Cuma, 19 Ramazan 1445 | 2024/03/29
Saat: (Medine Saati İle)
Menu
ana menü
ana menü

بسم الله الرحمن الرحيم

Endonezya İçin Çözüm

Ey kardeşler!

Bildiğiniz gibi bu ülke, çeşitli sorunlarla çepeçevre kuşatılmış durumda. Kimileri, insanlar arasında geniş popülariteye sahip yeni cumhurbaşkanının sorunları çözeceğini veya bu sorunların insanlar üzerindeki etkisini azaltacağını umuyorlar. Oysa yeni cumhurbaşkanı iktidarı geldikten yaklaşık altı ay sonra mevcut sorunlar çığ gibi büyüdü ve arttı. Yeni cumhurbaşkanı, yakıt fiyatlarına zam yapılması ve yakıtlardan sübvansiyonun kaldırılması ile ilgili bir karar yayınladı. Bu da temel gıda mallarının fiyatlarının ve hizmet ücretlerinin artmasına yol açtı. Pirinç, et, mutfak gazı ve elektrik fiyatları zamlandı. Nitekim döviz kurları da yükseldi. 1 ABD Doları 13.000 Endonezya Rupi'sine dayandı. Bu gerçek, yeni cumhurbaşkanından çok şey bekleyenleri hayal kırıklığına uğrattı.

Bunun sonucu olarak yaşam çok daha zorlaştı. Zimmete para geçirme, yağmalama, yol kesme, uyuşturucu gibi suçlar ve vahşet eylemleri -ekonomik ihtiyaçları nedeniyle- tavan yaptı. Buna rağmen yine de hükümetin yolsuzlukları ve insanların paralarını hortumlama hız kesmeden devam ediyor. Ama meselelere derin bakıldığında, sorunların çoğunun yeni olmadığı görülür. Yeni sorunlar ortaya çıkmış olmasıyla birlikte birçok uzun yıllardır mevcut.

Bu sorunlar, bu ülkede uygulanan kapitalist ekonomik sistemin ve sembolik olarak uygulanan demokratik siyasi sistemin salgı ve artıklarıdır. Bu nedenle bu sorunlar, sadece kapitalist ve demokratik sistem ortadan kaldırılarak çözülebilir. Kişiler değiştirilerek çözülemez. Sistemler ve hayat hakkındaki genel fikirler değiştirilerek çözülür. 1998 yılındaki sözde reform hareketinden beri Endonezya'da iktidara dört cumhurbaşkanı gelip geçmiştir. Bu da beşinci cumhurbaşkanıdır. Şartlar iyileşmiş değil, aksine daha da kötüleşmiştir.

Ekonomik zulüm, genel özgürlükler, liberal fikirler, laiklik, bireycilik, faydacılık ve hayatı arzuları tatmin etmenin yolu olarak görmek, şeri hükümleri birey, toplum ve devlet hayatından uzaklaştırmanın ve yerine küfür yasalarını koymanın birer sonuçlarıdır. Bu yüzden Batılı sistemleri ve gayri İslami fikirleri ortadan kaldırmak ve Şeriatın farz kıldığı otorite yoluyla -ki Hilafettir- Hanif Şeriatın hükümlerini uygulayarak İslami hayatı yeniden başlatmak için çalışmak farzdır.

Kâfirler, ülkeye kiralık yöneticiler ve ajanlar tayin ettikten sonra sözde ülkeden ayrıldılar. Onların bu ajan uzantıları, kendilerinden istenileni şevk ve heyecanla yerine getiriyorlar. Kâfirler, kendi Hadârat, tarih, kültür ve yaşam tarzlarını, ilerlemek ve gelişmek isteyenler için izlenmesi gereken bir model olarak belirlediler.

Allah Subhânehu ve Teâlâ, Muhammed SallAllahu Aleyhi ve Sellem'i hidayet ve hak dinle âlemlere rahmet olarak göndermiştir. İnsanlar, hâlâ sefalet içindeler ve ağır yaşam koşulları ile boğuşuyorlar. İslam yok olduğu sürece de her türlü zulüm ve zillete maruz kalacaklardır. Allah Subhânehu ve Teâlâ Kur'an-ı Kerim'de şöyle buyuruyor:

وَمَنْ أَعْرَضَ عَنْ ذِكْرِي فَإِنَّ لَهُ مَعِيشَةً ضَنْكًا "Her kim de benim zikrimden yüz çevirirse, mutlaka ona dar bir geçim vardır." [Taha 124]

1300 yıldan fazla hâkim süren tarihi gerçekler, İslam'ın, Müslüman ve Gayrimüslim olsun insanlara ne gibi hayırlar sunabileceğinin en iyi kanıtıdır. Ebu Yusuf, el-Haraç adlı kitabında rivayet ettiğine göre "Ömer ibn el-Hattab zimmilerden [Yahudilerden] kapı kapı dilenen yaşlı birine uğradı. Ona "Seni buna sevk eden nedir? diye sordu. O da: "Cizye, yaşlılık ve ihtiyaç" cevabını verdi. Bunun üzerine Ömer "Biz sana insaflı davranmadık, gençliğinde senden cizye aldık sonra da yaşlanınca seni kaderine terk ettik." dedi. Ardından onu evine götürdü ve ihtiyacı olan şeyleri ona bol bol verdi. Sonra onu Beytu'l Mal müdürüne gönderdi. Ondan cizyenin düşürülmesini ve Beytu'l Mal'dan ona para verilmesini istedi."

Gayrimüslim yazarlar bile İslam'ın insanların refahını sağlayabileceğini itiraf etmektedir. Örneğin Will Durant, Medeniyetin Hikâyesi adlı kitabının 13. cildinde şöyle demektedir: "Şüphesiz Halifeler insanlara çok büyük standartlarda çabalarının karşılığını temin etmiş ve yaşamlarını garanti altına almışlardır. Onların uzanmaları için tüm fırsatları önlerine getirmişler, kendi dönemlerinden sonra bir benzerine hiç de rastlanmayacak olan bolluk ve genişliği asırlar boyu yaygınlaştırmışlardır. Hadârat düzleminde en tutarlı düzeyi beş asırdır Batı Asya'ya kazandıran tekniğin, felsefe edebiyat ve bilimin zirveyi yakalaması ilmin yaygınlaşması hep o dönemde (halifeler döneminde) onların çabaları ve desteği sayesinde olmuştur."

Bu yüzden ey kardeşler! Kapsamlı bir şekilde İslam'ın uygulanması, siyasal varlığı gerektirir. Hiç şüphesiz o da Hilafettir. Hilafet, İslam'ın yegâne yönetim sistemidir. Mezhepler, Hilafetin kurulmasının farziyeti üzerinde hem fikirdir. Hilafet, İslami şeri hükümleri uygulamak ve âleme daveti taşımak için dünyadaki tüm Müslümanların genel başkanlığıdır.

Hilafet, İslam ümmetini tek bir devlet, tek bir liderlik altında birleştirir. İslami şeri hükümleri uygulayacak ve dünya çapında İslam davetini taşıyacaktır. Allah Subhânehu ve Teâlâ'nın hükümleri büsbütün uygulandığında, Allah Subhânehu ve Teâlâ hayır ve bereket akıtacaktır. Ebu Hurayra Peygamber SallAllahu Aleyhi ve Sellem'den rivayet ettiğine göre

حَدٌّ يُقَامُ فِى الأَرْضِ خَيْرٌ لِلنَّاسِ مِنْ أَنْ يُمْطَرُوا ثَلاَثِينَ أَوْ أَرْبَعِينَ صَبَاحاً "Yeryüzünde bir haddin uygulanması, insanlar için otuz ya da kırk gün boyunca her sabah yağmur yağmasından daha hayırlıdır." [Ahmed]

Bu nedenle ey kardeşler! İster yetkili olun isterse olmayın, ister sivil isterse asker olun, ister eğitimci isterse öğrenci olun, ister işçi isterse işveren olun, konumunuz ne olursa olsun, Hilafeti kurmak için hepinizi bizimle birlikte çalışmaya davet ediyoruz. Yeryüzünde Hilafetin kurulacağı ile ilgili Allah Subhânehu ve Teâlâ'nın vaadi ve Rasûl SallAllahu Aleyhi ve Sellem'in müjdesine inananlara müjdeler olsun. Allah Subhânehu ve Teâlâ'nın şu sözüne icabet edin:

يا أَيُّهَا ٱلَّذِينَ آمَنُواْ ٱتَّقُواْ ٱللَّهَ وَكُونُواْ مَعَ ٱلصَّٰادِقِينَ "Ey iman edenler! Allah'tan korkun ve doğrularla beraber olun." [Tevbe 119]

 

حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Endonezya


H. 1 Raceb 1436
M.  Salı, 21 Nisan 2015

Yorum Ekle

Gerekli olan (*) işaretli alanlara gerekli bilgileri girdiğinizden emin olun. HTML kod izni yoktur.

SİTE BÖLÜMLERİ

BAĞLANTILAR

BATI

İSLAMİ BELDELER

İSLAMİ BELDELER