Pazar, 27 Rebiu’s Sânî 1447 | 2025/10/19
Saat: (Medine Saati İle)
Menu
ana menü
ana menü
Madagaskar'daki Darbe: Bir Fransız Tiyatrosu Mu, Yoksa Onun Nüfuzunun Tabutuna Çakılan Bir Çivi Mi?!

بسم الله الرحمن الرحيم

Haber - Yorum

Madagaskar'daki Darbe: Bir Fransız Tiyatrosu Mu, Yoksa Onun Nüfuzunun Tabutuna Çakılan Bir Çivi Mi?!

Haber:

Madagaskar’daki seçkin ordu birliğinin komutanı Albay Michael Randrianirina, Salı günü Ulusal Meclis'in (parlamento) Devlet Başkanı Andry Rajoelina'nın görevini ihmal ettiği gerekçesiyle görevden alınması yönünde oy kullanmasının ardından ordunun Afrika adası ülkesinde iktidarı ele geçirdiğini duyurdu. (El Cezire)

Madagaskar'ın başkentindeki AFP ekibinin gözlemine göre, Fransa karşıtı pankartlar da yaygındı ve pankartların üzerinde şunlar yazılıydı: “Defol Fransa” ve “Rajoelina ve Macron, defolun.” (El Cezire).

Yorum:

Öncelikle Madagaskar, Doğu Afrika kıyılarında yer almakta olup yaklaşık 26 milyon veya daha fazla nüfusuyla dünyanın dördüncü büyük adasıdır; başkenti de sömürgeci Fransızların "Tana" olarak adlandırdığı Antananarivo'dur.

On dokuzuncu yüzyılın sonlarında, Madagaskar ve çevresindeki adalar için Fransa ve İngiltere arasındaki sömürge yarışı doruk noktasına ulaşmış olup Hristiyan misyonerler, tüccarlar ve kaçakçılar aracılığıyla Hint Okyanusu'nda bulunan bu stratejik bölgeye nüfuzlarını yaymaya çalıştılar.Daha sonra işler Fransa'nın eline geçti ve Fransa 6 Ağustos 1896'da Madagaskar'ı resmen sömürgeleştirdiğini ilan etti.

Fransız sömürgeciliği kelimenin tam anlamıyla barbarcaydı; zira Fransa'nın işgal ettiği hiçbir ülke katliamlardan ve halkına yönelik soykırımdan kurtulamamış ve tarihi böylesi bir katliam ve soykırıma tanıklık etmemiştir. Örneğin 1947 yılında, onun güçleri Madagaskar halkına karşı bir katliam gerçekleştirmesinin yanı sıra sömürgeleştirilmiş ülkelerin kötü ekonomik koşullarını ve halklarının hayal bile edilemeyecek boyuttaki yoksulluğunu istismar ederek servetlerini büyük ölçüde yağmalamıştır; bu da bu güçlerin reddedilip nefret edilmesine yol açmış ve sömürgelerinden ayrılmalarını veya kovulmalarını kolaylaştırmıştır.Nitekim uluslararası çatışmalar, özellikle de Ukrayna'daki savaş ve Fransa'nın siyasi ve ekonomik krizleri sonrasında uluslararası konumunun bozulması ve önemli ölçüde gerilemesi de buna yardımcı olmuştur.Zira Afrika ülkelerinin Fransa'yı reddedip onu aşağılayarak kovduklarına tanık olduk ve Mali, Burkina Faso ve Nijer buna dair en iyi örneklerdir. Bunun üzerine Fransa, zayıflık ve uluslararası çatışmaların sonucunda sömürgeci gerileme trenine binmek zorunda kalmıştır.

Uluslararası çatışma konusuna gelince:Amerika Birleşik Devletleri, 2008 yılında Afrika'ya özel askeri gücü (AFRICOM) aracılığıyla askeri olarak Afrika kıtasına girmiş, ardından terörle mücadele bahanesiyle Fransız sömürgelerindeki Afrika ordularının eğitimi ve silahlandırılmasını finanse etmeye başlamıştır.AFRICOM Afrika'ya girdiğinden beri çeşitli Afrika ülkelerinde, ABD tarafından özel olarak eğitilmiş askeri güçler tarafından gerçekleştirilen birkaç darbe meydana gelmiştir.

Olayları takip edip okuduktan sonra, bunun gerçek bir darbe değil, gerçek bir darbe korkusundan kaynaklanan önleyici bir hamle olduğu anlaşılmaktadır. Buna delalet eden bazı işaretler vardır ki bunlardan bazıları şunlar:

1- Bazı medya kuruluşları, Cumhurbaşkanı Rajoelina'nın Macron ile anlaşmaya vardıktan sonra bir Fransız askeri uçağıyla ülkeyi terk ettiğini bildirmiştir.Şarkul Avsat gazetesi şunları söylemiştir: “Bir askeri kaynak Reuters'e, Rajoelina'nın dün Pazar günü Fransız askeri uçağıyla ülkeyi terk ettiğini söylemiştir. Fransız radyosu, onun Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron ile bir anlaşmaya vardığını söylemiştir.”Bu da onun ayrılmasının Fransa'nın kararı olduğu anlamına gelmektedir.

2- Onu görevinden uzaklaştıran mevcut siyasi ortamdır, yani Fransız bir gruptur; bu da parlamenterlerin ezici çoğunlukla onu görevinden uzaklaştırmaya karar verdiğini göstermektedir.

3- Fransızların bu eylemle ilgili açıklamaları, örneğin Mali'deki kadar gergin değildi, aksine daha çok Fransızların endişelerini dile getiriyordu.

Sonuç olarak: Sabit ve kesin olan şeylerden biri de Fransa'nın karanlık bir tünele girmesi ve uluslararası çöküş trenine binmiş olmasıdır; zira iç siyasi krizler, iç bölünmeler, dış krizler ve ekonomik krizlerle durumu daha da kötüleşmiş ve onunla birlikte Avrupa da, Ukrayna'daki savaşta büyük bir zayıflık ve acizlik göstermiştir.Belki bir gün, özellikle (tüm sömürgeci ülkeler gibi) kirli bir sömürgeci tarihi olduğu ve yalan ve saptırıcı sloganlarıyla özgürlük ve Fransız Devrimini terennüm edip durduğu için dünyaya tattırdıklarının aynısını kendisi de tadacaktır.

Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan
Hasan Hamdan

Yorum Ekle

Gerekli olan (*) işaretli alanlara gerekli bilgileri girdiğinizden emin olun. HTML kod izni yoktur.

yukarı çık

SİTE BÖLÜMLERİ

BAĞLANTILAR

BATI

İSLAMİ BELDELER

İSLAMİ BELDELER