Perşembe, 09 Şevval 1445 | 2024/04/18
Saat: (Medine Saati İle)
Menu
ana menü
ana menü
2017 İstanbul Konferansı, 1964 Yılında Yapılan Arap Zirvesinin Aynısıdır

بسم الله الرحمن الرحيم

Haber-Yorum

2017 İstanbul Konferansı, 1964 Yılında Yapılan Arap Zirvesinin Aynısıdır

Birinci haber:

Türkiye’de Çarşamba günü yapılan İslam İşbirliği Örgütü olağanüstü zirvesinde, Amerika’nın Kudüs’ü Yahudi varlığının başkenti olarak tanımasına yanıt olarak (Doğu Kudüs’ü) Filistin devletinin başkenti olarak tanıdığını açıkladı.

Çarşamba günü "Anadolu" Türk haber ajansının aktardığına göre zirvenin açıklamasında şunlar geçti: “Filistin devletini ve başkenti olarak da (Doğu Kudüs’ü) tanıdığımızı ilan ediyoruz.”

Örgüt olağanüstü zirveyi, ABD Başkanı Donald Trump’ın Kudüs’ü Yahudi devletinin başkenti olarak tanınması ve büyükelçiliğin oraya taşınmasıyla ilgili açıklamasına bir yanıt olarak düzenlendi. (Hespress) “Basit bir uyarlama”

İkinci haber:

Dışişleri Bakanlığı Konseyi, (Doğu Kudüs)’ün Dört Haziran 1967 sınırlarının egemenliğine sahip bağımsız bir özgürlüğün dışında bölgede güvenliği, istikrarı ve barışı gerçekleştiremeyecek olan Filistin devletinin başkenti olduğunu vurguladı. (Arabnet.)

Yorum:

Bu toplantının, elli yıl önce, yani 1964 yılında Yahudi varlığının Kızıl Deniz ile Ölü Deniz arasına bir kanal kazılmasıyla ilgili projesine bir yanıt olarak Cemal Abdül Nasır’ın çağrısıyla Arap Ligi liderlerinin Kahire’ye gittiği zirveye benzediği gün ışığı gibi ortadadır! Bu zirveden, –İddia ettikleri gibi- Filistin halkının uluslararası forumlarda temsil edilmesi gerekçesiyle Filistin Kurtuluş Örgütü’nün (FKÖ) kurulması kararıyla çıktılar. Nitekim bunun ardından ortaya çıkan gerçek, Filistin halkı adına Yahudi varlığını tanıyan Filistin Kurtuluş Örgütü’nün kurulması olmuştur. Bu da ümmete kolay bir şekilde geçişini sağlamak için kademeli olarak yapılmıştır. Zira 1974 yılında Filistin Kurtuluş Örgütü, Filistin’de laik demokratik bir devleti kabul etmiştir. Ayrıca Filistin Kurtuluş Örgütü, 1988 yılında iki devletli çözümü ve (bir Amerikan çözümü) olan (Doğu Kudüs’ün) başkenti olduğu bir Filistin devletinde Yahudilerle birlikte yaşamayı resmen kabul etmiş ve bunun ardından da Oslo Anlaşmalarını düzenlemiştir. Yine 1993 yılında Yaser Arafat, bu metamorfoz varlığın o zamanki başbakanı İzak Rabin’e göndermiş olduğu mektupta Yahudi varlığını resmen kabul etmiş ve böylece bu varlıkla Filistin halkının meşru ve tek temsilcisi olarak Filistin Kurtuluş Örgütü’nü tanıma mübadelesi olmuştur. Bunun sonucunda da Batı Şeria ve Gazze şeridinde özerk bir otorite ortaya çıkmıştır…İşte Arap yöneticiler, Yahudi varlığının projelerine bu şekilde yanıt vermişlerdi…

Bugün de Arap Dışişleri Bakanları ve İslam ülkelerinin liderleri, Trump’ın Kudüs’ü Yahudi varlığının başkenti olarak tanımasıyla ilgili son kararına yanıt vermeye çağırıyorlar.  Onların yanıtı ise şudur: Yahudilerin Müslümanların topraklarını işgal etmesi meselesini, (Doğu Kudüs ve Batı Kudüs) meselesine dönüştürmek, yani Yahudilerin Filistin’de bulunma hakları olduğunun onaylanması ve bu yöneticilerin Filistin meselesinin çözümünün iki devletli çözüm olduğu şeklindeki Amerikan projesini uygulamalarıdır. Arap Dışişleri Bakanlarının toplantıları, ne kötü bir toplantıdır! İslam ülkelerinin yöneticilerinin toplantıları, ne kötü bir toplantıdır! Onların bu meşum konferanslarına katılan heyetler, ne kötü heyetlerdir! Nitekim onların bu konferansları, altmışlı yıllarda ve daha sonrasında yapılan konferanslara ne kadar da benziyor… 

Filistin meselesi, İslam ümmetinin meselesi olup sadece Filistin halkının ve Arapların meselesi değildir. Dolayısıyla mukaddes toprakları işgal eden Yahudilere ve büyük devletlerin kararlarına verilecek tek cevap, Harun Reşid’in (Allah ona rahmet etsin) dediği gibi bir ucu burada bir ucu da onların orada olacak olan muhteşem ordularla olacaktır. Bu ise Allah’ın izniyle çok yakında yeniden kurulacak olan Nübüvvet Metodu Üzere İkinci Raşidi Hilafet Devleti ile mümkündür. İşte Hizb-ut Tahrir de, Aziz ve Kavi olan Allah’ın izniyle İslam ümmetine komplo kuran bu yöneticileri kökünden söküp atarak İslam ülkelerinde bu devleti kurmak için çalışmaktadır.

Halife Muhammed - Ürdün

Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi Radyosu İçin Yazdı

Yorum Ekle

Gerekli olan (*) işaretli alanlara gerekli bilgileri girdiğinizden emin olun. HTML kod izni yoktur.

yukarı çık

SİTE BÖLÜMLERİ

BAĞLANTILAR

BATI

İSLAMİ BELDELER

İSLAMİ BELDELER