- |
- İlk yorumlayan ol!
- yazı boyutu yazı boyutunu küçült Yazı boyutu büyüt

بسم الله الرحمن الرحيم
Haber-Yorum
Trump’ın Gazze Planı Filistin Davasını Yok Etmeyi Amaçlayan Şerli Bir İhanet Planıdır!
Haber:
ABD Başkanı Donald Trump, “İsrail” Başbakanı Benyamin Netanyahu'nun Gazze Şeridi'nde savaşın sona ermesini öngören 20 maddelik planı kabul ettiğini açıkladı. Trump ve Netanyahu Washington'da yaptıkları görüşme sonrasında ortak basın toplantısı düzenledi. Trump, Gazze’de barış sağlanmasına çok yaklaşıldığını söyledi ve Netanyahu'ya plana onay verdiği için teşekkür etti. (29.09.2025- DW Türkçe)
Yorum:
Gazze’deki savaş üçüncü yılına girerken, bu soykırımın en büyük destekçisi sömürgeci kafir ABD’nin başkanı Trump 29 Eylül’de Gazze’yle ilgili sözde barış planı açıkladı. “Trump Gazze savaşının sonu” başlıklı plan, önce 21 madde olarak açıklandı; daha sonra ABD ve Yahudi varlığının çıkarları doğrultusunda revize edilerek 20 maddeye düşürüldü.
Okuyan herkesin kolayca anlayacağı Trump’ın Gazze planı direnişi silahsızlandırarak Filistin davasını tamamen tasfiye etmeyi hedefleyen şerli bir ihanet planıdır. Zira planın her bir maddesi mücahitler ve Filistin halkı için koşulsuz teslimiyet içermektedir.
İlk maddede Gazze’nin “radikallikten ve terörden arındırılması” isteniyor. Yani Gazze’de işgalciye karşı topraklarını ve mukaddesatını savunan Müslümanlara “terörist” yaftası vuruluyor. Gerçek terörist bebek katili İsrail’in suçlarına ise tek bir atıf yok. Dördüncü maddede Hamas’ın elindeki esirlerin hepsinin bırakılması şart koşuluyor. Bunun karşılığında 1.700 Filistinli mahkûmun serbest bırakılacağı söyleniyor. Ancak bu konuda da bir güvence yok; zira Yahudi varlığı bıraktığı mahkûmları istediği zaman tekrar tutuklayabiliyor.
Planın özünü oluşturan asıl maddeler ise altıncı ve on üçüncü maddelerdir. Bu iki maddeye göre Kassam mücahitleri silahlarını düşmana teslim edecek ve Gazze’deki tüneller ile silah üretim tesisleri imha edilecek. Böylece Gazze halkı tamamen Yahudi varlığının insafına terk edilecek. Eğer bunlar gerçekleşirse Gazze’ye insani yardım girecek, yeniden inşa ve imar faaliyetleri başlayacak… Bahsedilen bu yardım ise insani ihtiyaçlara göre değil; sınırlı şekilde, azar azar, yine süründüre süründüre yapılacak. Üstelik Gazze’nin tamamına değil, onların tabiriyle “terörden arındırılmış” bölgelere. Aynı zamanda işgalin biteceğine dair bir garanti yok. Gazze’de “terörün bittiğinden emin olunursa” denilerek konu muğlak bırakılmış. Bu da demek oluyor ki işgal hiç bitmeyecek!
Zaten planın ne anlama geldiğini Trump’la görüşmesinden sonra Netanyahu özetlemiştir: “Her şey mükemmel gidiyor. Hamas bizi dünyadan izole edecek diye beklerken biz onu izole ettik.” dedi. “Arap ve Müslüman liderler, bizim şartlarımızı kabul ettirmesi için Hamas’a baskı yapacak.” İsrail ordusu Gazze’den çekilmeyecek; Hamas bütün esirleri iade etmek zorunda kalacak.” Evet, Trump’ın da Netanyahu’nun da sürekli dillendirdiği üzere planın amacı Gazze’yi teslim alıp işgal ve zulümlere devam etmektir; üstelik silahsız ve direnişsiz bir Gazze’de hiçbir bedel ödemeden.
İşin en acı kısmı ise Netanyahu’nun “bizim adımıza Hamas’a baskı yapacaklar” dediği sözde Müslüman liderlerin ihanetidir. Gazze’nin bu kadar sahipsiz kalmasının, kâfirlerin bu kadar küstah ve pervasız olmasının sorumlusu bu liderlerdir. Ne Allah’tan korkuyorlar ne de ümmetten utanıyorlar. Trump kendilerini ne kadar aşağılarsa aşağılasın, onun dibinden ayrılmıyorlar; onunla 5 dakika görüşmek ve ondan meşruiyet almak için birbirleriyle yarışıyorlar. Bu liderler önce New York’ta Trump’ın masasında boy gösteriler sonra Trump ihanet planını açıklayınca hemen memnuniyetlerini bildirdiler.
Şimdi bu liderler, Gazze’de akan kanın durması ve bölgesel barış bahanesiyle tarihe kapkara bir leke olarak geçecek büyük bir ihanete hazırlanıyorlar. Türkiye, Katar, Ürdün, Pakistan, Suudi Arabistan, Endonezya hep birlikte mücahitlere silahlarını bıraktırmak için mesaiye koyuldular. Çünkü bu konuda Trump’a yazılı taahhüt verdiler. Sadece bununla sınırlı değil; aynı zamanda bu ülkelerden bazıları ordularını Gazze’ye gönderecekler. Gazze halkını korumak için değil, Yahudi varlığının terörist askerlerini Filistinli Müslümanlardan korumak için. Dahası bu ülkeler, Yahudilerin harabeye çevirdiği Gazze’nin yeniden inşa masraflarını üstlenerek günün sonunda ümmetin servetlerini kâfir Trump’a peşkeş çekerek Gazze’yi bir ganimet olarak ona sunmak istiyorlar. Karşılığında Trump’tan sadece bir “aferin” alacaklar ve arkasından hızla Siyonist varlıkla normalleşmeye geçecekler. Gerçekten İslam ümmetinin tarihinde böyle büyük bir zillet görülmemiştir.
Dolayısıyla Allah katında büyük bir günah sayılan siyaseten ise intihar anlamına gelen bu hain planı ve savunucularını reddetmek, onlara karşı çıkmak, planın etkisiz hâle getirilmesi için çalışmak, Filistin davasını destekleyen her Müslümanın görevidir.
Şehit Yahya Sinvar’ın dediği gibi: “Bu şehir (Kudüs–Gazze), tüm normalleşmecileri ifşa edecek, tüm işbirlikçileri rezil edecek ve vazgeçenlerle taviz verenlerin gerçek yüzünü açığa çıkaracak.”
Ta ki sabredip tevekkül edenlere Allah’ın nusreti erişinceye kadar.
Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan
Muhammed Emin Yıldırım