- |
- İlk yorumlayan ol!
- yazı boyutu yazı boyutunu küçült Yazı boyutu büyüt

بسم الله الرحمن الرحيم
Haber-Yorum
İslam, tüm İnsanlık İçin Bir Risalettir!
Haber:
7 Ağustos'ta Özbekistan Bakanlar Kurulu'na bağlı Özbekistan İslam Medeniyeti Merkezi, internet sayfasında şu mesajı yayınladı: “Peygamberimiz Muhammed Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in, Roma İmparatoru'na gönderdiği mektubun bir kopyası İslam Medeniyeti Merkezi'ndeki sergide sunulacaktır.
Peygamberimiz Muhammed Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in İslam'ı yaymak ve insanlığı tevhide davet etmek için gönderdiği diplomatik mektupların, özel bir tarihi değeri vardır. Zira Sallallahu Aleyhi ve Sellem, önde gelen dünya güçlerinin liderlerine mektuplar göndermiş ve bunları mührüyle de tasdik etmiştir.
İslam Medeniyeti Merkezi'nin sergisinde, bu eşsiz manevi ve tarihi belgelerden biri olan İmparator Herakliyus'a hitaben yazılmış bir mektubun bilimsel olarak kanıtlanmış bir rekonstrüksiyonu sunulacaktır.
Ayrıca Habeşistan, Mısır, Bahreyn ve Umman hükümdarları ile İran Şahı'na yazılmış mektupların kopyalarının da sergilenmesi planlanıyor. Bu mektuplar sadece İslam'ın barışçıl ve diplomatik ruhuna dair bir delili temsil etmiyor, bilakis aynı zamanda Rasul Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in siyasi ve insani hikmetine dair açık bir şahitliği de temsil ediyor.”
Yorum:
Allahu Teala'nın, Rasulü Sallallahu Aleyhi ve Sellem'e yardım etmesinin ve Medine'de devleti kurmasının ardından, Sallallahu Aleyhi ve Sellem İslam'ı uygulamaya ve Allah'ın risaletini tüm insanlığa yaymaya başlamıştır; zira İslam evrensel bir dindir ve Peygamberimiz Sallallahu Aleyhi ve Sellem de tüm insanlar için gönderilmiştir. Nitekim Allahu Teala şöyle buyurmuştur: وَمَا أَرْسَلْنَاكَ إِلَّا كَافَّةً لِّلنَّاسِ بَشِيراً وَنَذِيراً “Biz seni bütün insanlara ancak müjdeleyici ve uyarıcı olarak gönderdik.” [Sebe 28] Ve Subhanehu şöyle buyurmuştur: هُوَ الَّذِي أَرْسَلَ رَسُولَهُ بِالْهُدَى وَدِينِ الْحَقِّ لِيُظْهِرَهُ عَلَى الدِّينِ كُلِّهِ وَلَوْ كَرِهَ الْمُشْرِكُونَ “Müşrikler istemese bile dinini bütün dinlere üstün kılmak için peygamberini hidayet ve hak ile gönderen O’dur.” [Saf 9]
İslam Devleti'nin kurulmasının ve temellerinin sağlamlaştırılmasının ardından, Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in bir sonraki görevi komşu ülkelerle dış ilişkileri kurmak olmuştur. Bu ilişkiler, İslam Devleti'nin dışında yaşayan kâfirleri ve onlara İslam'ın yayılmasını temsil etmektedir. Başlangıçta devletin toprakları sadece Medine-i Münevvere ile sınırlıydı ve dış politikası da yakınındaki kabilelerle olan ilişkilerinden ibaretti. Ancak İslam'ın etkisi tüm Hicaz'a yayılınca, dış politikası da dışarıda yaşayan halkları da kapsar bir hale gelmiştir. Ayrıca İslam'ın nüfuzu tüm Arap Yarımadası'na kadar uzanınca, dış ilişkileri de o dönemin Pers ve Bizans gibi büyük güçleri de kapsar bir hale gelmiştir. Bunun üzerine Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem, iç güvenliği sağlandıktan ve devlet dış politika için yeterli güce kavuştuktan sonra, elçilerini Arap Yarımadası dışına göndermeye başlamıştır. Yani Kerim Sahabelerinin (Allah onlardan razı olsun) bu görevi yerine getirmeye hazır olduğuna kanaat getiren Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem, o dönemdeki komşu ülkelere ve dünya imparatorluklarına mektuplar göndermeye başlamıştır.
İşte Müslümanlar, Allah'ın emrine uyarak İslam'ı böyle yayıyorlardı! Ama bugün, Müslüman ülkelerde iktidarı ele geçiren yozlaşmış ve tiran yöneticiler, kendilerinin İslam'ın liderleri olduklarını iddia ederek, şeriatın hükümlerini kendileriyle ve yönetim sistemleriyle ilişkilendirmeden Müslümanların geçmişteki başarılarını sadece tarihi ve manevi değerler olarak gösterip onunla övünüyorlar. Dolayısıyla tiran yöneticiler, Müslümanların duygularını istismar ederek onları uyuşturuyorlar ve Müslümanların özgürlük için patlayan öfkelerini ve hayatlarında şeriatı uygulamaya yönelik çalışmalarını bastırıyorlar. Peki bunu neden yapıyorlar? Çünkü onların yönetim sistemi ve kendilerinin, İslam ve Müslümanlarla hiçbir ilgisi yoktur.
Oysa Müslüman bir yönetici, halkını İslam'a göre yönetir, onu korur ve toprağını sömürgeci kafirlerin saldırılarına karşı savunur. İslam'ın yönetim sistemi, İslam risaletini davet ve cihad yoluyla tüm dünyaya yayan Hilafettir! Bu nedenle Müslümanlar olarak bizim vacibimiz, bu ajan rejimleri ortadan kaldırmak, sevgili Peygamberimiz Muhammed Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in metoduyla İslami yönetimi ihya etmek, adil bir yönetici nasbetmek ve İslam'ı davet ve cihad yoluyla dünyaya yaymaya yeniden başlamaktır!
Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan
Eldar Hamzin