Perşembe, 10 Rebiu’s Sânî 1447 | 2025/10/02
Saat: (Medine Saati İle)
Menu
ana menü
ana menü
Polonya'daki Rus İnsansız Hava Araçları, Tesadüf Mü Yoksa Planlı Mı?

بسم الله الرحمن الرحيم

Haber - Yorum

Polonya'daki Rus İnsansız Hava Araçları, Tesadüf Mü Yoksa Planlı Mı?

Haber:

11 Eylül'de DW, 10 Eylül gecesi en az 19 Rus insansız hava aracının Polonya sınırını geçtiğini ve bunların büyük bir kısmının Beyaz Rusya'dan geldiğini bildirdi.Polonya Hava Kuvvetleri’nin yanı sıra diğer NATO ülkelerinden de savaş uçakları onları engellemek için konuşlandırıldı.Bu uçaklardan düşen enkaz, Belarus ve Ukrayna sınırına yakın Veriki köyündeki bir konut binasına zarar verdi ancak yaralanma yaşanmadı.Varşova, Rusya'nın Polonya'ya kasıtlı olarak saldırdığını açıkladı ve Kuzey Atlantik Antlaşması'nın 4. maddesi uyarınca NATO müttefikleriyle istişare talebinde bulundu.

Almanya Savunma Bakanı Boris Pistorius, Bundestag'da (Alman Federal Meclisi) açık bir şekilde Rus insansız hava araçlarının Polonya topraklarına kasıtlı olarak fırlatıldığını belirtti.Ona göre bunun bir rota düzeltme hatası olduğuna inanmak için hiçbir neden yok.

Rusya Savunma Bakanlığı ise Polonya'daki hedefleri vurmayı planlamadıklarını söyledi.Polonya Silahlı Kuvvetleri Genelkurmay Başkanı Orgeneral Wieslaw Kukola, Polonya ordusunun Belarus'tan insansız hava araçlarının hareketine ilişkin uyarı aldığını söyledi. Ve şöyle dedi: “Belaruslular, insansız hava araçlarının hava sahaları üzerinden bize doğru ilerlediğine dair bize uyarıda bulundu.”

Yorum:

Vladimir Putin, yıllar boyunca NATO ülkelerine saldırma niyetinde olmadığını defalarca dile getirmiştir.Hatta onun son açıklaması 19 Haziran'da St Petersburg'da olmuştu. O dönemde Putin, Rusya'nın NATO ülkelerine saldırı planladığı iddialarını yalanlamıştı. Bugün Rusya yeni bir cephe açmaya hazır değil, ancak belki de Polonya, Romanya ve Baltık devletlerine yönelik bu saldırganlığın arkasında bir plan olabilir ve bu plan bizzat Rusya'dan kaynaklı değil, aksine büyük olasılıkla ABD'nin manevralarından biri olabilir.

10 Temmuz'da Amerikan NBC kanalına verdiği röportajda Trump şunları açıklamıştı: “NATO'ya silah gönderiyoruz ve NATO bunların bedelini tam olarak ödüyor. Dolayısıyla gönderdiğimiz silahlar NATO'ya gönderiliyor, ardından NATO bu silahları Ukrayna'ya tedarik ediyor ve NATO da bunların bedelini ödüyor.”

Birkaç gün sonra, bazı Avrupa ülkeleri bu açıklamaya itiraz etti.Zira Fransa, İtalya ve Çek Cumhuriyeti, Ukrayna'ya yönelik Amerikan silahlarının bedelini ödemeyi reddetti.Birkaç gün sonra, TASS Haber Ajansı ile yapılan röportajda, Duma'nın BDT İşleri Komitesi Birinci Başkan Yardımcısı Viktor Vudolatsky şunları söylemişti: “Dört Avrupa ülkesinin, Ukrayna'ya gönderilmek üzere ABD'den silah satın almayı reddetmesi geçici bir durumdur. Her halükârda Trump onları buna ikna edecek ve onlar da onun dediğini yapacaklar.” Peki bu güven nereden geliyor? Belki de Putin ve Trump arasındaki anlaşmaların bazı ayrıntılarını biliyordur.

Bu olaylardan kısa bir süre sonra, yani 4 Eylül'de Trump, ABD'nin Doğu Avrupa ülkelerinin silahlı kuvvetlerine sağladığı finansmanı durduracağını açıkladı.Estonya, Letonya ve Litvanya fonların ana alıcı ülkeleriydi.Amerika, Trump'ın dış yardımı yeniden değerlendirme ve yeniden dağıtma ve Avrupa'nın kendi savunmasının sorumluluğunu üstlenmesinin zaruretini temsil eden politikasıyla bu önlemleri haklı çıkarmıştır.Avrupa'yı Rus tehdidine karşı korumasız bırakan bu Amerikan eylemleri ve açıklamaları, Avrupa'yı Amerikan silahlarını daha hızlı satın almaya teşvik etme niyetini ortaya koymaktadır.Sınır güvenliğinin güçlendirilmesi dışında Polonya hava sahasını ihlal eden Rus insansız hava araçlarına karşı ABD ve NATO'nun kararlı bir şekilde tepki vermemesi de bunu desteklemektedir.Buna karşılık Polonya, NATO'daki müttefiklerinden, insansız hava araçlarıyla mücadele etmek için hava savunma sistemleri ve teknolojileri tedarik etmelerini talep etti.

Rus insansız hava araçlarının Beyaz Rusya'dan uçtuğunu ve Cumhurbaşkanı Lukaşenko'nun bunun öncesinde sahada göründüğünü belirtmek de fayda vardır.Trump, 15 Ağustos'ta Alaska'da Putin ile yapacağı görüşmeden bir gün önce Lukaşenko ile bir telefon görüşmesi yapmıştı. Hatta Amerika ile Lukaşenko arasındaki müzakereler bundan çok daha önce başlamıştı. Belarus'a uygulanan bazı yaptırımlar, Amerikalılar da dahil olmak üzere siyasi tutukluların serbest bırakılması karşılığında kaldırılmıştı ki bu, Lukaşenko'nun yönetimi tarihinde yeni bir gelişmeydi.

Şimdiye kadar Avrupa, Ukrayna'yı güney sınırındaki bir tampon bölge olarak nitelendiriyordu, ancak Rusya'nın Belarus üzerinden kuzey sınırına yönelik tehdidi hâlâ çözülmemiş durumdadır.Amerika Birleşik Devletleri Baltık ülkelerini yardımsız bırakmış ve Lukaşenko ile ilişkiler kurmuştur; bu da Avrupa'yı büyük ölçüde endişelendirmiş ki bu ise büyük olasılıkla Avrupa'yı Amerikan silahlarını derhal satın almaya sevk edecektir.

Baltık ülkeleri, Polonya ve diğer ülkeler, hem Avrupa'da hem de Orta Doğu'da her zaman Amerikan çıkarlarına sadakatle hizmet ettiler ancak buna rağmen Amerika onları, kolayca pazarlık kozu olarak kullanmaktadır.Bu yüzden Amerika ile dostluk hiç kimseye bir hayır getirmez.Burada, Güney Vietnam'daki meşhur olayların ardından Henry Kissinger'ın söylediği şu sözünü alıntılamak gerekir: “ABD'nin düşmanı olmak tehlikelidir ancak Amerika’nın dostu olmak ölümcüldür.”

Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan
Eldar Hamzin

Yorum Ekle

Gerekli olan (*) işaretli alanlara gerekli bilgileri girdiğinizden emin olun. HTML kod izni yoktur.

yukarı çık

SİTE BÖLÜMLERİ

BAĞLANTILAR

BATI

İSLAMİ BELDELER

İSLAMİ BELDELER