Pazar, 27 Rebiu’s Sânî 1447 | 2025/10/19
Saat: (Medine Saati İle)
Menu
ana menü
ana menü
Gazze Bize Haykırıyor: Ümmetin Tek Bir Sancağın Altında Kalkınmasının Zamanı Gelmiştir!

بسم الله الرحمن الرحيم

Gazze Bize Haykırıyor: Ümmetin Tek Bir Sancağın Altında Kalkınmasının Zamanı Gelmiştir!

Gazze'de yaşanan şiddetli savaş, her gün halkımızın kanıyla sulanan bu toprakları, ümmet olarak bize isabet eden zayıflık ve bölünmüşlüğün bir aynası haline getirmiştir. Artık sessiz kalmamalı, harekete geçmekten korkmamalıyız; bilakis fikri ve ameli olarak kalkınmamız ve gücümüzün kaynağına, bizi bir araya getiren akideye, bizi birleştiren İslam'a ve tüm sancakların üzerinde dalgalanması gereken "لا إله إلا الله محمد رسول الله" sancağına geri dönmemiz sorumluluğumuz haline gelmiştir.

İnsan doğası gereği, idrak edip düşünmek, hak olana teslim olmak ve ruhunu aydınlatan şeyi araştırmak üzere yaratılmış olan bir varlıktır. Yine insan, söz ve filler gibi çevresinde olanlardan ve içinde yaşadığı ortamdan ve sistemden etkilenen bir varlıktır. Bu yüzden insan, altüst olmuş bir gerçeklikte yetiştirildiğinde, sapkınlığı alışkanlık haline getirip onu doğru olarak görmeye başlar ve farkına bile varmadan fıtratından uzaklaşır. Dolayısıyla insanın gördükleri ve işittikleri şeylere göre şekillenmesi onu, kendisinden olmayan ve üzerine yaratıldığı şeye (fıtrata) benzemeyen fikirlerin esiri haline getirir.  

Bu fikri işgal, sadece sözcüklerle veya fikirlerle sınırlı kalmamış, aksine eğitim müfredatları, medya organları ve ekonomi aracılığıyla kültürümüzün derinliklerine kadar nüfuz etmiştir. Okullarda ve medya organlarında bize, çarpıtılmış tarih ve yabancı değerler sunulunca, yeni nesil kimliğiyle olan bağını yitirmiş ve fıtrat, sahte Batı standartları karşısında görünmez bir hale gelmiştir. Şerî yoldan sapmak, sadece bir hata değil, doğru ile yanlışın kıyas edildiği bir ölçü haline gelmiş... Ve böylece kırılma başlamıştır.

Gerçekliğin yozlaşması, bir boşluktan gelmemiş, aksine Batı'dan ithal ettiğimiz sistemlerden gelmiştir ki böylece bizim dışımızdakilerin akıllarıyla karar vermeye ve doğruyu, bize yabancı teraziyle ölçmeye başladık. Dolayısıyla sistem mefhumları değiştirmiş, böylece iman geri kalmışlık, iffet kompleks, özgürlük ahlaksızlık ve açıklık bir çözülme haline gelmiştir! Her ne zaman fıtrat haykırmaya çalışsa, “trendlerin” gürültüsü, medyanın parıltısı ve korkunç bir ruhsal boşluğu gizleyen manşetlerin süsleri tarafından susturulmuştur.

Batı, ümmete karşı savaşını sadece silahlarla değil, aksine fikir, ekonomi, sinema, eğitim ve medya ile de yürütmüştür. İçimize öyle bir aşağılık kompleksi yerleştirmiştir ki böylece çoğumuz izzetin ancak ona ait olmakla olabileceğini sanmıştır. Ayrıca Batı, ülkemizi bölmüş, sembollerimizi değiştirmiş ve " لا إله إلا الله محمد رسول الله" yazılı bayrağımızı, dinimizle hiçbir ilgisi olmayan renklerle karıştırılmış bayraklarla değiştirmiştir. Dolayısıyla bizlere, akideye değil sınırlara ait olmayı, Kur'an'dan daha çok ilahileri kutsallaştırmayı, ümmetin kalkınmasını değil vatan için marşlar söylemeyi öğrettiler.

Bu tahrifat altında Müslüman, ülkesinde hak olanı bir yabancı gibi görmeye başlamıştır. Varoluşun anlamından ziyade geçim derdine düşmüş ve sırf akidesine sımsıkı sarıldığı için onu aşırıcı gören bir dünyada akidesini savunmaktan yorulmuştur. Hatta Batı'ya baktığında, küfürlerine rağmen onların, huzurlu ve sakin bir hayat yaşadıklarını görmüş ve böylece mutluluğun sırrının, elinden kaybettiklerinde değil de kafirlerde olan şeylerde olduğunu zannetmiştir.

Ancak Allah bizi, tabiiler olmamız için, hakkı ve adaleti egemen kılmamız için yaratmıştır. Nitekim bizler, ibadet ile muamelatın arasını birleştiren ve ruhu amelle mezceden bir metot olan Peygamberimiz Sallallahu Aleyhi ve Sellem’in metodunu terk edince izzetimizi de kaybettik; bu yüzden gaflet içinde olduğunu öğrendiğinde ümmet, kaçınılmaz olarak kalkınacaktır

Bireyin, değişime başlaması için bir yanılsama içinde yaşadığını idrak etmesi yeterlidir. Peki ümmetin tamamı, gafletinden nasıl uyanacak? Ayrıca ümmet, nasıl kalbinde taşıdığı "لا إله إلا الله محمد رسول الله” bayrağı olan tek bir bayrak altında birleşip yardımın Batı’nın elinde değil de Allah’ın elinde olduğuna inanacak? Artık üzerimize uygulanan yabancı sistemlerle dinimizin bize emrettiği şeylerin arasını yeniden düşünmemizin zamanı gelmedi mi? Artık İslam'ı, kalbi ıslah eden ibadet, dünyayı ıslah eden adalet, madde ile ruh mezcedilmesi ve Allah'ın istediği insanlık gibi Allah’ın istediği şekilde yaşamamızın zamanı gelmedi mi?

Öyleyse gelin hep birlikte fikir ve bilinçle kalkınalım, fıtrata geri dönelim ve nurları asla sönmeyecek olanların yolunu izleyelim ki böylece ümmet Raşidi Hilafetini kursun ve hakkın bayrağı, tüm bayrakların üzerinde dalgalansın.

Ancak bizler, fıtrat, bilinç ve kalkınmadan bahsederken, genel olarak on yıllardır Filistin’de olanları ve özel olarak da iki yıldır Gazze’deki Aksa Tufanı operasyonunu göz ardı etmemiz imkansızdır. Zira orada akidemiz sınanmakta ve bilincimizin samimiyeti ölçülmektedir; zira her gün kanların akıtıldığı topraklar, bizden uzak bir mesele değildir, aksine zayıflığımızın, sessizliğimizin ve bölünmüşlüğümüzün bir aynasıdır.  

Gazze sadece toprak için olan bir çatışma değildir; aksine kimlik ve birlik için olan bir çatışmadır. İç muhalefetlerden dolayı parçalanmış ve bitkin düşmüş ümmet, Batı’nın onu parçalamak için devam eden çatışmaları karşısında kendisini aciz hissetmektedir. Gazze'nin göstermiş olduğu fedakarlıklarına rağmen, ancak birleştirici vizyonun ve siyasi kitlesel çalışmanın yokluğu, onun zaferini sadece havada yükselen çığlıklara dönüştürmüştür! Eğer gerçekten bir değişim istiyorsak, bunun yolu, fikri ve siyasi vahdetimizi tek bir sancağın altından yeniden tesis etmekle başlar.

Bugün Gazze, ümmetin hala canlı olduğuna inanan ve hak sancağın altında sesini yeniden duyurmayı bekleyen tüm kalpler adına haykırmaktadır. Eğer kalkınmanın bilinçli olmakla başladığına inanıyorsak, o zaman Gazze'ye yardım etmek, bilincimizin ilk sınavı ve yardımın Allah'ın asla dönmeyeceği bir vaadi olduğunu bilen ümmet yolunda atılan ilk adım olsun.

Zaferin yolu, ümmetin fikri ve siyasi olarak kalkınmasıyla başlar; bunu gerçekleştirmek için de akide, şeriat ve yönetim olarak İslam'ın gerçek boyutlarına geri dönmemiz gerekir. Bugün Hizb-ut Tahrir, tam bir iman ve kararlılıkla bu davete liderlik ederek, İslami hayatı yeniden başlatmak ve Nübüvvet Minhacı üzere Raşidi Hilafeti yeniden tesis etmek için en ideal yola ışık tutmaktadır. Ümmet akidesine geri dönüp saflarını birleştirerek İslam'ın sancağını yükseklerde dalgalandırmadıkça, güç dengeleri ümmetin lehine dönmeyecektir. İslam davetini Hizb-ut Tahrir temsil etmekte olup bizleri, bu azim projeye yardım etmeye davet etmektedir; bu azim proje ise, akidesinden ödün vermeyen ve kendisine yabancı hiçbir şeye boyun eğmeyen ümmetin projesidir. O halde Gazze hepimiz için ilk motivasyon kaynağı olsun ve Gazze'yi, kalkınmanın şafağının başladığı değişimin kapısı haline getirelim. O halde haydi hak sancağını dalgalandırın ve Allah Subhanehu ve Teala'nın bize emrettiği gibi, mücahit bilinçli ümmetin bir parçası olun.

Hizb-ut Tahrir'in ciddiyet ve samimiyetle çalıştığı Nübüvvet Minhacı üzere Raşidi Hilafet projesi için ayağa kalkın. İşte sadece o zaman Allah Subhanehu ve Teala’nın bize olan vaadi gerçekleşecektir; zira ümmetin kalkınmasının, kafirin üzerindeki tahakkümünü kaldırmasının, İslam’ın yönetimini yeniden tesis etmenin ve Allah Azze ve Cellenin vaadinin gerçekleşmesinin tek yolu budur: وَعَدَ اللَّهُ الَّذِينَ آمَنُوا مِنكُمْ وَعَمِلُوا الصَّالِحَاتِ لَيَسْتَخْلِفَنَّهُمْ فِي الْأَرْضِ Allah, içinizden, iman edip de salih ameller işleyenlere, yeryüzünde mutlaka egemen kılacağına dair vaatte bulunmuştur.” [Nur 55] Ve Allahu Teala şöyle buyurmuştur: وَلَيَنصُرَنَّ اللَّهُ مَن يَنصُرُهُ إِنَّ اللَّهَ لَقَوِيٌّ عَزِيزٌ Allah (Kendi dinine) yardım edenlere muhakkak yardım edecektir. Kuşkusuz Allah güçlüdür, mutlak galiptir.” [Hac 40]

Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan
Nuseybe Fellahi (Ümmü Vad) – Yemen

Yorum Ekle

Gerekli olan (*) işaretli alanlara gerekli bilgileri girdiğinizden emin olun. HTML kod izni yoktur.

yukarı çık

SİTE BÖLÜMLERİ

BAĞLANTILAR

BATI

İSLAMİ BELDELER

İSLAMİ BELDELER