Pazartesi, 14 Rebiu’s Sânî 1447 | 2025/10/06
Saat: (Medine Saati İle)
Menu
ana menü
ana menü
Amerikan Büyükelçileriyle Yaptığınız Tüm O Görüşmeler Sana Şefaatçi Olmadı Mı Ey Sultan?

بسم الله الرحمن الرحيم

Haber-Yorum

Amerikan Büyükelçileriyle Yaptığınız Tüm O Görüşmeler Sana Şefaatçi Olmadı Mı Ey Sultan?

Haber:

28 Eylül'de Yemen elektronik haber sitesi el-Bawaba, “Amerika Sultan el-Arada'yı cezalandırıyor” başlıklı bir haber yayınladı. Haberde şöyle geçti: "Amerika, Başkanlık Konseyi üyesine New York'ta düzenlenen Birleşmiş Milletler Genel Kurulu toplantılarına katılmak üzere ülkesine giriş vizesi vermeyi reddetti."

Kaynaklar, ABD Dışişleri Bakanlığı'nın Sultan el-Arada'ya, özellikle liderlikte öne çıkanlardan biri olan kardeşi Halid el-Arada olmak üzere El Kaide'deki terörist unsurlarla olan bağlantıları nedeniyle, Raşid el-Alimi ve Konsey üyesi Aydarus el-Zubeydi'nin başkanlık ettiği Başkanlık Konseyi heyetine katılmak için vize vermeyi reddettiğini bildirdi.

Yorum:

Abdurabbu Mansur tarafından Nisan 2012'de Marib eyaletinin valisi olarak atanan Sultan el-Arada, Matthew Tueller, Christopher Henzel, Stephen Fagen ve Maslahatgüzar Jonathan Beccia gibi Cidde'de konaklayan Yemen'in ardışık ABD büyükelçileriyle Marib'de defalarca bir araya gelip görüşmeler yapmasına rağmen ancak bu görüşmelerin hiçbiri onun Amerikan topraklarına girmesi için şefaatçi olmadı!!

Bu görüşmeler, büyükelçilerin görev yaptıkları ülkelerdeki iş ve görüşmeleri için tek merci olarak Dışişleri Bakanlığı'nı belirleyen mevcut uluslararası hukuk protokollerine aykırıdır.

1648 tarihli Vestfalya Antlaşması'na dayanan uluslararası hukuka göre, ABD'ye giden Yemen heyetinin ferlerinden birinin girişinin reddedilmesi, sekiz üyeli Başkanlık Konseyi'ne bir hakaret ve tokat niteliğinde olup Konseyin bu reddedilmeye, ziyaretini iptal ederek veya aynı şekilde karşılık vererek cevap vermesi gerekirdi.Ancak Riyad'da sekizli uluslararası hukukun rahminden doğan Başkanlık Konseyi, İslam’ın hükümlerini uluslararası hukukun hükümleriyle değiştirip İslam ve Müslümanlarla savaşmalarına rağmen onun üyelerini dostlar edindiklerinde Müslümanların bağrına çöreklenen kendisi gibi yönetim sistemleri için bir örnektir.

İslam, 2001 yılından bu yana bize karşı haçlı savaşı ilan edip bugün ellerini Gazze'deki kanlarımıza bulayan ve İslam ve Müslümanlarla fiili savaş halinde olan Amerika ile diplomatik ilişkiler kurulmasını caiz kılmaz.

Marib hapishanelerindeki korkunç insan hakları ihlallerini ve keyfi tutuklamaları, Amerika'nın yüzyıllar boyunca Kızılderililere yaptıklarıyla mı karşılaştırıyorsunuz?! Kesinlikle %0,1 bile denk değildir.Munir El-Akkaş'ın Amerika ve onun Kızılderililere yönelik toplu, cinsiyet ve kültürel soykırımları hakkında yazdığı üç kitap sizin için yeterli olacak ve Amerika insan haklarını dile getirme konusunda uzun bir zaman sessiz kalacaktır.

Milletlerin topluca yok edildiği dönem artık sona erdiği gibi aynı şekilde Sovyet döneminde Stalin'in milyonlarca insanı ülkelerinden sürüp Sibirya'nın derinliklerinde yok etmesi de sona ermiş ve Allah'ın izniyle dünya, Nübüvvet Minhacı üzere İkinci Raşidi Hilafet Devleti'nin döneminde son risaletin nurunu kabul edecektir.

Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan

Müh. Şefik Hamis - Yemen

Yorum Ekle

Gerekli olan (*) işaretli alanlara gerekli bilgileri girdiğinizden emin olun. HTML kod izni yoktur.

yukarı çık

SİTE BÖLÜMLERİ

BAĞLANTILAR

BATI

İSLAMİ BELDELER

İSLAMİ BELDELER