حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Merkezî Medya Ofisi Kadın Kolları
| No: HT-BA-2025-MO-TR-32 |
H. 23 Cumâde’l Ûlâ 1447 M. Pazartesi, 17 Kasım 2025 |
Ey Müslümanlar! Özgür Kadınlar, Yahudi Hapishanelerinde İşkence Görürken ve Onurları Ayaklar Altına Alınırken Nasıl Rahat Bir Yaşam Sürebiliyorsunuz?!
Filistin İnsan Hakları Merkezi (PCHR), Gazze Şeridi’nden serbest bırakılan bazı eski mahkumlardan aldığı yeni ifadelere dayanarak, Yahudi varlığı hapishanelerinde ve gözaltı merkezlerinde sistematik cinsel işkence yapıldığını açıkladı. Merkezin avukatları ve araştırmacıları tarafından toplanan tanıklıklara göre, bu uygulamalar arasında tecavüz, zorla çıplak bırakma, çıplak fotoğraf çekme ve çeşitli aletler ile köpekler kullanılarak yapılan cinsel saldırılar da yer alıyor. Merkez, tüm bunlara ek olarak, insanlık onurunu paramparça etmek ve bireysel kimliği topyekûn silmek amacıyla kasıtlı psikolojik sindirme ve aşağılama taktikleri izlendiğini kaydetti. Merkez (PCHR), bu tanıklıkların münferit veya tesadüfi olaylar olmadığını, aksine iki milyondan fazla insanın yaşadığı Gazze Şeridi’ne yönelik devam eden soykırım suçu kapsamında yürütülen sistematik bir politikanın parçası olduğunu belirtti. Merkez, binlerce tutuklunun, Uluslararası Kızılhaç Komitesi de dahil olmak üzere hiçbir uluslararası denetime izin verilmeyen kapalı hapishane ve kamplarda tutulduğunu ifade etti.
Rapor, işgal güçlerinin son iki yıl içinde Gazze’nin farklı bölgelerinden gözaltına alınan kadınların da aralarında bulunduğu Filistinlilere karşı işlediği tüyler ürpertici tecavüz vakalarını belgeledi. Raporda yer alan vakalardan biri, Kasım 2024’te Gazze’nin kuzeyindeki bir kontrol noktasında gözaltına alınan 42 yaşındaki bir kadına yapılan tecavüz olayıdır. Kadın, PCHR ekibine verdiği ifadede, Yahudi askerleri tarafından dört kez tecavüze uğradığını anlattı. Ayrıca ifadesinde, sistematik olarak ağır küfürlere maruz kaldığını, zorla çıplak bırakıldığını, çıplakken fotoğraflandığını, elektrik şokuna maruz kaldığını ve vücudunun her yerinden darp edildiğini belirtti.
Serbest bırakılan tutukluların, özellikle de raporda ifadesi yer alan kadın tutuklunun anlattıkları, gerçekten şok edici ve çok acı tanıklıklardır. Erkekler ve kadınlar, sadece vahşi bir soykırıma ve toplu cezaya maruz kalan Gazze’den oldukları için tutuklanmakta, işkence görmekte ve namusları ayaklar altına alınmaktadır. Bu tanıklıklar, dünyaya ‘en ahlaklı ordu’ yalanını pazarlayan Yahudi varlığı ve askerlerinin ne kadar vahşi, alçak ve insanlıktan çıkmış olduğunu gözler önüne seriyor. Daha da kötüsü, askerler ve Ben Gvir, başta Gazzeli mahkumların tutulduğu Sde Teiman kampı olmak üzere Yahudi zindanlarında yaşananlarla ve mahkumların çektiği acılarla adeta övünmektedirler.
Müslümanların yöneticilerinin Mübarek Toprak halkına ve özellikle Gazze halkına ihanet ettiğini, suçlarına sessiz kaldıklarını ve hatta kendisiyle suç ortaklığı yaptıklarını gören bu ucube varlık, suç ve vahşetinde sınır tanımamıştır. Bu hain yöneticiler ve başını ABD’nin çektiği suçlu ve ikiyüzlü uluslararası sistem, Gazze’deki Yahudi esirlerin serbest bırakılması için olağanüstü çaba harcadılar, dünyayı ayağa kaldırdılar. Hatta bırakın canlıları, ölenlerin cesetlerini bile enkaz altından çıkarmak için seferber oldular. Ama Yahudi zindanlarında tecavüze uğrayan, işkence gören Filistinli esirlerin kurtarılması için kılını kıpırdatmak şöyle dursun, ağızlarını bile açmadılar! Dahası, hala enkaz altında bulunan binlerce şehidin cesedinin çıkarılmasıyla da hiç ilgilenmediler.
Bu cani varlığın, Filistinli kadınların namusunu kirletecek kadar pervasızlaşmasının ve suçlarında bu denli ileri gitmesinin sebebi, İslam ümmeti ve ordularının sessiz kalmalarıdır. Bu ucube varlık, ümmet ve ordularının Kudüs, Batı Şeria ve Gazze’de katledilen kardeşlerine sessiz kaldıklarını, onları yüz üstü bırakıp düşmanın önüne kolay bir av olarak attıklarını gördüğü için canavar gibi azgınlaşmıştır. Ümmetin, o cani varlığa hayat damarı olan, onu koruyan, sınırları kapatan ve halkın yardıma gitmesini engelleyen hain ve suçlu yöneticilere sessiz kalması da o cani varlığı iyice cesaretlendirmiştir.
Ey Müslümanlar! Oğlunun esir düşmesine yanan yaşlı bir kadının “Ey Mansur, ben hariç herkes mutlu” demesi, komutan Hacib Mansur’un ordusunu derhal geri döndürmesine, ordusuna ‘Kimse atından inmesin!’ emri vermesine ve o kadının oğlunu ve diğer esirleri tutuldukları kaleden kurtarmak için hemen yola koyulmasına yetmiştir. Müslüman kadınları koruma ve iffetlerini muhafaza etme hassasiyeti, Kuteybe bin Müslim’in fidye teklifini reddetmesine, Müslümanlara saldıranların öldürülmesi emrini vermesine ve meşhur sözünü söylemesine neden olmuştur: “Hayır, vallahi! Senin yüzünden bir Müslüman kadın bir daha asla korku yaşamayacaktır!” Müslüman bir kadından yükselen ‘Vah, Mutasım neredesin!’ feryadı, Halife Mu’tasım’ın onu kurtarmak için muazzam bir orduyu hazırlamasına yetmiştir. Hür kadınlardan yükselen bir feryat ise, Muhammed bin Kasım’ın Sind Kralı’nın tahtını sarsmasına neden olmuştur. Hepsinden de önemlisi, Medine pazarında Müslüman bir kadının örtüsüne saygısızlık edilmesi, Peygamber Efendimiz SallAllahu Aleyhi ve Sellem’in Beni Kaynuka kabilesini Medine’den sürmesine yetmiştir. Peki, bugün ümmet ve orduları içinde, dinlerine ve hür kadınlarına sahip çıkan kahraman, gayretli erkekler yok mu?! Ey Müslümanlar! Bu ne haliniz, size ne oldu böyle? Yoksa vehin hastalığına yakalanıp dünya hayatına mı daldınız?! Allah’ın dinine ve kutsallarına olan düşkünlük yoksa kalplerinizden ve akıllarınızdan silinip gitti mi? Ey ordular! Hür kadınlarınız bu haldeyken, nasıl rahat bir yaşam sürebiliyorsunuz?! Kıyamet günü Allah’ın huzurunda duracağınızı ve O’nun emrine isyan ettiğiniz, kullarını yalnız bıraktığınız için sizden hesap soracağını hiç düşünmüyor musunuz?!
| حزب التحرير Hizb-ut Tahrir Merkezî Medya Ofisi Kadın Kolları |
Adres Bilgileri ve Web Sitesi el-Mezra’a, P.K. 5010-14, Kolombiya Merkezi B Blok Kat:2, Beyrut/Lübnan Telefon: TEL: 0096 113 07 59 4 / GSM: 0096 171 72 40 43 www.hizb-uttahrir.info |
E-Mail: media [@] hizb-uttahrir.info |



