- |
- İlk yorumlayan ol!
- yazı boyutu yazı boyutunu küçült Yazı boyutu büyüt
بسم الله الرحمن الرحيم
Haber-Yorum
Ey Fidan! Her Türlü Fedakarlığa Hazırsanız, O Halde Haydi Ordularınızı Filistin’e Doğru Yürütün!
Haber:
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, İstanbul’da Endonezya, Pakistan, Katar, Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri ve Ürdün’den bakanların katılımıyla düzenlenen Gazze konulu Bakanlar Toplantısı’nın ardından yaptığı açıklamada “Barış için her türlü fedakarlığa hazırız. “İsrail” ateşkesi ihlal ediyor. Ateşkesten bu yana İsrail 250’ye yakın Filistinli’yi öldürdü.” dedi. (03.11.2025 Hürriyet)
Yorum:
Özelde Filistinliler genelde Müslümanlar için hiçbir faaliyette bulunmayan, onlara yapılan katliam ve soykırımı durdurmak için parmaklarını bile kıpırdatmayan ajan ve uşak yöneticilerin, içi boş açıklamalar yapmalarına, bir araya gelip çay ve kahve partisinden sonra dağıldıklarına artık ümmet alıştı. Onlardan zaten boş açıklamalar dışında da bir beklenti içerisinde değiller. Fidan’ın ihanet toplantısından sonra yaptığı ve yukarıda alıntıladığım küçücük bir açıklaması bile çelişkilerle dolu. Hem her türlü fedakarlığa hazırız diyor hem de ateşkesten bu yana Yahudilerin 250’ye yakın Filistinli’yi “öldürdüğünü” söylüyor. Madem her türlü fedakarlığa hazırsınız, hadi o zaman ateşkesten bu yana 250 Filistinli’yi şehit eden ucube Yahudi varlığına karşı askerlerinizi seferber edin. Şehit edilen 67 bin Filistinli’yi saymıyorum bile. Fedakârlık yapmak demek, çıkıp Filistin ve Filistinliler için üç beş kelime etmek değildir. Fedakârlık yapmak demek, orduların harekete geçirilmesiyle karşılaşacağımız her türlü güçlük ve sıkıntıya göğüs germek demektir. Fedakârlık, mutant Yahudi varlığının ihlallerini ve şehit ettiği insanları saymak demek değildir. Fedakârlık, Yahudi varlığının şehit ettiği Müslümanların intikamını almak için ordular gönderilmesi nedeniyle maruz kalınan dünyanın ambargosuna katlanmak demektir. Fedakârlık, Rasûl SallAllahu Aleyhi ve Sellem ve Mutasım gibi bir tek Müslümana yapılan zulmü bile karşılıksız bırakmamak demektir. Fedakârlık, hilkat garibesi Yahudi varlığını mücahitlerden korumak ve işgalini pekiştirmek için “barış gücü” adı altında asker göndermek demek değildir. Aksine bu, fedakârlık değil katıksız ihanettir!
Yahudi varlığına acı verecek ve kökünü kazıyacak eylemler yaptığınızda, Filistin için gerçek bir fedakârlık yapmış olursunuz. Bunun dışındaki her şey, faso fisodur, fedakârlık değildir. O halde ümmet ve şehit edilen Filistinliler için gerçek bir fedakârlık yapmak istiyorsanız, ordularınızı hemen harekete geçirin.
Diğer yandan İslam ülkelerinin ajan ve uşak yetkililerinden birkaçıyla Trump’ın hain planını hayata geçirmek için İstanbul’da toplanmanız her türlü fedakarlığı yapmaya hazır olduğunuzu göstermez. Bundan önceki sayısız toplantılarda da Filistinliler için her türlü fedakarlığı yapmaya hazır olduğunu söylediniz. Ama toplantıdan sonra yaptığınız birkaç açıklama dışında fedakârlık namına hiçbir şey yapmadınız, hiçbir adım atmadınız. Gazze ve Filistin’de 67 bin Müslümanın şehit edilmesine, yüz binlercesinin de yaralanmasına bile bile göz yumdunuz. O yüzden sizin İstanbul’da toplanmanızın amacı, Filistin ve Filistinliler için neler yapabileceğinizi konuşmak değildir, aksine Yahudi varlığını nasıl koruyabileceğinizi, Trump’ın hain planı doğrultusunda onu bölgeye nasıl entegre edebileceğini tartışmaktır. Asker göndermek istediğiniz “Barış Gücü”nün amacı bu değil mi?
Siz ancak Amerika ve Trump’ın hain planı uygulamak için her türlü fedakarlığı yapabilirsiniz. Amerika için yaptığınız ve yapacağınız en küçük bir fedakarlığı bile ümmet için yapmış olsaydınız, ümmet sizi bağrına basardı. Ama maalesef Gazze olayı nedeniyle siz bir vadidesiniz, ümmet de bir başka vadide.
Tarih gösterdi ki ümmet için gerçek bir fedakarlığı yapabilecek tek bir merci vardır: Hilafet. Hilafet olmadığı sürece Müslümanlar, başlarındaki bu hain ve ajan yöneticiler nedeniyle dünyanın her tarafında elim acılar ve musibetlerle karşılaşmaya devam edeceklerdir. Bugün Gazze, Sudan ve Yemen, yarın neresi olacak kim bilir!
Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan
Ercan Tekinbaş



