- |
- İlk yorumlayan ol!
- yazı boyutu yazı boyutunu küçült Yazı boyutu büyüt
بسم الله الرحمن الرحيم
Haber - Yorum
Kafirlere ve Onların Ajanlarına Değil, Allah’a ve İnsanlık İçin Çıkarılmış En Hayırlı Ümmete Güvenmenin Zamanı Gelmedi Mi?
Haber:
Hamas ile Yahudi varlığı arasında 10 Ekim'de yürürlüğe giren ateşkes anlaşmasının ilk aşaması aksaklıklara ve ihlallere rağmen devam ederken ikinci aşamasına ilişkin görüşmeler de sürüyor.
Bu bağlamda, Hamas Siyasi Büro Üyesi Halil Hayye liderliğindeki Hamas heyeti ile Filistin Devlet Başkanı Yardımcısı Hüseyin eş-Şeyh ve Filistin İstihbarat Başkanı Macid Ferac liderliğindeki Fetih Hareketi heyetleri Mısır'da bir araya geldi.
Mısır'da yayın yapan "Kahire el-İhbariyye (Al Qahera News)" televizyonunun haberine göre, heyetler, ateşkes anlaşmasının ikinci aşamasını ve Gazze'de ateşkes sonrası durumu görüştü.
Ancak Yahudi varlığı defalarca ateşkesi ihlal etti ve düzenlediği saldırılarda onlarca Filistinli hayatını kaybetti. Yahudi varlığı, ateşkesin yürürlüğe girdiği 10 Ekim'den 20 Ekim'e kadarki süre zarfında Gazze Şeridi'ne girmesi gereken 6 bin 600 tırdan da sadece 986'sının girişine izin verdi.
Ateşkes anlaşmasının ikinci aşamasında ise Hamas'ın silahsızlandırılması, Gazze'ye uluslararası bir barış gücü konuşlandırılması, geçici bir yönetim kurulması ve yeniden imar gibi maddeler öne çıkıyor. (23.10.2025, trthaber)
Yorum:
Yahudi varlığının Gazze halkına yönelik savaşında işlediği katliam, yıkım ve soykırımın üzerinden iki yıldan fazla bir zaman geçti; bu zaman zarfında tüm dünya bu vahşeti izledi ve Müslümanların başındaki hain yöneticilerden bu vahşeti durdurmaya yönelik hiçbir eylem görmedik. Bundan daha da kötüsü, Mısır Firavun’u Sisi, Gazze’deki halkımıza destek vermek için Yahudi varlığına tek bir kurşun dahi sıkmadığı gibi onlardan bir lokma ekmeği ve bir yudum suyu dahi engellemiştir. Bu gerçeklik, aklı olup anlayan hiç kimse için bir sır değildir. Diğer taraftan gaspçı Yahudi varlığının vahşeti, vampirliği, kibri, İslam’a ve Müslümanlara olan kini, hiçbir şekilde yapılan anlaşmaya sadık kalmadığı ve akla hayale gelmeyecek korkunçluklar işlediği de hiç kimse için bir sır değildir. Ayrıca Müslümanların başındaki yöneticilerin, özellikle de Filistin otoritesinin başındaki aptalın, iki yıldan fazla süren savaş sırasında Gazze’deki halkımız için içi boş söylemlerden başka hiçbir şey yapmadıkları, Müslümanların taleplerine hiç kulak vermedikleri, Trump’ın sözüne Allah’ın kelamından daha çok değer verdikleri, Trump’ın bir çağrısıyla onunla görüşmek için yarış yaptıkları ve Yahudi varlığına doğrudan veya dolaylı olarak destek vermeye devam ettikleri de hiç kimse için bir sır değildir.
Evet, Gazze halkının çektiği acıları en derinden hissediyor ve onlara yardım etmeyen hain yöneticilere de en derinden öfkeleniyoruz. Müslümanların başındaki hain ve ajan yöneticilerin Gazze halkını yüzüstü bırakmasını Allah’a, Rasulü’ne ve müminle yapılmış en büyük ihanet olarak görüyoruz. Peki onların bu ihanetleri, kafir Amerika ve onun ajanlarının koridorlarında dolaşmayı, küfrün başı Amerika’nın önerdiği anlaşma maddelerine boyun eğmeyi, Yahudi varlığı ile aynı masaya oturmayı, Allah’ın emirlerini göz ardı etmeyi ve Allah’ın en hayırlı olarak vasıflandırdığı ümmetin taleplerini görmezden gelmeyi meşru mu kılmaktadır?
Her ne olursa olsun İslami tavır, Allah’a güvenmek, Allah’ın emirlerine ve Müslümanların taleplerine kulak vermek, kafirlere ve ajanlarına hiçbir şekilde güvenip itaat etmemek ve onların şeytani anlaşma maddelerini kaldırıp atmak değil midir? Müslümanların çaresiz ve zor durumda kaldıklarında, tek sığınakları Allah ve yönelecekleri yer de İslam ümmeti ve onun orduları olması gerekmez mi? Nitekim Allahu Teala şöyle buyurmuştur: وَلَا تُطِعِ الْكَافِر۪ينَ وَالْمُنَافِق۪ينَ وَدَعْ اَذٰيهُمْ وَتَوَكَّلْ عَلَى اللّٰهِۜ وَكَفٰى بِاللّٰهِ وَك۪يلًا “Kâfirlere ve münafıklara itaat etme, onların eziyetlerine aldırma. Sen Allah’a güvenip dayan. Vekil (Güvenip dayanılacak zat) olarak Allah yeter!” [Ahzab 48]
Sonuç olarak gerçek şu ki; eğer anlaşmanın ikinci aşamasının maddeleri, özellikle de silahların bırakılması maddesi üzerinde mutabık kalınırsa, Yahudi varlığı asla bu anlaşmaya uyup vahşetinden vazgeçmeyecek, nasıl ki anlaşmanın birinci aşamasını ihlal edip onlarca masum Müslümanı katlettiyse yine katletmeye devam edecektir. Bu yüzden Hamas heyeti de dahil tüm İslami gruplar ve heyetler, Gazze mücahitlerinin kahramanlıklarını, Gazze halkının sabrını ve metanetini ve onların Allah’a olan güçlü iman ve inançlarını kafirlerin ve ajanlarının koridorlarında ve masalarında heder etmesinler; gerçekten üstün olup zafer kazanmak istiyorlarsa yönlerini Allah’a, İslam ümmetine ve ümmetin ordularına çevirsinler, sadece onlara güvenip onlardan yardım istesinler; ancak o zaman kaçınılmaz olarak Allah’ın yardımı gelecek ve İslam ümmeti ve tüm insanlık için tek kurtuluş reçetesi olan İslam’ın hükümlerinin tatbik edileceği Raşidi Hilafet Devleti’nin kurulması an meselesi olacaktır. Zira Allahu Teala şöyle buyurmuştur: إِن تَنصُرُوا اللَّهَ يَنصُرْكُمْ وَيُثَبِّتْ أَقْدَامَكُمْ “Eğer siz Allah’a (Allah’ın dinine) yardım ederseniz O da size yardım eder, ayaklarınızı sabit kılar.” [Muhammed 7]
Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan
Ramazan Ebu Furkan



