Pazar, 02 Safer 1447 | 2025/07/27
Saat: (Medine Saati İle)
Menu
ana menü
ana menü
Avrupa İran'ı Tehdit Ediyor: Bu tarihten Önce Ya Nükleer Anlaşma Ya Da “Geri Tepme Mekanizması”

بسم الله الرحمن الرحيم

Haber - Yorum

Avrupa İran'ı Tehdit Ediyor: Bu tarihten Önce Ya Nükleer Anlaşma Ya Da “Geri Tepme Mekanizması”

Haber:

Paris; Fransa, İngiltere, Almanya ve Avrupa Birliği dışişleri bakanlarının 18 Temmuz 2025 Perşembe günü İranlı mevkidaşlarına, İran'ın nükleer programı konusunda bir anlaşmaya varılmaması halinde BM'nin İran'a uyguladığı yaptırımları yeniden yürürlüğe koyacaklarını bildirdiklerini açıkladı.Fransız Dışişleri Bakanlığı, Avrupalı bakanların İranlı Bakan Abbas Arakçi'ye, yaz sonuna kadar Tahran'ın nükleer programına ilişkin bir anlaşmaya varılamaması halinde, İran'a tüm uluslararası yaptırımların yeniden uygulanmasını sağlayan “Snapback” (Geri Tepme) mekanizmasını kullanma kararlılıklarını teyit ettiklerini açıkladı. Fransız diplomatik kaynaklara göre, İngiltere, Fransa ve Almanya dışişleri bakanları, İran dışişleri bakanından diplomatik yola geri dönülmesini istedi.

Axios sitesi, üç kaynağa atıfta bulunarak, ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio ile Fransa ve İngiltere dışişleri bakanlarının Pazartesi günü yaptıkları telefon görüşmesinde, İran'ın nükleer anlaşmaya varmak için son tarihi Ağustos sonu olarak belirlediklerini bildirdi.Bir ABD yetkilisi, Başkan Donald Trump'ın İranlıların müzakere masasına geri dönmemesinden dolayı büyük hayal kırıklığı duyduğunu belirtti.İran Pazartesi günü, nükleer programlar konusunda ABD ile dolaylı müzakerelere, ancak sonuçları önceden kesinleşirse geri döneceğini açıklamıştı.İran Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü İsmail Bekayi, Dışişleri Bakanı Abbas Arakçi ile ABD'nin özel temsilcisi Steven Witkoff'un nükleer programı görüşmek üzere bir toplantı yapacağına dair henüz kesin bir tarih belirlenmediğini açıkladı. (Sky News Arabia)

Yorum:

Görünen o ki Müslümanların başındaki yöneticiler geçmişten hiç ders almıyorlar; zira İran Dışişleri Bakanı Abbas Arakçi ile ABD'li temsilci Witkoff arasında beş tur dolaylı müzakere yapılmış ve ardından Yahudi varlığı, ABD'nin yaktığı yeşil ışıkla İran'ın Natanz ve İsfahan'daki nükleer tesislerine ve askeri üslere hava saldırıları düzenleyerek yüzlerce nükleer bilim adamı ve askeri liderin ölümüne neden olmuş ve bu saldırılara ABD de katılmıştı.İran ise bu saldırılara Yahudi varlığının hassas noktalarını bombalayarak ve Katar'daki Amerikan üssünü vurarak yanıt verdiğini iddia etti. Bundan önce, İran ile 5+1 ülkeleri arasında 2015 yılında varılan anlaşma iptal edilmiş ve İran'da bir dizi nükleer bilim adamına suikastlar olmuştu.Görünen o ki tüm bunlar İran rejiminin yandaşlarının hesaplarını yeniden yapmaları ve kendilerini bu duruma getiren nedenler üzerinde düşünmeleri için yeterli gelmemiştir;oysa onlar, Irak ve Afganistan'ı işgal etmesine yardım ederek ve Suriye'deki ajanı Beşar Esad'ı destekleyerek Amerika'ya birçok hizmet sunmuş olsalar da tüm bu hizmetler, Amerika'nın İran'ın yanında durmasına ve Yahudi varlığının nükleer tesislerine saldırmasını, nükleer bilim insanlarını ve askeri liderlerini kendi topraklarında öldürmesini engellemesine yardımcı olmamıştır. Nitekim Rasul Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurmuştur: لَا يُلْدَغُ الْمُؤْمِنُ مِنْ جُحْرٍ وَاحِدٍ مَرَّتَيْنِ Mümin, bir (yılanın) deliğinden iki defa ısırılmaz (aldatılmaz).

Tüm bunlardan sonra, Fransa, İngiltere ve Almanya olmak üzere üç Avrupa ülkesi, İran'a diplomasiye geri dönmesi çağrısında bulunarak, nükleer programı konusunda bir anlaşmaya varılamaması halinde hızlı yaptırım mekanizmasını veya “Snapback”i yeniden devreye sokmakla tehdit ettiler!

İran yöneticileri, tüm geçmişte olanlardan ders çıkarsalar, ümmetlerinin saflarına geri dönseler, İslam'ı siyasi, ekonomik, içtimai, eğitim ve dış politika gibi tüm yaşam alanlarında tatbik etmek için çalışsalar ve İslam ülkelerini Kuran ve Sünnet'ten kaynaklanan kamil bir siyasi projeyi taşıyan bilinçli bir siyasi liderlik altında birleştirseler daha iyi olurdu; zira bu proje, egemenliği şeriata, otoriteyi ise Kitap ve sünnete göre hükmeden kişiye kendi iradesiyle seçip biat eden ümmete vermektedir; halkına asla yalan söylemeyen bir lider olan Hizb-ut Tahrir'in elinde mevcut olan işte bu projedir.

مَن كَانَ يُرِيدُ الْعِزَّةَ فَلِلَّهِ الْعِزَّةُ جَمِيعاً إِلَيْهِ يَصْعَدُ الْكَلِمُ الطَّيِّبُ وَالْعَمَلُ الصَّالِحُ يَرْفَعُهُ وَالَّذِينَ يَمْكُرُونَ السَّيِّئَاتِ لَهُمْ عَذَابٌ شَدِيدٌ وَمَكْرُ أُوْلَئِكَ هُوَ يَبُورُKim izzet ve şeref istiyor idiyse, bilsin ki, izzet ve şerefin hepsi Allah’ındır. O’na ancak güzel sözler yükselir (ulaşır). Onları da Allah’a salih amel ulaştırır. Kötülüklerle tuzak kuranlara gelince, onlar için çetin bir azap vardır ve onların tuzağı bozulur.” [Fatır 10]

Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan
Abdullah Abdulhamid– Irak

Yorum Ekle

Gerekli olan (*) işaretli alanlara gerekli bilgileri girdiğinizden emin olun. HTML kod izni yoktur.

yukarı çık

SİTE BÖLÜMLERİ

BAĞLANTILAR

BATI

İSLAMİ BELDELER

İSLAMİ BELDELER