حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Mübarek Toprak (Filistin)
Medya Bürosu
No: FL–BA–2025–MB–TR–20 |
H. 24 Zilhicce 1446 M. Cuma, 20 Haziran 2025 |
““İsrail”in Kurulmasından Sonra Birleşik Bir Arap Dünyasıyla Karşılaştık, Biz de Onu Zamanla Parçaladık”
Netanyahu, bu ifadelerle hem kendi halkına hem de uluslararası kamuoyuna seslenmekte, sanki büyük bir şey başarmış gibi övünmektedir. Tipik bir Siyonist aldatmacasıdır! Hiç yapmadığı şeyleri yapmış gibi göstererek, her zamanki gibi yalan söylemekte ve iftira atmaktadır! Çünkü, gazaba uğramışların yapay varlığı daha ortada yokken ve Hilâfet Devleti daha yıkılmamışken “Arap dünyası” diye bir şey yoktu; Aksine tek bir devletin çatısı altında toplanmış tek bir ümmet vardı. Sen mi böldün bu ümmeti? Asla! Seni hile ve desiseyle yetiştiren efendilerin böldü! O efendilerin ki, bu ümmetle asırlar boyu savaşmış, onun satvetini tatmış ve başkentlerinin birbiri ardına düştüğüne şahit olmuşlardır. Konstantiniyye fethedilmiştir, Roma’nın da sırası gelmişti. Ama Allah’ın takdiri, onu yeni bir fetih için saklamıştır. Allah’ın izniyle o gün gelecektir.
Batı’daki efendilerin, bir zamanlar karşılarında tek parça bir İslam dünyası olduğunu ve onun gücünün nereden geldiğini çok iyi biliyorlardı. Sonra, İslam ümmetinin bir anlık dalgınlığından ve zayıflığından faydalanarak, insanların zihinlerine ve kalplerine sızdılar. Aralarına fitne tohumları ekip milliyetçilik ve ulusalcılık ateşini körüklediler: ‘Bu Arap, şu Türk’, ‘bu Kürt, şu Berberi’ diyerek ayrımcılık yaptılar. Bölünme çağrılarını, dinin ve İslam kardeşliğinin önüne geçirdiler. Sonuç olarak ümmetimizin birliğini paramparça ettiler ve tek bir vücuda saplanmış bir neşter gibi, o meşum Balfour Deklarasyonu’nu da doğuran Sykes-Picot Anlaşması’yla topraklarımızı paramparça ettiler.
İslam ümmetinin birliği, bize hayal ürünü sınırlar ve ayrılıkçı bayraklar dayattıkları gün parçalanmıştır. Sonra bize, bu sınırları ve vatanları kutsamamız gerektiğini söylediler. İşte o zaman, sizin habis nutfenizi hile ve melanet rahmine yerleştirdiler. Gözünde bir köpek kadar bile değerli olmadığınız Batı sizi yeryüzünün dört bir yanından toplayıp kutsal toprağa yerleştirdi. Siz doğduğunuzda, Batı bizim topraklarımızda egemen olmuş, çıkarlarını korumak için başımıza hain yöneticiler dikmişti. Sonra sizi, topraklarımızdaki ileri karakolu yaptılar ve birliğimizi parçalamak için bir hançer gibi böğrümüze sapladılar. Kısacası siz, Batı’nın kurduğu ve sizin gibi gayrimeşru bir yapıya yakışan piyon rejimlerin kucağında doğdunuz. Dolayısıyla ümmetin bölünmesiyle sizin varlığınız, bir madalyonun iki yüzü gibidir.
Sonrasında ise Batı, piyon yöneticilerin ve hain Filistin Kurtuluş Örgütü’nün de yardımıyla sizin varlığınızı Mübarek Toprak Filistin’e yerleştirmeyi başardı. Şimdi de ihanet dolu barış anlaşmalarıyla bu duruma bir yasallık kazandırmaya çalışıyor.
Evet, Filistin’i ancak ümmeti parçaladıktan sonra alabildiniz. Evet, şu anda Gazze’yi, Lübnan’ı, Suriye’yi, Yemen’i ve İran’ı bombalıyorsunuz. Bu bölünmüşlük size hizmet ediyor; halkın duyarsızlığı ve yardımların kesilmesi gücünüze güç katıyor. Ve tabii tüm bunları, sizi bu topraklara yerleştirenlerin desteği, koruması ve silahı olmadan asla yapamazdınız. Ama bütün bunlara rağmen bugün biz, ümmetin sinesinde birliğin soluğunu duyuyoruz! Ve cihadın o kutlu manasının, çekilen çilenin tozu dumanı arasından yeniden şahlandığına tanık oluyoruz. Şüphesiz ki bugün İslam ümmeti, o kutlu birliğinin özlemiyle yanıp tutuşmaktadır! Zira artık zayıflığının sırrına ermiş, düşmanını tanımıştır. Şimdi tek ihtiyacı, onu parçalayan satılmış rejimleri alaşağı etmek için kenetlenmektir. Nasıl ki bu toprakları ümmetin zayıflığı ve bölünmüşlüğü sayesinde ele geçirdiyseniz, emin olun ki bu ümmet de sizi ve efendilerinizi kendi gücüyle ve birliğiyle buradan söküp atacaktır. Sonuçta siz, yakında esecek olan ümmet rüzgârının savurup yok edeceği bir toz zerresinden başka bir şey değilsiniz.
قُلْ هَلْ تَرَبَّصُونَ بِنَا إِلَّا إِحْدَى الْحُسْنَيَيْنِ وَنَحْنُ نَتَرَبَّصُ بِكُمْ أَنْ يُصِيبَكُمُ اللهُ بِعَذَابٍ مِنْ عِنْدِهِ أَوْ بِأَيْدِينَا فَتَرَبَّصُوا إِنَّا مَعَكُمْ مُتَرَبِّصُون “De ki: “Bizim için siz, (şehitlik veya zafer olmak üzere) ancak iki güzellikten birini bekleyebilirsiniz. Biz de, Allah’ın kendi katından veya bizim ellerimizle size ulaştıracağı bir azabı bekliyoruz. Haydi bekleyedurun. Şüphesiz biz de sizinle birlikte beklemekteyiz.” [Tevbe 52]
إِنَّ اللهَ بَالِغُ أَمْرِهِ قَدْ جَعَلَ اللهُ لِكُلِّ شَيْءٍ قَدْراً“Allah, işinde galiptir. Allah her şey için bir kader tayin etmiştir.” [Talak 3]
حزب التحرير Hizb-ut Tahrir Mübarek Toprak (Filistin) Medya Bürosu |
Adres Bilgileri ve Web Sitesi Telefon: 0598819100 www.pal-tahrir.info |
E-Mail: info@pal-tahrir.info |