Cuma, 23 Cumade’l Ûlâ 1447 | 2025/11/14
Saat: (Medine Saati İle)
Menu
ana menü
ana menü
El Faşir'in Düşüşü, Amerikan'ın Darfur'u Bölme Planını Hızlandırıyor!

بسم الله الرحمن الرحيم

El Faşir'in Düşüşü, Amerikan'ın Darfur'u Bölme Planını Hızlandırıyor!

26 Ekim 2025 Pazar sabahı, Hızlı Destek Güçleri (RSF), bir yıldan uzun süren bir kuşatmanın ardından El Faşir'in kontrolünü ele geçirdiğini duyurdu; bu da Darfur'un beş eyaletinin tamamı üzerinde etkisini genişlettiği ve ülkeyi, Sudan ordusunun kontrol ettiği doğu ile Hızlı Destek Güçlerinin kontrol ettiği batı olarak böldüğü anlamına gelmektedir. Dolayısıyla Hızlı Destek Güçlerinin El Faşir'i kontrol etmesinin, bir şehir için yapılan savaşta kazanılan bir zaferden daha fazlası olduğu, dahası tüm bölgenin dikkat çekici bir şekilde kontrol altına alınması olduğu açıktır.

Sudan ordusunun çekilmesinin ardından El Faşir'in düşüşünden dolayı yaşanan sahnedeki bu gelişme, ateşkesin sağlanması amacıyla ABD'nin Washington'da hükümet ve Hızlı Destek Güçleri heyetleri arasında düzenlediği görüşmelerle aynı zamana denk gelmiştir. Amerika'nın, Sudan'ı devletçiklere bölme planı kapsamında Darfur'u ayırma planını hızlandırmak için her iki tarafın liderlerine, Hızlı Destek Güçlerinin El Faşir'e girmesine izin vermelerini ve ordunun oradan çekilmesini emrettiği açıktır!

2005 yılında ikinci döneminin başında eski ABD Başkanı George W. Bush ve danışmanları arasında Orta Doğu ile ilgili bir çalışma belgesini görüşmek üzere yapılan toplantıda tartışılan Amerikan belgesinde Sudan ve gelecekteki üç senaryosundan bahsedilmiştir ki bu senaryo, Sudan'ın üç devlete bölünmesi olasılığından uzak değil. Bu da aşağıdaki şekildedir:

* Bu devletlerden biri, kuzeyde Mısır ile bağlantılı olacak.

* Amerika, güneydeki bir diğeriyle stratejik bir bağ ile bağlantılı olacak.

*Yahudi varlığı, Batı Sudan'da (Darfur) ortaya çıkabilecek devletle bağlantılı olacak.

Orta Doğu'da önerilen strateji ve Amerikan diplomasisi, fikirlerin hazırlanıp düzenlenmesinin ardından Ortadoğu ülkelerinin başkanları ve liderlerinin, fikirler üzerinde bir inceleme veya değişiklik yapılmadan onaylanması için Beyaz Saray'a çağrılmalarıdır; talep edilen ise, ikili ve ardından toplu olarak ön istişare yapılması kapsamında bu siyasi fikirlerin veya diplomatik girişimlerin uygulanması için en iyi yöntem veya araçlar konusunda bölgedeki ülkelerin liderleriyle bir anlaşmaya varmaktır. Genel olarak Müslüman ülkelere, özel olarak da Sudan'a yönelik Amerikan politikası şudur; kan sınırlarını parçalamak için planlar yapmak, yöneticiler ve siyasi ortam aracılığıyla bunları uygulamak için çalışmak ve medyada bunları pazarlamak.

Bu nedenle Amerika'nın emirleri açıktır ki bu da; Hızlı Destek Güçlerinin El Faşir'i ele geçirip düşürmesi için mümkün olan her şeyi kullanmasıdır; bu yüzden bu güçler, El Faşir ve Sudan'ın diğer şehirlerinde silahsız insanları katledip oluk oluk kanlar dökmüş ve ordunun liderliği ise El Faşir ve halkını koruma görevini yerine getirmekten geri durarak burayı suçlu Hızlı Destek Güçlerinin akla gelebilecek en korkunç şekilde ihlal etmesine terk etmiştir. Amerika ile bölgesel ve yerel araçlar tarafından El Faşir'deki katliamlarla ilgili yapılan tüm açıklamalar, konuşmalar ve pişmanlık ifadeleri gerek gerçek gerekse üzerinde anlaşmaya varılan komplo hakkında gözlere kum serpmekten ibarettir.

Sudan halkından genel olarak talep edilen şey, Amerika'nın ve onun bölgesel ve yerel araçlarının gerçeği ve iğrençliği konusunda bilinçli olmasıdır; zira onlar, barış hakkında mırıldanıp duruyorlar ancak hakikatte kanlı sınır planını uygulamak için Müslüman ülkelere yıkım ve ölüm getirmektedirler.

Aynı şekilde Amerika ve Batı'nın cehennem gibi sömürgeci planlarından kurtuluş projesi hakkında bilinçli olmak -ki bu, devletin ve ümmetin birliğine dayalı Hilafet projesidir- ve bu amel için gecesini gündüzüne katarak çalışan, çeşitli platformlarda yüksek sesle haykıran, dahası iki aydan fazla bir süredir El-Faşir'in düşmesi ve Amerika'nın maksadını gerçekleştirmesi konusunda uyarıda bulunan halkına asla yalan söylemeyen bir lider olan Hizb-ut Tahrir ile birlikte çalışmaya katılmaktır.

Partinin gençleri ve liderliği, Allah Subhanehu'nun vaadi ve sevgili Peygamberimiz Muhammed Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in müjdesi gerçekleşinceye kadar, Allah rızası için çalışmalarını sürdürmekten dolayı asla yorulmayacak ve bıkmayacaklardır.وَعَدَ اللَّهُ الَّذِينَ آمَنُوا مِنكُمْ وَعَمِلُوا الصَّالِحَاتِ لَيَسْتَخْلِفَنَّهُم فِي الْأَرْضِ كَمَا اسْتَخْلَفَ الَّذِينَ مِن قَبْلِهِمْ وَلَيُمَكِّنَنَّ لَهُمْ دِينَهُمُ الَّذِي ارْتَضَى لَهُمْ وَلَيُبَدِّلَنَّهُم مِّن بَعْدِ خَوْفِهِمْ أَمْنًا يَعْبُدُونَنِي لَا يُشْرِكُونَ بِي شَيْئًا وَمَن كَفَرَ بَعْدَ ذَلِكَ فَأُوْلَئِكَ هُمُ الْفَاسِقُونَ Allah, içinizden, iman edip de salih ameller işleyenlere, kendilerinden önce geçenleri egemen kıldığı gibi onları da yeryüzünde mutlaka egemen kılacağına, onlar için hoşnut ve razı olduğu dinlerini iyice yerleştireceğine, yaşadıkları korkularının ardından kendilerini mutlaka emniyete kavuşturacağına dair vaatte bulunmuştur. Onlar bana kulluk eder ve bana hiçbir şeyi ortak koşmazlar. Artık bundan sonra kimler inkâr ederse, işte onlar fasıkların ta kendileridir.” [Nur 55]İmam Ahmed Müsnedi’nde Huzeyfe’den şöyle dediğini rivayet etmiştir: Allah’ın Rasulü Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurmuştur: تَكُونُ النُّبُوَّةُ فِيكُمْ مَا شَاءَ اللهُ أَنْ تَكُونَ، ثُمَّ يَرْفَعُهَا إِذَا شَاءَ أَنْ يَرْفَعَهَا، ثُمَّ تَكُونُ خِلَافَةٌ عَلَى مِنْهَاجِ النُّبُوَّةِ، فَتَكُونُ مَا شَاءَ اللهُ أَنْ تَكُونَ، ثُمَّ يَرْفَعُهَا إِذَا شَاءَ اللهُ أَنْ يَرْفَعَهَا، ثُمَّ تَكُونُ مُلْكاً عَاضّاً، فَيَكُونُ مَا شَاءَ اللهُ أَنْ يَكُونَ، ثُمَّ يَرْفَعُهَا إِذَا شَاءَ أَنْ يَرْفَعَهَا، ثُمَّ تَكُونُ مُلْكاً جَبْرِيَّةً، فَتَكُونُ مَا شَاءَ اللهُ أَنْ تَكُونَ، ثُمَّ يَرْفَعُهَا إِذَا شَاءَ أَنْ يَرْفَعَهَا، ثُمَّ تَكُونُ خِلَافَةٌ عَلَى مِنْهَاجِ النُبُوَّةٍ Nübüvvet aranızda Allah’ın dilediği kadar kalacaktır. Sonra Allah onu kaldırmayı dilediği zaman kaldıracaktır. Sonra Nübüvvet metodu üzere Hilafet olacak ve Allah’ın dilediği kadar kalacaktır. Sonra Allah dilediği zaman onu da kaldıracaktır. Sonra ısırıcı melikler olacak ve Allah’ın dilediği kadar kalacaktır. Sonra zalim yöneticiler gelecek ve onlar da Allah’ın dilediği kadar kalacaktır. Bunların ardından ise yine Nübüvvet metodu üzere Hilafet olacaktır.

Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan
Abdullah Hüseyin (Ebu Muhammed Fatih) - Sudan

Bu kategoriden diğerleri: « Maden Savaşı!

Yorum Ekle

Gerekli olan (*) işaretli alanlara gerekli bilgileri girdiğinizden emin olun. HTML kod izni yoktur.

yukarı çık

SİTE BÖLÜMLERİ

BAĞLANTILAR

BATI

İSLAMİ BELDELER

İSLAMİ BELDELER