- |
- İlk yorumlayan ol!
- yazı boyutu yazı boyutunu küçült Yazı boyutu büyüt

بسم الله الرحمن الرحيم
Haber-Yorum
Danimarka Dışişleri Bakanı, Elleri Masum Gazzelilerin Kanına Bulanmışken, Filistin Konusunda Endişeliymiş Gibi Davranıyor
Haber:
7 Eylül 2025'te Danimarka Dışişleri Bakanı Lars Løkke Rasmussen, Siyonist dostları ve meslektaşlarıyla bir araya gelerek "endişelerini dile getirmek" ve hükümetlerine "baskı yapmak" amacıyla işgal altındaki Filistin'i ziyaret etti.İşgale yönelik bu dostane ziyaret, Dışişleri Bakanı'nın sosyal medyada şu yorumu yaptığı videoyu paylaşmasından sadece birkaç gün sonra gerçekleşti: “Danimarka hükümeti şimdi Filistin'in gelecekte tanınması konusundaki tutumumuzdan İsrail'in vetosunu kaldırmak için adımlar atıyor.”
Yorum:
Danimarka'nın hala askeri teçhizat sağlamaya ve sabit destek vermeye devam ettiği 700 günlük canlı yayınlanan soykırım, kadın ve çocuklara yönelik vahşi katliamlar ve kitlesel açlıktan sonra Lars Løkke Rasmussen Tel Aviv'e giderek şu yorumu yaptı: "Kendimi ve Danimarka'yı İsrail'in bir dostu olarak görüyorum. Aynı zamanda endişeli bir dost."
Danimarka hükümeti Filistin'in özgürlüğü için çağrıda bulunanlara eşi benzeri görülmemiş bir baskı başlatıp onlarca kişiye terörizm suçlaması yöneltmesi için yargı makamlarına baskı yapmasının yanı sıra Filistin halkına destek verdiklerini ifade edenlere ağır cezalar verirken ve Lars Løkke Rasmussen'in Dışişleri Bakanlığı Yahudilere askeri teçhizat ihracatını onaylamaya devam ederken, Rasmussen şimdi birdenbire "endişelenmeye" başlamıştır. Siyonizm karşıtlığını antisemitizmle eş tutmayı amaçlayan siyasi kampanyalar yürütmesinin ve Danimarkalı politikacılar üzerindeki Siyonist etki iddialarına şiddetle saldırmasının ardından hükümet, şimdi Filistin meselesine ilişkin tutumunun Kopenhag'da değil, işgalin tam merkezinde belirlendiğini kabul ediyor.
Bununla birlikte Danimarka hükümetinin endişelenmesi için geçerli sebepler de vardır. Ama onun endişesi hiçbir zaman Filistin olmamıştır. Olayların gelişmesi ve Danimarka'nın Gazze'deki soykırıma verdiği sürekli desteğe karşı halkın öfkesinin artmasıyla birlikte bir sonraki seçimler yaklaştıkça bocalayan hükümet içerisindeki korku yükseliyor. Avrupa kıtasının dört bir yanındaki siyasi liderler, ellerindeki Gazze halkının kanını yıkamak için ucuz girişimlerde bulunarak siyasi kanalların önünde sıraya giriyorlar.
Soykırımdan hali bir gelecek için Filistin halkına -aynı anda- şartlar dikte etmeye cesaret eden soykırım savunucularından sadır olan sıhhatten yoksun “endişe” sözlerine, aklı başında olan veya biraz olsun asil olan hiç kimse inanmaz! Mübarek toprakların kahraman halkının Lars Løkke Rasmussen gibilerinin herhangi bir ilgisine veya takdirine ihtiyacı yoktur. Dolayısıyla tek kaygısı kariyeri ve kişisel mirası olan ve elleri masum Gazzelilerin kanına bulanmış Rasmussen, Danimarka hükümetindeki arkadaşlarıyla birlikte sonsuza dek fasit bir suçlu olarak hatırlanacaktır.
Müslüman orduları harekete geçip habis Yahudi varlığını ortadan kaldırmadıkça Filistin kurtulamayacaktır. Ayrıca Filistin, Nübüvvet Minhacı üzere Raşidi Hilafetteki İslami liderler altında diğer Müslüman ülkelerle birleşmedikçe gerçek anlamda özgürleşmeyecektir.
Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan
İlyas Lamrabet