Salı, 08 Rebiu’s Sânî 1447 | 2025/09/30
Saat: (Medine Saati İle)
Menu
ana menü
ana menü
Suriye’nin Yeni Yaklaşımı – Pragmatizm!

بسم الله الرحمن الرحيم

Haber - Yorum

Suriye’nin Yeni Yaklaşımı – Pragmatizm!

Haber:

25 Ağustos 2025'te Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed Şara, üst düzey bir Arap medya heyetiyle yaptığı görüşmede, kendisini ister cihatçı, ister Müslüman Kardeşler, hatta isterse Arap Baharı olsun herhangi bir İslamcı parti veya hareketlerin uzantısı olarak kabul etmediğini açıkladı.Sky News Arabiya Genel Müdürü Nedim Katiş'e göre, aynı zamanda Şara, ABD ve Körfez ülkelerinin desteğiyle Siyonist varlıkla bir güvenlik anlaşması konusunda üst düzey görüşmelerin sürdüğünü de açıkladı.Şara, kapsamlı bir barış antlaşması imzalamak için koşulların henüz olgunlaşmadığını kabul etmekle birlikte, Suriye'nin “çıkarlarına” hizmet etmesi halinde bu tür anlaşmaları imzalamaktan çekinmeyeceğini de belirtti. (Suriye Mirsad)

Yorum:

Ahmed Şara'nın İslamcı gruplardan ayrılması, İslam'la yönetme perspektifini terk etme, “ulusal uzlaşma” sloganı altında Beşar Esad'ın destekçilerine dokunulmazlık verme ve şimdi de Yahudi varlığıyla müzakerelere girme yönündeki gidişatı göz önüne alındığında hiç şaşırtıcı değildir.Bu adımlar, onun siyasi mirasının İslam'dan veya Arap Baharından değil, aksine Suriye'deki yönetici sınıfını uzun süredir domine eden laik milliyetçi gelenekten kaynaklandığını ortaya koymaktadır.

Öte yandan Suriye halkı ve onun mübarek devrimi, sürekli olarak İslami kimliklerini ve özlemlerini dile getirmişlerdir. Onların sloganları ise iman ve azmi temsil etmektedir: “Otorite ve Prestij İçin Değil, Allah İçin Allah için”, “Allah'ım Senden Başka Kimsemiz Yok Allah’ım”, “Hoşuna Gitse De Gitmese De Ebediyen Hilafet Ey Esed.” Bu arada halk samimiyet, fedakârlık ve idealizmi somutlaştırırken Ahmed Şara'nın açıklamaları ve eylemleri ise siyasi pragmatizmi, uzlaşmayı ve devrimin İslami vizyonunu göz ardı etmeyi yansıtmaktadır.

Ailelerin, rızıklarını ve canlarını Allah’ın ve O'nun yönetiminin uğruna feda ettiği bir devrimin, şimdi Amerika ve Yahudi varlığının onayıyla meşruiyet arayan bir rejim tarafından gasp edildiğine şahit olmamız son derece trajik bir durumdur. Oysa bunlar Suriye'nin yıkımına ve Gazze'de ümmetimiz üzerinde devam eden soykırımına ortak olan aynı güçlerdir.Bu bağlamda Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in şu hadisi güçlü bir yankı uyandırmaktadır:مَنِ الْتَمَسَ رِضَا اللَّهِ بِسَخَطِ النَّاسِ، رَضِيَ الله عَنْهُ، وَأَرْضَى النَّاسَ عَنْهُ، وَمَنِ الْتَمَسَ رِضَا النَّاسِ بِسَخَطِ اللَّهِ، سَخَطَ اللَّهُ عَلَيْهِ، وَأَسْخَطَ عَلَيْهِ النَّاسَKim insanların gücenmesini göze alarak Allah’ın rızasını gözetirse, Allah ondan razı olur ve insanları da ondan razı eder. Kim de Allah’ın gücenmesini göze alarak insanların rızasını gözetirse, Allah ona gücenir ve insanları da ondan gücendirir.”

Sevgili Peygamberimizin Sallallahu Aleyhi ve Sellem'e tabii olan Müslümanlar olarak bizler, asla umutsuzluğa kapılmamalıyız.Hendek Savaşı ebedi bir hatırlatmadır: Zira Kureyş ve müttefikleri Medine-i Münevvere'yi kuşattığında, açlık ve sıkıntıdan dolayı dünya Müslümanlara dar gelmişti ancak bu sıkıntı içinde Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem, zaferi, yani Suriye, İran ve Yemen'in anahtarlarını müjdelemişti.İşte bu tarih bize, fırtınanın ortasında olsalar bile müminlerin, kararlılık ve iyimserlik içinde kalmalarını ve musibetlerin geçici olduğunu ve Allah'ın yardımının kaçınılmaz olarak geleceğini idrak etmelerini öğretmiştir.

Ümmetin vacibi, İslam’ın etrafında birleşmek ve ilkelerimizi zayıflatan tavizleri reddetmek yoluyla kaçınılmaz zafere doğru ivme kazanmaya devam etmektir.Suriye ve tüm İslam beldeleri için gerçek kurtuluş, ancak adaleti, muhasebeyi ve ümmetin onurunu garanti edecek olan Nübüvvet Minhacı üzere Raşidi Hilafeti kurmakla gerçekleşebilir.

Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan
Muhammed Şâmî

Yorum Ekle

Gerekli olan (*) işaretli alanlara gerekli bilgileri girdiğinizden emin olun. HTML kod izni yoktur.

yukarı çık

SİTE BÖLÜMLERİ

BAĞLANTILAR

BATI

İSLAMİ BELDELER

İSLAMİ BELDELER