Perşembe, 15 Cumade’l Ûlâ 1447 | 2025/11/06
Saat: (Medine Saati İle)
Menu
ana menü
ana menü
Zayıflıktan İktidara

بسم الله الرحمن الرحيم

Zayıflıktan İktidara

Bugün İslam ümmetinin durumunu düşünen bir kimse, onun aşağılanma ve zayıflık durumundan ve düşmanların her yönden başına musallat olmasından dolayı derin bir acı duymaktan kendini alamaz. Zira tıpkı sevgili Peygamberimiz Mustafa Sallallahu Aleyhi ve Sellem’in buyurduğu gibi milletler başımıza üşüşmüştür: يُوشِكُ أَنْ تَدَاعَى عَلَيْكُمُ الأُمَمُ مِنْ كُلِّ أُفُقٍ كَمَا تَدَاعَى الأُكَلَةُ عَلَى قَصْعَتِهَا... “Aç insanların yemek kabına üşüştükleri gibi yakında diğer milletler de sizin başınıza üşüşeceklerdir…” Bugün bizzat gözlerimizle gördüğümüz şey şudur: gasp edilmiş topraklar, dökülen kanlar, yağmalanan servetler ve Sykes-Picot'un bayrakları altında darmadağın olmuş, demir yumrukla yöneten ajan rejimler tarafından sınırlandırılmış, ayaklanmaları engellenmiş ve enerjileri zincirlenmiş Müslümanlar.

Evet, acı bir gerçeklik içinde yaşıyoruz; zira İslam ümmeti altmış parçaya bölünmüş, düşmanları üzerine üşüşmüş, başına Allah'ın indirdiklerinden başkasıyla yöneten, Sykes-Picot sınırlarını koruyan ve köklü değişim için çalışan her hareketi bastıran ajan rejimler musallat olmuştur; çünkü ümmetin kendisini gözetecek bir devleti ve saflarını birleştirecek bir Halifesi yok; bu yüzden ümmetin “yatırım” adına servetleri yağmalanıyor, halklar acı çekiyor, sistemler yozlaşmış durumunda, adalet yok olmuş, İslam yönetimden uzaklaştırılmış, sadece  bireysel ibadetlerde uygulanır bir hale gelmiş ve İslami kimlik de eğitim, medya ve Batı kültürü aracılığıyla saldırıya uğramaktadır.  

Zayıflığın nedenleri apaçık ortadadır: Ümmetin Rabbinin şeriatıyla hükmetmekten uzaklaştırılması, günahların çoğalması, yozlaşmayla övünmek, siyasi parçalanma ve bölünme, dayanışmanın imkansızlaşması, sömürgeciliğin kendi çıkarlarını korumak için ortaya çıkardığı sistemlere boyun eğilmesi, dünyayı sevmek, ölümü kerih görmek ve kalplere vehn yerleşmesi.

Ancak bu karanlık gerçekliğe rağmen, artık ümmet uyanmaya ve gafletinden sıyrılmaya başladı; bu yüzden artık sloganlara ve yamalı çözümlere aldanmıyor; bilakis Muhammed Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in metodunu araştırmaya ve içinde yaşadığımız zorba krallığın sonunun geldiğine ve ağaç yaprakları gibi dökülmeye başladığına inanmaya başlamıştır. Evet, yaşadığımız zayıflık durumu kalıcı bir kader değildir; aksine İslam'ın yönetimden uzaklaşmasının ve Hilafetin yıkılmasından bu yana sömürgecinin bize dayattığı dinin hayattan ayrılmasının bir sonucudur.

Ancak Allah’ın Rasulü Sallallahu Aleyhi ve Sellem’in müjdesi karanlıkların arasından doğarak yüreklere umut serpiyor ve bize yol gösteriyor: ثُمَّ تَكُونُ مُلْكًا جَبْرِيَّةً فَتَكُونُ مَا شَاءَ اللَّهُ أَنْ تَكُونَ، ثُمَّ يَرْفَعُهَا إِذَا شَاءَ أَنْ يَرْفَعَهَا، ثُمَّ تَكُونُ خِلَافَةً عَلَى مِنْهَاجِ النُّبُوَّةِSonra Zorba Diktatörlük olacaktır. Böylece Allah’ın olmasını dilediği kadar olacak, sonra kaldırmayı dilediğinde onu da kaldıracaktır. Sonra (yeniden) Nübüvvet Minhacı üzere (Raşidi) Hilafet olacaktır.” Dolayısıyla çıkış yolu, Nübüvvet Minhacı üzere İkinci Raşidi Hilafettir; çünkü Hilafet, Allah Subhanehu’nun vaadi ve Rasulü Sallallahu Aleyhi ve Sellem’in müjdesidir. Hilafet, sömürgeci ve avenelerinin çalışmasıyla yıkıldığı gibi bilinçli ve samimi ümmetin çalışmasıyla da yeniden kurulacaktır.

Ümmeti birleştirecek, İslam'ı tek bir varlık, tek bir ordu ve tek bir sancak altında kamil bir şekilde uygulayacak Raşidi Hilafet Devleti kurulmadıkça zayıflıktan kurtuluş yoktur. Zihinleri siyasi karara ve Batı'ya bağımlılıktan kurturmak, insan yapımı rejimleri devirmek, Sykes-Picot'un zincirlerini kırmak ve yönetim, siyaset ve ekonomi de dahil olmak üzere İslami hayatı tüm yönleriyle yeniden şekillendirmek amacıyla bir devlet kurmak için Rasul Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in metodunu takip eden samimi ideolojik siyasi bir kitleyle ciddi bir şekilde çalışmak gerekir... Ki böylece ümmet, risaleti taşımaya ve davet ve cihad yoluyla İslam'ı dünyaya yaymaya hazırlanmış olsun.

Evet, artık ayağa kalkıp sömürgecinin ve onun etkilerinin enkazını kaldırıp atmamızın, bizleri Allah'ın Kitabı ve Rasulü'nün sünnetiyle yönetecek ve bizleri zayıflıktan iktidara götürecek, izzetimizi ve İslam Devleti'ni yeniden kazandıracak bir İmama biat etmemizin zamanı gelmiştir; zira İslam ümmeti aciz değildir ancak onu uyandırıp basiret üzere ona liderlik edecek birine ihtiyacı vardır. İşte Hizb-ut Tahrir bu büyük hedef için gece gündüz çalışmakta ve Allah'ın Rasulü Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in izlediği metottan başka bir kurtuluş yolu görmemektedir; bu metot ise İslam ile hükmedecek, ümmeti birleştirecek ve daveti dünyaya taşıyacak olan devleti kurmak için çalışmaktır. وَاللهُ غَالِبٌ عَلَى أَمْرِهِ وَلَكِنَّ أَكْثَرَ النَّاسِ لَا يَعْلَمُونَ Muhakkak ki Allah emrinde galiptir. Fakat insanların çoğu bunu bilmezler.” [Yusuf 21] وَلَيَنصُرَنَّ اللَّهُ مَن يَنصُرُهُ إِنَّ اللَّهَ لَقَوِيٌّ عَزِيزٌAllah kendi dinine yardım edenlere muhakkak yardım edecektir. Kuşkusuz Allah güçlüdür, mutlak galiptir.” [Hac 40]

Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan
Abdul Mahmud El-Amiri – Yemen

Yorum Ekle

Gerekli olan (*) işaretli alanlara gerekli bilgileri girdiğinizden emin olun. HTML kod izni yoktur.

yukarı çık

SİTE BÖLÜMLERİ

BAĞLANTILAR

BATI

İSLAMİ BELDELER

İSLAMİ BELDELER