak İslam Devleti kurmak olan bir davettir.

Şu anda biz İslam'ın tahrif edilip çarpıtıldığı bir zamandayız; bu ayet ise hak yolunu açıkça resmeden bir ışık olarak kalmaya devam etmektedir.

İşte Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem ve ona samimiyetle tabi olanların yolu Allah'a davet etmektir, ancak genel bir belirsizlik üzere değil, net bir proje taşıyan basiret üzere olan bir davettir; bu proje ise, dini ikame etmek, şeriat ile hükmetmek ve ümmeti, küfrün ve zulmün hegemonyasından kurtarmaktır.

Bugün bizler, Kerim Peygamberimiz Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in izinden gidip İslam davetini taşıyarak bu doğru yola bürünmeye muhtacız; bu davet ise duygusal ya da bencil bireysel davetten tamamen uzak olup bilakis bu, İslam'ı şerî siyasi bir anlayışla anlayan, disiplinli kitlesel bir çalışma yapan, hepsinin bir gayesi, metodu, bilinçli liderliği, benimsemesi ve onları birbirine bağlayan doğru bir bağı olan ve bunların hepsinin de İslam'dan kaynaklandığı davet taşıyıcılarına liderlik eden bilinçli bir davettir. Yukarıda geçen bu noktaları belirlemeyen herhangi bir cemaat, ya kısır bir döngü içeresinde dönecek, ya da kısa zaman içinde ölüp son bularak yok olacaktır; bu yüzden bugünkü gerçekliği değiştirmenin ancak Nübüvvet Minhacı üzere Raşidi Hilafeti kurmakla olacağının idrakinde olmalıdırlar.

O halde bu yola uyanlardan olun; nitekim Hizb-ut Tahrir olarak bizler, hedefimizi ve metodumuzu belirledik ve liderliğimiz de mevcut olup günler onun deneyimini, dirayetini, ihlasını ve bilincini kanıtlamıştır; dolayısıyla benimsememizi yapıp ümmete sunduk; bizi birbirimize bağlayan bağ ise, sadece İslam akidesi bağıdır. O halde ey Müslüman kardeşim: Davetinin bireysel vaazlara veya mevsimlik faaliyetlere indirgenmesine razı olma, aksine davetini, bizimle birlikte ümmetin durumunu değiştirmeye yönelik ciddi bir çalışma haline getir ve Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem ve Sahabe-i Kiramı'nın (Allah onlardan razı olsun) yaptığı gibi Allah Subhanehu ve Teala'nın istihlaf, iktidar ve güvenlik vaadinin gerçekleşmesi için sen de kervana katıl.

Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan
Müeyyid El-Râcihi

Devamını oku...

Trump, Rusya'dan Artık Bıktı Mı?

  • Kategori Haber ve Yorum
  •   |  

Haber-Yorum

Trump, Rusya'dan Artık Bıktı Mı?

Haber:

Zelenski, Ukrayna ile NATO arasındaki ilişkilerin güçlendirilmesinin ve NATO ülkelerinin savunma harcamalarının artırılmasının önemini vurguladı.Daha önce de Axios sitesi, Amerika'nın ilk aşamada müttefiklerine yaklaşık 10 milyar Dolarlık silah satmayı planladığını ve bu silahların daha sonra Ukrayna'ya gönderileceğini açıklamıştı.

Bu bilgiler, Trump'ın Beyaz Saray'da NATO Genel Sekreteri Mark Rutte'nin de katıldığı basın toplantısında yaptığı açıklamaların ardından gelmiştir; zira Trump, Rusya'nın 50 gün içinde Ukrayna ile bir anlaşmaya varamaması halinde vergileri yüzde 100 artıracağını açıklamıştı. (Ra’yul Yevm)

Yorum:

Ukrayna'nın silahlandırılmasının yeniden canlandırılması ve onun uzun menzilli füzelerle desteklenmesi yeniden gündeme gelmiştir; zira bir Ukrayna yetkilisi ABD yönetiminden, Rusya'yı müzakere masasına oturtmak ve Trump'ın başkanlık görevine geldikten sonra Ukrayna'ya silah desteği vermeyeceğini, barış istediğini ve Rus-Ukrayna savaşını sona erdirmek istediğini açıklamasının ardından çok yükselttiği taleplerinin çıtasını düşürmek için Rusya'nın iç kesimlerini hedef alması için Ukrayna'yı teşvik ettiğini aktardı.Bu nedenle Rusya, bu açıklamaları askeri ve siyasi olarak yoğun baskı yapmak için istismar etmiş ve taleplerini o kadar yükseltmiştir ki, Ukrayna'nın silahsızlandırılmasını ve onun NATO ile aralarında bir tampon bölge olarak kalmasını istemektedir. Tüm bunlar sayesinde Rusya, Trump yönetiminin yalpalamasını ve bugüne kadar hiçbirini çözemediği büyük ve küresel dosyalar içinde boğulmasını istismar etmek için manevra yapıyor.Yahudi varlığının Filistin halkına yönelik savaşı, büyük sonuçlar doğurmuş, Amerika'nın başını belaya sokmuş ve varlığa verdiği mutlak destek nedeniyle onu zor durumda bırakmıştır; bunu ise İran ile savaş ve Suriye meselesinin yeniden alevlenmesi izlemiştir ki Çin dosyasından bahsetmiyorum bile. Dolayısıyla bunların hiçbiri herhangi bir çözüm getirmemiş ve bu da Rusya'yı, güçlü konumda taleplerde bulunmaya teşvik etmiştir.

Tüm bu karışıklıklar, Trump yönetiminin, Rusya'yı daha mantıklı davranmaya ve savaşı sona erdirmeyi kabul etmeye zorlamak için askeri baskı uygulayacağına dair tehditlerde bulunmaya geri dönmesine neden olmuştur.

Ayrıca Amerika'nın Ukrayna'ya silah desteği sağlayacağı, ancak bunun Avrupa ve NATO'nun kasasından karşılanacağı ortaya çıkmıştır; bu ise Trump yönetimi için önemli bir gelişme olup Amerika'nın istediği bir adımdır.

İngiltere ise bu adımı savunma bakanı aracılığıyla memnuniyetle karşılamış ve Rusya'ya karşı mutlak zaferin elde edilmesi için Ukrayna'nın yanında yer alacağını söylemiştir; yani İngiltere savaşın sona ermesini istemiyor, aksine rakibi olan ülkeleri aldatma, kandırma ve tuzağa düşürme alışkanlığında olduğu gibi belki de kadim tarihinden bir şeyler elde edebilirim diye savaşı uzatmak ve Amerika ile Rusya arasında doğrudan bir çatışma çıkarmak için çalışıyor.

Sonuç olarak Trump, Rusya ile Ukrayna arasında kapsamlı ve şiddetli bir savaş istemiyor, aksine müzakere ve savaşı sona erdirmek için Rusya'ya baskı yapmak istiyor, belki de bu, başkanlık döneminin ilk yılında elde edeceği ilk başarısı olacaktır.Soru şudur: Rusya yumuşayacak mı? Yoksa çıkarlarını en üst düzeyde gerçekleştirmek için baskıya devam mı edecek?

Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan
Dr. Muhammed Et-Tamîzî

Devamını oku...

Yüzen Tabutların Sebebi, Kapitalist Sistemin Açgözlülüğüdür!

  • Kategori Haber ve Yorum
  •   |  

Haber-Yorum

Yüzen Tabutların Sebebi, Kapitalist Sistemin Açgözlülüğüdür!

Haber:

İngiliz yayın kuruluşu (BBC), Fransız polisinin, şişme botlarını denize açılmadan önce delerek onlarca göçmenin deniz yoluyla İngiltere'ye gitmesini engellediği anı belgeledi. (Arabi21)

Yorum:

Yüzen tabutları andıran teknelerin sırtında azgın denizlere atlayan umutsuz gençlerin sahneleri, hain ve bağımlı rejimlerin altındaki bir ümmetin acı gerçekliğini yansıtan insani bir felaketin habercisi olarak günlük bir görüntü haline gelmiştir.

Ümmetin gençlerinin sürüklendiği bu umutsuz göç, onların tercihi değildir, aksine ülkenin servetlerini yağmalayan, insanları aşağılayan ve insanca bir yaşamın tüm kapılarını yüzlerine kapatan ajan rejimlerin cehenneminden bir kaçıştır. Ümmetin yeteneklerini kâfir Batı'ya teslim eden ajan yöneticiler, bakın şimdi de bugün, Batı’nın lüks ve yaşlanmış toplumlarını yiyip bitirdikten sonra Batı’nın genç kan ihtiyacını karşılayan alçakça bir anlaşma kapsamında gençlerini sömürgecinin projelerinin yakıtı olarak teslim ediyorlar.

Bu zavallı göçmenler, insanı sadece ucuz bir meta ve ümmeti de sömürülecek bir pazar olarak gören vahşi kapitalist sistemin olduğu yozlaşmış küresel sistemin kurbanıdırlar.Nitekim açgözlü sistem halkları yoksullaştırdı, zihinleri darmadağın etti, nesilleri yok etti, sonra da kendi yöneticilerinin cehenneminden Batı'nın cehennemine kaçtıklarında kurbanlar, daha fazla vahşet ve sömürüyle karşılaşıyorlar.Peki servetlerimizin yağmalanmaya devam etmesi, gençlerimizin yerinden edilmesi, beyinlerimizin göç etmesi ve topraklarımızın ihlal edilmesi utanç verici değil midir?!

Göç trajedisinin köklü çözümü, kanı, malı ve namusları koruyacak, enerjileri ümmetin hizmetine sunacak ve İslam ülkesini uğruna savaşılan ve göç edilmeyen güvenli bir cennet haline getirecek Raşidi Hilafet Devleti'nin kurulmasından başka bir şey değildir.Allah'a yemin olsun ki eğer yeryüzünde Allah'ın hükmü ikame edilir, servetler adil bir şekilde dağıtılır, yenilikçilik ve çalışma özgürlüğü sağlanırsa, tek bir genç bile onurunu aramak için göç etmeyecek ve ölüm tekneleri ümmetin evlatlarıyla dolup taşmayacaktır.O halde ey Müslümanlar, dünya ve ahiretin izzeti için sizleri, bu azim farzı ikame etmeye davet ediyoruz.

Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan
Hatice Salih

Devamını oku...
Bu RSS beslemesine abone ol

SİTE BÖLÜMLERİ

BAĞLANTILAR

BATI

İSLAMİ BELDELER

İSLAMİ BELDELER