Pazartesi, 23 Rebiu’l Evvel 1447 | 2025/09/15
Saat: (Medine Saati İle)
Menu
ana menü
ana menü


حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Ürdün Vilâyeti
Medya Bürosu

No: RD-BA-2025-MB-TR-20 H. 20 Rabi-ul Evve 1447
M. Cuma, 12 Eylül 2025

Ey Ürdün Halkı ve Askerleri! Cel’ad Tümeni’nin Yığınağına, Yahudi Varlığının Ülkenize Yönelik Tehditlerine ve Rejimin İşbirliği ve Bağımlılığına Karşı Son Derece Dikkatli Olun!

Yahudi varlığı ordusu Merkez Komutanlığı, dün 10 Eylül 2025 günü yaptığı açıklamada, Ürdün Vadisi’nde ‘Gilead (Cel’ad) Tümeni’ adıyla yeni bir askeri birliğin kurulduğunu duyurdu ve Ürdün sınırı boyunca konuşlanacak olan bu bölgesel tümenin görevinin, Ürdün Vadisi ve Ölü Deniz bölgesindeki Yahudi varlığının doğu sınırlarını korumak olduğunu belirtti. Komutan, “İsrail”in 7 Ekim 2023’te yaşadığı ve maruz kaldığı o acı hezimetten alınan dersler’ çerçevesinde böylesi bir adımın atıldığını kaydetti. Bu yeni askeri yığınak, Yahudi varlığı liderlerin ‘Büyük İsrail’ projesi kapsamında Ürdün ve diğer bölgelere doğru genişleme tehditlerinin ardından geldi. Söz konusu proje, Netanyahu’nun dile getirdiği, Trump’ın desteklediği ve Yahudi Maliye Bakanı Smotrich’in açıkça ilan ettiği bir projedir.

Yahudi varlığının açık ve doğrudan tehditler ortada, ordusu kapımızda! Bu, apaçık bir savaş ilanıdır! Peki Ürdün rejimi, hükümeti, medyası, meclisi ne yapıyor? Ölü taklidi yapıyor! Ölüm sessizliğine gömülmüş durumdalar! Konuşanlarsa küfür ve ihanet kusuyor! Utanmadan hala ‘iki devletli çözüm’ masalını anlatıyorlar, ‘gericilere izin vermeyiz’ diyorlar, katil Yahudi varlığının güvenliği ve refahı için çırpınıyorlar! Sanıyorlar ki bu halk ve bu ümmet, bu korkak düşmanın varlığını istiyor. Oysa bilmiyorlar mı ki bu ümmetin damarlarında, o kanserli uru söküp atmak için kaynayan bir öfke var!

Gazaba uğrayanlar yani zillet ve miskinlik damgası yemiş bu topluluk,

وَضُرِبَتْ عَلَيْهِمُ الذِّلَّةُ وَالْمَسْكَنَةُ وَبَاؤُواْ بِغَضَبٍ مِّنَ اللهِ“İşte üzerlerine aşağılık ve yoksulluk damgası vuruldu. Allah’ın gazabına uğradılar.” [Bakara 61] artık tutunacakları tek dalın, Amerika’nın ipi olduğunu anladılar, ama o ip de istedikleri kadar sağlam değil, çürük! Tutundukları diğer dalları da, Arap dünyasındaki işbirlikçi yöneticilerin ipidir. O uşaklar ki, göstermelik savaşlarla bütün Filistin’i peşkeş çektiler; yetmedi, düşmanın Lübnan’ı, Suriye’yi, Irak’ı, Yemen’i, Katar’ı küstahça vurmasına göz yumdular. Ama artık Yahudiler, sonlarının yaklaştığını bildikleri bu hain yöneticilerin korumasına bile güvenmiyorlar. Çünkü bölge halkından kendilerine doğru büyük tehlike ve fırtınanın geldiğinin farkındalar! Nitekim Nisan 2025’te Netanyahu’nun yaptığı şu açıklama da bu gerçeği gözler önüne sermektedir: “Birkaç kilometre ötemizde Akdeniz kıyılarında bir halifelik kurulmasına izin vermeyeceğiz...”

Bu yüzden ne yaparlarsa yapsınlar boşuna! İsterlerse sınırlarına demirden setler çeksinler, binlerce asker yığsınlar, efendileri Amerika ve Avrupa onlara silah yağdırsın... Hiç fark etmez! Onlar, tarihten silecek, kökleri kazınacak o büyük savaşa doğru adım adım sürükleniyorlar. Nitekim Sâdık-ı Masdûk SallAllahu Aleyhi ve Sellem, şu sözüyle bizleri müjdelemiştir:

لَا تَقُومُ السَّاعَةُ حَتَّى يُقَاتِلَ الْمُسْلِمُونَ الْيَهُودَ، فَيَقْتُلُهُمْ الْمُسْلِمُونَ، حَتَّى يَخْتَبِئَ الْيَهُودِيُّ مِنْ وَرَاءِ الْحَجَرِ وَالشَّجَرِ، فَيَقُولُ الْحَجَرُ أَوْ الشَّجَرُ يَا مُسْلِمُ يَا عَبْدَ اللَّهِ، هَذَا يَهُودِيٌّ خَلْفِي فَتَعَالَ فَاقْتُلْهُ، إِلَّا الْغَرْقَدَ فَإِنَّهُ مِنْ شَجَرِ الْيَهُودِMüslümanlar Yahudilerle savaşmadıkça kıyamet kopmaz. O harpte Müslümanlar Yahudileri öldürecekler. Öyle ki, Yahudi, taşın ve ağacın arkasına saklanacak da, taş veya ağaç; “Ey Müslüman, Ey Allah’ın kulu! İşte arkamda bir Yahudi. Gel, onu öldür” der. Yalnızca Garkad bir şey söylemez. Zira o, Yahudilerin ağaçlarındandır.” Allah’ın izniyle bu yakında olacaktır.

Ey Ürdün halkı! Ey Ürdün askerleri! Ey Müslümanlar! Biz, halkına asla yalan söylemeyen bir öncüyüz ve Allah yolunda hiç kimsenin kınamasından korkmayız! Şunu iyi bilin ki, rejimin sizi korumak ve savunmak gibi bir derdi yoktur. Çünkü o sizden, siz de ondan değilsiniz! Onun tek derdi kendi varlığını ve koltuğunu korumak ve Yahudi varlığı ile kâfir Batı’nın kaynaklarınızı ele geçirmesini sağlamaktır. ‘Ürdün, Amerika’nın stratejik ortağı ve müttefiki’ diyerek sizi kandırıyorlar. Oysa bu ortaklık, halk için değil, saray içindir! Bu söylemle rejim, sadece kendini korumaya çalışıyor. Amerika’nın ortağı olmaz, kölesi olur! Unutmayın, Amerika’nın dostu olmaz, sadece çıkarları olur! Baksanıza, Katar’daki devasa Amerikan üssü, Yahudi varlığının o topraklardaki Müslümanları vurmasına engel olabildi mi? Katarlı yöneticiler istedikleri kadar ‘biz stratejik ortağız’ diye övünsünler, sonuç ortada!

Ey Ürdün’ün kahraman ve cesur askerleri! Bu rejimin ve uşaklarının stratejisi bellidir: Yahudi varlığı ile anlaşma yapmak! Sadece anlaşma yapmak da değil, İslam’a ve Müslümanlara açılan savaşta onun yanında yer almak! Bu halkı ve ülkeyi yoksulluğa mahkûm ettiler. Sonra da kalkıp ‘karanlık zihniyet’ dedikleri, yani İslam’ı anlatan herkese karşı amansız bir savaş açtılar. Rejim, tercihini sömürgeci Batı’ya bağımlı olmak ve onların çıkarlarını yerine getirmek yönünde kullanmıştır. Artık rejimi Ürdün’ü korumaya zorlamanın; dininizi, ülkenizi ve onurunuzu savunmak için Yahudi varlığını ezip geçeceğiniz ve yeryüzünden sileceğiniz gerçek bir savaşa girmenin vakti gelmiştir! Yoksa Allah korusun, yarın çok geç olmadan bugünden harekete geçme fırsatını kaçırırsanız, Yahudi varlığının Katar’da yaptığı gibi Ürdün’e saldırması halinde kendi halkınızın dinmeyen öfkesinden ve gazabından asla kurtulamazsınız! Unutmayın, geçmişten ders çıkarma ve ibret alma konusunda Müslümanlar, o Yahudi varlığından çok daha önceliklidir.

Buhari ve Müslim’in Ebu Musa’dan rivayet ettiğine göre Peygamber SallAllahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurmuştur:

إِنَّ مَثَلِي وَمَثَلَ مَا بَعَثَنِيَ اللهُ بِهِ كَمَثَلِ رَجُلٍ أَتَى قَوْمَهُ، فَقَالَ: يَا قَوْمِ إِنِّي رَأَيْتُ الْجَيْشَ بِعَيْنَيَّ، وَإِنِّي أَنَا النَّذِيرُ الْعُرْيَانُ، فَالنَّجَاءَ، فَأَطَاعَهُ طَائِفَةٌ مِنْ قَوْمِهِ، فَأَدْلَجُوا فَانْطَلَقُوا عَلَى مُهْلَتِهِمْ، وَكَذَّبَتْ طَائِفَةٌ مِنْهُمْ فَأَصْبَحُوا مَكَانَهُمْ، فَصَبَّحَهُمُ الْجَيْشُ فَأَهْلَكَهُمْ وَاجْتَاحَهُمْ، فَذَلِكَ مَثَلُ مَنْ أَطَاعَنِي وَاتَّبَعَ مَا جِئْتُ بِهِ، وَمَثَلُ مَنْ عَصَانِي وَكَذَّبَ مَا جِئْتُ بِهِ مِنَ الْحَقِّ“Benim meselim (yani benzerim) ve beni kendisiyle size Allah’ın Nebi gönderdiği şeyin meseli, ancak şu adamın benzeri gibidir ki, o kavmine geldi de: “Ey kavmim! Ben şurada iki gözümle bir ordu gördüm. Görüyorsunuz, ben çıplak bir nezirim. Hemen kurtulmaya, hemen kaçmaya bakınız der. Bu haber üzerine kavminden bir taife ona itaat ederek bütün gece vakar ve haysiyetle yürümüş ve kaçıp kurtulmuşlardır. Kavminden bir kısmı da onu yalanlamışlar da yerlerinde kalmışlardır. Bunun üzerine sabahleyin ansızın ordu onları basıp helak etmiş ve köklerini kazımıştır. İşte bu, bana itaat eden ve benim getirdiğime uyan kimse ile bana asi olan ve benim getirmiş olduğum hakkı yalanlayan kimsenin meselidir.”

حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Ürdün Vilâyeti
Medya Bürosu
Adres Bilgileri ve Web Sitesi
Telefon: 
http://www.hizb-jordan.org/
E-Mail: info@hizb-jordan.org

Yorum Ekle

Gerekli olan (*) işaretli alanlara gerekli bilgileri girdiğinizden emin olun. HTML kod izni yoktur.

SİTE BÖLÜMLERİ

BAĞLANTILAR

BATI

İSLAMİ BELDELER

İSLAMİ BELDELER