Pazartesi, 09 Rebiu’l Evvel 1447 | 2025/09/01
Saat: (Medine Saati İle)
Menu
ana menü
ana menü
Felaketi Önlemenin Tek Yolu İslam’ı İhya Etmektir

بسم الله الرحمن الرحيم

Haber-Yorum

Felaketi Önlemenin Tek Yolu İslam’ı İhya Etmektir

Haber:

Çarşamba günü, şiddetli yağmurlar Karaçi şehrini sular altında bırakarak, 20 milyon nüfuslu güney sahil kentini felç etti; bu olay, kuzeybatıdaki Hayber-Pahtunhva eyaletindeki köyleri vuran ölümcül ani sel felaketinin üzerinden bir hafta bile geçmeden meydana gelmiştir.

Yorum:

Pakistan'da son zamanlarda meydana gelen sel felaketleri, Hayber-Pahtunhva ve Sindh bölgelerini harap ederken, diğer bölgelerde de sokaklar sular altında kalarak günlük yaşamı tehlikeli bir hale getirmiştir. Hayber-Pahtunhva'da can ve mal kaybının olduğu trajedi, insanların kalbini derinden etkilemiştir. En endişe verici olan şey ise, yeterli kurtarma ekipmanının bulunmaması olup bu da birçok kişinin hükümetin müdahale etme kabiliyetini sorgulamasına neden olmuştur. Kurtarma ekipleri her şeyi elle yapmaya terk edilmiş, yıllarca süren ihmalin gerginleştirdiği yerel sakinler, bir kez daha yardımın nadiren geleceğini, hatta hiç gelmeyeceğini fark ederek yine kendilerine güvenmek zorunda kaldıklarını idrak etmiştir.

Zararların çoğunun insanın otoriteye olan açgözlülüğünden ve doğal kaynakların sömürülmesinden kaynaklanmasına rağmen hükümet, bu felaketleri genellikle doğal ve kaçınılmaz olarak nitelendirmektedir. Hayber-Pahtunhva hükümetiyle yakın iş birliği içinde çalışan ormancılık uzmanı Tarık Ali Şah, eyaletin yılda yaklaşık %1,5 oranında orman kaybettiğini söyledi; bu da 2000 ile 2023 yılları arasında 8.000 hektara, yani yaklaşık İslamabad'ın büyüklüğüne denk gelmektedir. Diğer sorunlardan biri de, nehir kıyılarında otel, ev ve restoranların inşa edilmesidir. Örneğin 2022 yılında Svat bölgesinde meydana gelen sel felaketinde, yaklaşık 700 otel, motel, pansiyon ve restoran tamamen sular altında kalmıştır. Son sel felaketinin yıkıcı etkilerini İslamabad'da da gördük; zira nehirlerin taşması ve inşaat çalışmaları nedeniyle darboğazlar oluşmuş, bu da sel sularının alçakta bulunan evlere ve bodrum katlarına kadar ulaşmasına yol açmıştır. Karaçi'deki seller, kanalizasyon sisteminin başarısız olmasının bir kanıtıdır; zira şehrin doğal yağmur suyu drenajları (nehirler) katı atıklarla tıkanmış durumda olup kamu sisteminin, özellikle düzensiz yağış sistemi nedeniyle su hacmiyle başa çıkması imkansızdır. Bu durum, gerek kötü yönetim, gerek idari parçalanma, gerekse genel olarak şehirdeki atık su ve yağmur suyunu yönetmek için kapsamlı bir su altyapısının eksikliği nedeniyle daha da kötüleşmiştir.

Pakistan'daki kör geliştirme programları, sömürgeci İngiliz yönetimine kadar uzanmaktadır. İngilizler, alanları kontrol etmeye ve kârı maksimize etmeye odaklanmışlar ve şehir planlama yetkilileri ile adaletsiz konut politikalarının kaotik bir karışımını ortaya çıkarmışlardır. Dolayısıyla sahil gelişimine, kentsel yayılmaya ve sınıf ayrımcılığına öncelik vermişlerdir. Bağımsızlıktan sonra, planlama felsefemiz sabit bir şekilde kalmaya devam etmiştir: Bu da dışa doğru inşa etmek, büyük ve zenginler için inşa etmektir. Master planlar hazırlanmış ama sonra da ihmal edilmiştir. Sürekli kentsel genişleme nedeniyle tarım arazileri erozyona uğramıştır.

Kapitalist dünya felaketlerle dolu iken, İslam tamamen farklı bir yaklaşım benimsemiştir. Zira İslam'da devlet, doğal ormanları korumak ve madencilik ve ağaç kesimi faaliyetlerini düzenlemek için politikalar oluşturmanın ve ağaç plantasyonlarının tahrip edilmesini önlemek için gerekli diğer faaliyetlerin sorumluluğunu üstlenmektedir. Allah Subhanehu ve Teala, dünyayı ve içindeki her şeyi insan için yaratmış olup bu dünya ancak Allah'a itaatle korunabilir. İslam'ın altın çağında, mühendisler ve şehir planlamacıları, kentsel alanları selden korumak ve istikrarlı bir su temini sağlamak için gelişmiş hidrolik teknikler geliştirmişlerdir. Sel yönetimi, baraj ve kemerlerin inşasını, karmaşık kanal sistemlerinin oluşturulmasını ve suyu verimli bir şekilde dağıtmak ve depolamak için su kaldırma makinelerinin geliştirilmesini kapsamaktaydı. Bu çabalar, kanal bakım teknikleri ve söğüt kullanılarak yapılan baraj koruma çalışmalarının yanı sıra tarımı, kentsel bölgelerdeki su teminini ve kamu yararını destekleyen kapsamlı su yönetim sistemlerinin kurulmasına yol açmıştır; işte tüm bunlar, onların hidrolik mühendisliği konusundaki gelişmiş anlayışlarının kanıtıdır. Bu, bölgeler arasındaki mesafe ne kadar uzak olursa olsun, aynı yönetim altında birbirine bağlı olmaları sayesinde gerçekleştirilmiştir. Sel, kuraklık, salgın hastalıklar veya savaşlar gibi her türlü zorluk, ümmetin nüvesi, yani Hilafetin merkezi gücü tarafından hissedilen ve üstlenilen bir durumdur. Bizim, kurtarmak, korumak ve Allah Subhanehu ve Teala'nın ümmet için istediği eski ihtişamını ihya etmek için acil olarak Hilafete ihtiyacımız vardır. Hilafet, Nübüvvet Minhacı üzere kurulduğunda, iktidardaki açgözlülerin ümmetin servetini yok etmesine izin vermeyecektir. Şu anda ölüm ve yıkıma neden olan su, yaşam ve büyümenin kaynağı haline gelecektir. Barajlar ve kanallar inşa edilecek ve sular, ihtiyacı olan bölgelere dağıtılacaktır. Nitekim elimizde, Hacıların rahatlığı için, dönemin halifesi Harun Reşid'in eşi tarafından Mekke halkı için yaptırılan bir kanal olan Zübeyde Kanalı gibi örnekler vardır. Kanal hala mevcut olup bize İslam'ın altın çağını hatırlatmakta ve bizleri, Kerim Peygamberimiz Muhammed Sallallahu Aleyhi ve Sellem'e tabi olanların yolunu takip etmeye davet etmektedir.

وَلِلَّهِ مُلْكُ السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضِ وَاللَّهُ عَلَى كُلِّ شَيْءٍ قَدِيرٌ

Göklerin ve yerin hükümranlığı Allah'ındır. Allah'ın her şeye gücü yeter.” [Al-i İmran 189]

Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan
Ahlak Cihan

Yorum Ekle

Gerekli olan (*) işaretli alanlara gerekli bilgileri girdiğinizden emin olun. HTML kod izni yoktur.

yukarı çık

SİTE BÖLÜMLERİ

BAĞLANTILAR

BATI

İSLAMİ BELDELER

İSLAMİ BELDELER