- |
- İlk yorumlayan ol!
- yazı boyutu yazı boyutunu küçült Yazı boyutu büyüt

بسم الله الرحمن الرحيم
Haber - Yorum
Ümmet İçin Kim Savaşıyor?
Haber:
Pakistan'ın kuzeybatısındaki Hayber Pahtunya bölgesinin ücra bir bölgesinde meydana gelen patlamalarda, çocuklar da dahil olmak üzere en az 24 kişi hayatını kaybetti ve olayla ilgili soruşturma yapılması çağrıları yapıldı. Kadınlar ve çocuklar da dahil olmak üzere bu sivillerin öldürülmesiyle ilgili resmi bir açıklama yapılmadı. (el-Cezire)
Yorum:
Wadi Tirah'ta yaklaşık yirmi kişinin öldürülmesi, sadece insanlar arasında bir şokun yaşanmasıyla kalmamış, aksine bu olayın hakikati hakkında sorgulamaya da sevk etmiştir. Dünyanın dört bir yanındaki Müslümanların, liderlerinin Gazze'de devam eden soykırıma sessiz kalmalarından dolayı yaşadığı şaşkınlığın gölgesinde bu tür olaylara tanık olması, kalplerinde yöneticilerine karşı öfke ateşini daha da körükleyecektir. Olaylara çoğunlukla yerel sakinler tanık olmuş ve onlar tarafından kaydedilmiştir; zira bu sakinler, hafızalarında hala canlılığını koruyan acı bir deneyim olan sivillerin toplu olarak yerlerinden edilmesinin tekrarlanmasının önlenmesini istemektedirler. Yerel çevre, Peştunların sömürgeci İngilizlerden intikam aldıkları ve böylece toprakların ve İslam şeriatının muhafızları olarak kahramanlık statüsü kazandıkları geçmişteki kıssalarla doludur. Nitekim muhalefetteki Hayber Pahtunya hükümeti, yerel sakinlere “havan mermileri ve bombaların” atıldığını iddia etmiştir. Yerel sakinlerin, siyasi liderlerin ve kabile şeyhlerinin görüşleri, sivillerin ölmesi ve onların yerinden edilmesiyle sonuçlanan daha önceki operasyonlar nedeniyle şüphe ve korkuya dayanmaktadır. Bu tür zararlardan kaçınmak için, bölgenin şeyhleri, silahlı liderlerle başarısız bir Jirga konseyi düzenlemek için büyük bir çaba sarfederek, Veziristan'dan Bajaur'a kadar uzanan bölgede İslam şeriatının uygulanmasını talep ettiler. Bu ise hükümet, muhalefet ve ordu gibi bu bölgeyi yönetmeye çalışan tüm unsurlara yönelik bir değerlendirmedir. Nitekim bu üç taraf, halka bir kez daha ihanet ettiler, dolayısıyla da Allah'a ve Rasulü Sallallahu Aleyhi ve Sellem'e de ihanet ettiler.وَمَن يَقْتُلْ مُؤْمِناً مُّتَعَمِّداً فَجَزَاؤُهُ جَهَنَّمُ خَالِداً فِيهَا وَغَضِبَ اللهُ عَلَيْهِ وَلَعَنَهُ وَأَعَدَّ لَهُ عَذَاباً عَظِيماً “Kim bir mümini kasten öldürürse cezası, içinde ebediyen kalacağı cehennemdir. Allah ona gazap etmiş, onu lânetlemiş ve onun için büyük bir azap hazırlamıştır.” [Nisa 93]
İslam tarihinde, Müslümanların kanının kutsallığının ihlal edildiğine dair örnekler vardır. Bununla birlikte aynı zamanda tarih, ümmeti Haçlılardan kurtaran Selahaddin Eyyubi ve Moğolları hezimete uğrata Kutuz gibi ümmetlerini savunan ve onların acılarının intikamını alan Müslüman liderlerin ayaklandıkları dönemleri de kaydetmiştir. Ancak tarih bize, her ne zaman Müslümanlar birbirlerine kılıçlarını doğrulttuklarında, nesiller boyu tekrar edilen derin yaralar ve bölünme yankıları bıraktığını da hatırlatmaktadır.
İslam açık bir dindir ve savaş hakkında açık kaideleri vardır. Ebu Musa Radıyallahu Anh’dan şöyle dediği rivayet edilmiştir: قَالَ أَعْرَابِيٌّ لِلنَّبِيِّ صلى الله عليه و سلم: الرَّجُلُ يُقَاتِلُ لِلْمَغْنَمِ وَالرَّجُلُ يُقَاتِلُ لِيُذْكَرَ وَيُقَاتِلُ لِيُرَى مَكَانُهُ، مَنْ فِي سَبِيلِ اللَّهِ؟، وفي رواية: يُقَاتِلُ حَمِيَّةً وَيُقَاتِلُ شَجَاعَةً، وفي رواية أخرى: وَيُقَاتِلُ غَضَبًا، فَمَنْ فِي سَبِيلِ اللَّهِ؟ فأجاب رسول الله صلى الله عليه و سلم: مَنْ قَاتَلَ لِتَكُونَ كَلِمَةُ اللَّهِ هِيَ الْعُلْيَا فَهُوَ فِي سَبِيلِ اللَّهِ “Bir bedevi Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem’e şöyle dedi: Bir adam var, ganimet elde etmek için savaşıyor, bir adam da (kahramanlığı) anılsın diye, bir diğeri de konumu görülsün diye savaşıyor. Bunlardan hangisi Allah yolundadır? Başka bir rivayette hamiyet ve cesurluk için savaştığı geçtiği gibi bir başka rivayette de, bir adam da öfkesinden dolayı savaşıyor: Bunlardan hangisi Allah yolundadır? şeklinde geçmektedir. Bunun üzerine Allah’ın Rasulü Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle cevap vermiştir: “Kim yalnız kelimetullah yüce olsun diye savaşırsa işte o Allah yolundadır.” [Buhari ve Müslim]
Askeri gücü sayesinde Pakistan, İslam ümmeti için bir güç haline gelebilirdi. Kabile bölgelerindeki savaşçılar ümmetin ordusu olabilirlerdi. Ama bunun yerine onların hain liderliği düşman olan şahsiyetler ve yetkililerle ilişki kurmaya, sırlarımızı ifşa etmeye, kaynaklarımızı çarçur etmeye ve Batı'nın askeri ve ekonomik olarak ülkemize yönelik müdahalesini desteklemeye devam ediyor. Batı dünyasının ve onun kölesinin çıkarlarından biri de, şeriatı talep eden sesleri susturmaktır. Bu yüzden Pakistan güvenlik güçlerinin, 29 Temmuz 2025 tarihinde Horasan ve Bajur bölgesindeki Pakistan Taliban’ı ile IŞID militanlarına karşı başlatılan Sarbakaf operasyonunun nedenini açıklığa kavuşturması gerekir. Aynı zamanda bu grupların, devletin, sadece ilan etme gücüne değil, aksine uygulama, koruma ve yayma gücüne de sahip olan adil bir yöneticinin liderliğinde İslam şeriatını uygulaması gerektiğini anlamaları gerekir. Eğer iddia ettikleri gibi bu kabile militanları, devlet için bir rahatsızlık kaynağı haline gelirlerse, o zaman devlet onlarla, Allahu Teala'nın hükmüne göre muamele edecek ve ihanetleri nedeniyle onları bir ibret örneği haline getirecektir. Hükümetin sessiz kalmasının nedeni, insanları razı edecek ne tür bir anlatı uyduracağını bilememesinden dolayıdır. Şüphesiz Nübüvvet Minhacı üzere Hilafet, yeniden İslam şeriatını uygulayacak ve onun, en saf haliyle umutsuzca arayış içinde olan her bir kalbe ulaşmasını sağlayacaktır. Kabile ve merkezi bölgelerdeki Müslümanların, Hilafetin kurulması için çalışmaları gerekir; çünkü bu, onların ahirette kurtuluşa ermelerine yardımcı olacak bu dünyadaki tek gerçek kimliktir.
يَا دَاوُودُ إِنَّا جَعَلْنَاكَ خَلِيفَةً فِي الْأَرْضِ فَاحْكُم بَيْنَ النَّاسِ بِالْحَقِّ وَلَا تَتَّبِعِ الْهَوَى فَيُضِلَّكَ عَن سَبِيلِ اللَّهِ إِنَّ الَّذِينَ يَضِلُّونَ عَن سَبِيلِ اللَّهِ لَهُمْ عَذَابٌ شَدِيدٌ بِمَا نَسُوا يَوْمَ الْحِسَاب
“Ey Davud! Biz seni yeryüzünde halife yaptık. O halde insanlar arasında adaletle hükmet. Heva ve hevese uyma, sonra bu seni Allah'ın yolundan saptırır. Doğrusu Allah'ın yolundan sapanlara, hesap gününü unutmalarına karşılık çetin bir azap vardır.” [Sâd 26]
Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan
Ahlak Cihan