- |
- İlk yorumlayan ol!
- yazı boyutu yazı boyutunu küçült Yazı boyutu büyüt
بسم الله الرحمن الرحيم
Haber-Yorum
Kazakistan Nikab Karşıtı Kafileye Katılıyor!
Haber:
Kazakistan Parlamentosu, özellikle alt meclisi, kamusal alanlarda nikab takanlara para cezası uygulanmasını öngören yasal değişikliklerin yapılmasına karar verdi.Değişiklikler uyarınca, ilk kez muhalefet eden kişiye sadece uyarı cezası verilecek; muhalefet etmeyi tekrarlayanlara ise 39.320 Tenge, yani yaklaşık 78 Dolar para cezası verilecek. Ayrıca yasa, tıbbi nedenler ve sivil savunma durumları nedeniyle veya spor ya da kültürel etkinlikler sırasında yüze herhangi bir şeyin takılmasına izin vermektedir.
Yorum:
Ocak 2025'te Kırgızistan'da nikabın takılması yasaklanmıştı.Tacikistan'da ise geçen yıl "milli kültüre aykırı" giysilerin satışı veya giyilmesi yasaklanmıştı.Özbekistan'da da 2023'ten bu yana benzer kısıtlamalar uygulanmaktadır. Türkmenistan'da ise nikaba yönelik resmi bir yasağın olmamasına rağmen, ancak kadınların milli kıyafet giyme zorunluluğu, Müslüman bacılarımızın nikab giymesini neredeyse imkânsız hale getirmektedir.
Bundan da anlaşılacağı üzere Orta Asya ülkeleri, sanki Allah Subhanehu ve Teala'nın gazabını üzerine çekecek eylemlerde yarışıyormuşçasına, dini değerlere düşmanca yasalar çıkarmak için birbirleriyle yarışmaktadırlar!Kazakistan Cumhurbaşkanı Tokayev'in Trump'ı hoşnut etmek için suçlu Yahudi varlığını tanıması, bu ülke liderlerinin İslam'a karşı düşmanlığının boyutunu açıkça ortaya koymaktadır.
Aslında nikabın ve sakalın yasaklanması, bu diktatör rejimlerin benimsediği demokratik değerlerle çelişmektedir.-İddia edildiğine göre- demokrasi, insanın inanç ve kişisel tercih özgürlüğünü garanti etmekte ve onun dinini istediği gibi uygulamasını ve sembollerini kullanmasını sağlamaktadır.Ancak demokrasinin merkezi olan bizzat Batı, uzun zamandır bu fikri terk etmeye başlamıştır; yani bu özgürlükler, İslam ve Müslümanlar hariç onlar arasında her şeye tanınmaktadır.
Örneğin şeytana tapanlara ve diğer sapkınlara inanç özgürlüğü tanınmakta ve gayrimüslimlerin istediklerini giymeleri, hatta çıplak dolaşabilmeleri için alanlar açmaktadırlar. Ama mesele İslam'ın değerleriyle ilgili olduğunda, durum tamamen tersine dönmektedir! Nitekim kendini demokrasinin beşiği olarak gören Fransa'daki gerçeklikler bunu teyit etmektedir; zira 2004 yılında eğitim kurumlarında başörtüsünü yasaklamış, resmi dairelerdeki başörtülü kadın çalışanları çıkarmış, ardından 2010 yılında kamusal alanda nikap giyilmesini yasaklamıştır!
Bu, demokratik ve diktatörlük sistemlerinin aynı madalyonun iki yüzü gibi olduğunu ve her ikisinin de kendi iradelerini insanların iradesinin önünde tuttuklarını göstermektedir! Özellikle komünist Çin tarafından Doğu Türkistan'da yaşanan zulümler, son dönemde Gazze'de yaşanan katliamlar ve Sudan'da alevlenen savaş, evet bunların hepsi, özgürlük ve kadın-çocuk hakları sloganlarının uzun süredir toprağa gömüldüğünü ortaya koymaktadır.
Gerçekte Müslüman kadınlar, ikiyüzlü demokratların buna izin vermesi veya -iddia ettikleri gibi- kişinin seçme özgürlüğüne sahip olmasından dolayı nikab takmıyorlar; aksine nikabı, şerî bir emir olmasından dolayı takıyorlar. Buna binaen Müslümanlar olarak bizim görevimiz, Orta Asya'daki diktatör rejimlerin İslam'a karşı yürüttüğü kampanya karşısında tek saf halinde durmamızdır. Zira bugün nikabımızı ve sakalımızı yasaklayan sistemler, yarın doğal olarak davetimizi, namazımızı ve orucumuzu da yasaklayacaktır!
Müslümanları kapitalist ideolojinin zulmünden kurtarmanın tek yolu, İslam'ı tüm alanlarda uygulayacak ve Müslümanların haklarını, gözetimlerini ve güvenliklerini tam olarak garanti altına alacak olan Hilafet Devleti’dir.
Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan
Nureddin Asanaliyev



