- |
- İlk yorumlayan ol!
- yazı boyutu yazı boyutunu küçült Yazı boyutu büyüt

بسم الله الرحمن الرحيم
Haber - Yorum
Kutlama Yapmaya Gerek Yok!
Haber:
Fawaz Zohran Mamdani, umudu somutlaştırıyor ve Amerikalı Müslümanlarının siyasi sesini temsil ediyor (The Guardian)
Yorum:
Mamdani'nin seçim zaferinin ışığında, Müslüman bir belediye başkanının -ya da seküler bir siyasi sistem içinde yer alan herhangi bir Müslümanın- doğası gereği İslam'ı temsil etmediğinin açıklığa kavuşturulması gerekmektedir. İslam bir ırkın değil, kâmil bir din (yaşam tarzı) olup, Allah Subhanehu ve Teala katından vahyedilen siyasi, hukuki ve sosyal bir çerçeveye sahiptir. Allah'ın vahyinden değil de insan yapımı bir anayasanın kanunlarından kaynaklanan bir sistemde görev almak, İslami yönetime eşdeğer değildir. Zira İslam'ı gerçek anlamda temsil etmek, İslami ilkelere dayanan ve İslam şeriatı ile yönetilen siyasi bir sistemi gerektirir; yoksa ilahi otoriteye temelden karşı çıkan bir sisteme sadece şeklen katılmakla olmaz.
Seküler demokratik sistemler, egemenliğin halka ve onun seçtiği temsilcilere ait olan bir ideolojiye dayanmaktadır. Bu ise egemenliğin sadece Allah'a ait olduğu İslami inançla doğrudan çelişmektedir. -İster görev üstlenerek, ister oy kullanarak, ister siyasi programları destekleyerek olsun- bu tür sistemlere katılmak, bu çerçeveyi kabul etmek ve onu meşrulaştırmak anlamına gelmektedir. Bu yapılar içindeki Müslüman adaylar, İslami ilkeleri kötüye kullanmakta ve İslam'ı kapsamlı bir yaşam tarzı olmaktan çıkarak kişisel bir meseleye indirgemektedirler.
Gerçek İslam'ı temsil etmenin, Allah Subhanehu ve Teala'nın tek yasa koyucu olduğu şeklindeki temel İslami akideyi reddeden sistemlerden ortaya çıkması imkansızdır. Bu yapılar içindeki sembolik makamlara saygı gösterilmesi dikkatleri, İslami yaşam tarzının yeniden başlatılmasını temsil asıl hedeften başka yöne çekmektedir. İleriye doğru giden yol, uzlaşma, asimilasyon veya entegrasyonla lekelenmemiş ve batıla meydan okuyan ve İslam'ı kâmil bir alternatif olarak sunan İslami faaliyette yatmaktadır.
Müslümanların yüceltmeleri gereken tek ses, yalnızca İslam'ın sedasını tekrar eden, tamamen Allah Subhanehu ve Teala'nın emirlerine bağlı olan ve O'nun hidayetine itaatte sebat eden sestir. Bu yüzden Müslümanların desteği, soy veya kökene dayalı olmaması, aksine İslam'a sadık bir şekilde bağlılığa ve bu dini, yozlaşmış seküler sistemin gerçek alternatifi olarak taşıma gücüne dayalı olması gerekir.
يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا ادْخُلُوا فِي السِّلْمِ كَافَّةً وَلَا تَتَّبِعُوا خُطُوَاتِ الشَّيْطَانِ إِنَّهُ لَكُمْ عَدُوٌّ مُبِينٌ
“Ey iman edenler! Hep birden barışa girin. Sakın şeytanın peşinden gitmeyin. Çünkü o, apaçık düşmanınızdır.” [Bakara 208]
Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan
Heysem İbn Sabit - Amerika