- |
- İlk yorumlayan ol!
- yazı boyutu yazı boyutunu küçült Yazı boyutu büyüt
بسم الله الرحمن الرحيم
Haber-Yorum
Fransa ve İslam: Acımasız Bir Nefret Savaşı ve Sonu Bilinmeyen Bir Düşmanlık Hikayesidir!
Haber:
Fransa'nın Hakları Savunma Kurumu tarafından yayımlanan bir rapor, Fransa’da din temelli ayrımcılığın yükselişte olduğunu göstermiştir; zira ankete katılan Fransız Müslümanların üçte biri, bu meselenin acısını çektiğini söylemiştir. (El Cezire, 05/12/2025)
Muhafazakar sağcı Les Républicains (LR) partisinden Fransız Senatosu'nun 29 üyesinden oluşan bir grup, siyasal İslam olarak nitelendirdikleri olguyla mücadeleye yönelik 17 öneri içeren bir rapor yayınladı; raporda, özellikle “kızların başörtüsü takması” olarak gördükleri uygulamadan küçükleri korumaya ve 16 yaşın altındaki küçüklerin Ramazan ayında oruç tutmasını yasaklamaya odaklanıldı. (Euronews)
Yorum:
Fransız milletvekili Sébastien Delogu, 03/12/2025'te Fransa Parlamentosu'nda yaptığı konuşmada, Fransa'nın yaşadığı krizleri özetlemiş ve Fransa'nın bu krizleri çözmekle meşgul olmak yerine İslam’a ve Müslümanlara odaklanmasını kınamıştır.En dikkat çekici açıklaması şu şekildedir: “Fransa'daki yumurta kıtlığının sorumlusu İslam mı? Tahtakurularını toplu taşıma araçlarına Müslümanlar mı yaydı? Fransız Cumhuriyeti'ni tehdit eden şey, Müslüman kadınların taktığı başörtüsü mü? Bakan Manuel Valls'ın açıkladığı gibi antisemitizm, tarihsel ve temel olarak İslam dünyasından mı gelmiştir?” Aynı söz ve saçmalıkların Fransız bakanlar ve medya kuruluşlarının "bekçi köpekleri" tarafından da dolaşıma sokulduğu, Fransızların soğuk hava dalgaları altında temel gıda, barınma ve vücutlarını ısıtma ihtiyaçlarını karşılayamadıkları ve kendilerini güvende hissetmedikleri eklemesinde de bulunmuştur.
Fransa, İslam ile küfür arasında devam eden savaşı tercüme eden bir örnek olup bu akidevi çatışma, istenilen değişim gerçekleşinceye ve Allah'ın emri gelinceye kadar devam edecektir.Müslümanları eritmekten ve laik sisteme entegre etmekten aciz kalması ve İslam düşüncesini ortadan kaldırmada başarısız olması onu, terörizm ve aşırılıkçılık olarak nitelendirmesine yol açmıştır; bu nedenle çağrıda bulunduğu tüm özgürlükleri terk etmiş, ideolojisine ve fikirlerine aykırı olan her türlü diyaloğu engellemiş ve Müslümanların kendi topraklarında yaşaması karşılığında İslami mefhumlarını terk etmeye ve dinlerinden vazgeçmeye zorlayan kanun ve yasaları dayatarak güç, kısıtlama ve tahakküm yöntemi benimsemiştir.
Macron hükümetinin kendisi için çabaladığı bu Fransız İslam’ı, özellikle İslam'a karşı eski ve yenilenen bu Fransız düşmanlığı, bu İslami uyanışla birlikte özelliklerinin hiçbir belirsizlik olmaksızın açıkça ortaya çıkmasının yanı sıra eşitlik, kardeşlik, özgürlük ve laik tarafsızlık gibi iddia ettikleri şeylerin bir serap olduğunun ifşa olması ve İslam'ın bir öcü ve Batı'nın da bir kurban olduğu imajının Gazze'deki olaylarla birlikte felç olması nedeniyle gün yüzüne çıkamayacaktır.
Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan
M. Durra El-Bakuş



