Cuma, 28 Safer 1447 | 2025/08/22
Saat: (Medine Saati İle)
Menu
ana menü
ana menü
Husiler Çürümüş Olsa Da Yemen Kabileleri Nasıl Çürümüş Olabilir?!

بسم الله الرحمن الرحيم

Husiler Çürümüş Olsa Da Yemen Kabileleri Nasıl Çürümüş Olabilir?!

Günümüzde Müslümanlar, Allah Subhânehû ve Teâlâ’nın, hakkında bir sultan indirmediği yozlaşmış insan yapımı kanunlarla hükmeden, sömürgeci kâfirin peşinden giden, onun planlarını uygulayan, onun çıkarlarını koruyan, onun kültürünü yayan ve onun kanunlarıyla yöneten, tehlike anında sömürgeci kâfire sığınan, Müslümanlar arasında iç savaşı ve fitne ateşini körükleyen, tebaasına zulmeden, onlara en kötü eziyetleri eden, tebaasının davalarına ihanet eden ve tebaasının düşmanlarının yanında yer alan hain rejimlerle imtihan olmaktadır.

Husilerin otoritesi, küfürle hükmeden diğer kapitalist sistemlerden farklı değildir; zira tüm davranış ve tutumlarını kontrol eden hâlâ mezhepçilik zihniyeti olup tüm tebaasına karşı aynı muamelede bulunan ve hepsine aynı perspektiften bakan bir devlet zihniyetine ulaşamamıştır, aksine kendi mezhebine ait olmayanlara farklı muamelede bulunmaktadır; zira eğer bir kişi başka bir kişiyi öldürür ve bu ikisi de kendi mezhebinden değilse, en hızlı bir şekilde katile kısas uygularlar, affı, diyeti veya kısası gerektiren Kur'an ayetlerini dillerinden düşürmezler, bunu da çeşitli medya organları tekrarlayıp durduğu gibi takipçileri tarafından da sosyal medyada dikkat çekici ve etkileyici bir şekilde tekrarlanır ve böylece kendi hükümlerinin doğru olduğuna ve bir şey üzerinde olduklarına dair propaganda yapılmış olur!Ama eğer katil onlardan değil de öldürülen kişi onlardan ise, katili yıldırım hızıyla ve adalete başvurmadan öldürmek için bir an bile tereddüt etmezler!Nitekim bunun bir örneği iki yıl önce yaşanmıştır; zira Husilere bağlı güvenlik unsurlarından birisi Husi otoritesinin güvenlik şemsiyesi altında Beyda vilayetinin Rada'a şehrinde bir adamı öldürdüğü halde bu öldüren kişi, bir yıl boyunca onların koruması altında askeri üniformasıyla Rada'a sokaklarında gezip dolaşmakta olup Husilerin adaletiyle övünüp durdukları yargının rolü ise ortada yoktur!Ancak uzun bir bekleyişin ardından öldürülen kişinin kardeşi onu öldürdüğünde, onların tepkisi şiddetli olmuştur; zira onun evine saldırmışlar, evi havaya uçurmuşlar, onu ağır silahlarla dövmüşler ve içindekileri de öldürmüşlerdir!Bu ise onların taşıdıkları ve bununla insanları yönettikleri mezhepçi zihniyetlerinden kaynaklanan aşağılık hayvanî bir davranıştır.Eğer katil onlardan olup öldürülen kişi de onlardan değilse, katili korurlar ve öldürülenin kanını ise heder ederler; nitekim bunun birçok örneği var ama biz bunlardan sadece iki örnek zikredeceğiz:

Birinci örnek: Beş yıl önce Husilerin ileri gelenlerinden biri, Amran'da Şeyh Ahmed Salim es-Sekeni'nin arazisini gasp etmişti. Şeyh bu durumu devlete şikayet edince onu soğukkanlılıkla öldürmüş, Husilerin otoritesi ise katili korumuş ve öldürülenin kanı ise heder edilmişti. Bunun üzerine binlerce kabile, Şeyh es-Sekeni'nin kanını talep etmek için çadırlar kurdu ancak bu da bir işe yaramadı. Böylece Şeyh es-Sekeni'nin kanı heder olurken katil ise Husilerin koruması altında hâlâ serbestçe gezip dolaşmaktadır!

İkinci örnek: Amran Valiliği Iyal Sarih müdürlüğü El-Hait polis departmanı başkanı Hamir Salih Rattas Felita 26 Temmuz 2025 Cumartesi günü, Bekil'den Arhab kabilesinden olan ve katilin karısının babası olan Şeyh Hamid Mansur Radman'ı öldürmüştü; nitekim Felita, aralarında çıkan ailevi bir anlaşmazlık sonucu amcası Hamid'i öldürmüş, Husiler ise Haşid kabilesinden olan katil Felita'yı korumuştu. Görünüşe göre Arhab'daki bazı şeyhlere, Haşid kabilesi sınırlarında toplanarak kabile ayaklanması düzenlemeleri ve iki kabile arasında fitne çıkarmaları talimatını vermişlerdir ki böylece iğrenç suçlarını örtbas etmek için insanların, sorunun iki kabile arasında olduğuna inanmalarını sağlayacaklardır. Sonra savaş çanlarının çalmasının ardından Husiler aralarında barış yaptılar ve böylece Husiler iki hususta kazançlı çıktılar: Hem kendilerinin propagandası yapıldı, hem de suçları örtbas edildi.

Husilerin Allah’ın şeriatını zerre kadar uygulamadıkları bilinmektedir; aksi takdirde Allah’ın katil hakkındaki kısas hükmünü uygulamakta acele ederlerdi. Zira Allahu Teala şöyle buyurmuştur: وَلَكُمْ فِي الْقِصَاصِ حَيَاةٌ يَا أُولِي الْأَلْبَابِ Ey akıl sahipleri! Sizin için kısasta hayat vardır.” [Bakara 179]

Husiler, düşünce ve inanç konusunda kendilerinden farklı olanları ya da zalim ve başarısız politikaları nedeniyle kendilerine muhalefet edenleri istedikleri anda tutukluyorlar. Ama insanların canlarına kastederek haksız masum insanların kanlarını döken cani katiller kendilerinden ise, onları hiç umursamıyorlar; çünkü onlara karşı Allah katında bir sorumluluk hissetmiyorlar. Bunda şaşılacak bir şey yoktur; zira onların hükümleri ayrımcılığa, fanatizme, ırkçılığa ve kibre dayalıdır. Husilerin kontrolündeki bölgelerdeki durumu ve eylemleri işte budur; bu ise onların kontrolü dışındaki ve resmi hükümetin kontrolündeki bölgelerde yaşayanların refah ve huzur içinde yaşadıkları anlamına gelmiyor; bilakis onlar da kaos, anarşi, hırsızlık ve kötü hizmetlerin, hatta hizmetlerin yokluğunun hüküm sürdüğü alevli bir cehennemde yaşamaktadırlar.

Kabilelerin kardeşlik, komşuluk ve akrabalık bağlarıyla birbirine bağlı oldukları, bunun da öncesinde İslam akidesiyle birbirlerine bağlı oldukları bilinmektedir;zira onlar azim İslam ümmetinin bir parçası olup kabilelerin evlatları sivil ve askeri olarak devlet görevlerinde bulunmaktadırlar; bu yüzden şayet onlar, Hizb-ut Tahrir'in arkasında saflarını birleştirip onun, Nübüvvet Minhacı üzere İkinci Raşidi Hilafetin kurulmasını temsil eden azim projesini benimsedikleri takdirde, kuzey ve güney Yemen'deki zalim yöneticilere karşı durup onların hepsini devirebilirler; zira Raşidi Hilafetin kurulması projesi, tüm ümmetin projesi olup onlar da bunun çok önemli bir parçasıdır. Zira Hilafet, Müslümanların tüm sorunlarını çözecek, Müslümanların saflarını sömürgeci kafirlere karşı birleştirecek, intikam sorunlarını kökünden çözecek, Filistin ve onun kardeşleri Keşmir, Burma, Güney Sudan, Kıbrıs ile diğerlerini kurtaracak... İçeride İslam’ı tatbik edecek, kâfir Batı'nın ajan rejimlerinin yarattığı tüm sorunları çözecek ve İslam'ı, bir nur ve hidayet risaleti olarak davet ve cihad yoluyla tüm dünyaya taşıyacaktır.

Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan
Hâşid Kasım – Yemen

Yorum Ekle

Gerekli olan (*) işaretli alanlara gerekli bilgileri girdiğinizden emin olun. HTML kod izni yoktur.

yukarı çık

SİTE BÖLÜMLERİ

BAĞLANTILAR

BATI

İSLAMİ BELDELER

İSLAMİ BELDELER