حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Bangladeş Vilayeti
Medya Bürosu
No: BG-BA-2025-MB-TR-35 |
H. 17 Rabi-ul Evve 1447 M. Salı, 09 Eylül 2025 |
Sömürgeci Amerika, Stratejik Limanlarımız ve Denizlerimiz Üzerinde Hegemonya Kurmak ve Böylece Jeopolitik Hakimiyetini Pekiştirmek Üzere Taşeronu Excelerate Energy’i Kullanıyor
Amerika Birleşik Devletleri’nin eski Bangladeş Büyükelçisi Peter D. Haas, 4 Eylül Perşembe günü Dışişleri Bakanı Esad Alem Siam ile yaklaşık bir saat süren bir görüşme gerçekleştirdi. Görüşmenin içeriğine dair resmi bir açıklama yapılmadı; ancak basına yansıyan bilgilere göre, görüşmede ABD’den sıvılaştırılmış doğal gaz (LNG) ithalatı olasılığının yanı sıra mevcut iş birliği ve gelecekteki projelerin ele alındığı bildirildi.
Haas şu anda merkezi Teksas’ta olan çok uluslu Excelerate Energy şirketinde stratejik danışmanlık yapıyor. Halihazırda şirket, Cox’s Bazar’daki Maheshkhali’de bir yüzer sıvılaştırılmış doğal gaz (LNG) terminali işletiyor. Gelecekte de Patuakhali’deki Payra’da bir başka LNG terminali daha kurma planları bulunuyor. Haas, Dakka’da Dışişleri Bakanı ile bu şirketin temsilcisi olarak bir araya geldi. Excelerate Energy gibi şirketler, ABD’nin jeopolitik etkisini artırmada kritik rol oynuyor. Bu rol, daha geniş Hint-Pasifik stratejisiyle tamamen uyumlu. ‘Yumuşak sömürgecilik’ olarak nitelendirilebilecek bu olgu, Amerika’nın iktisadi diplomasi enstrümanları vasıtasıyla icra ettiği bir yöntemdir. Günümüz Amerikası, küresel etki alanını 18. yüzyıl usulü sömürgeci işgallerle genişletmeye çalışmıyor. Onun yerine enerji anlaşmaları gibi ince bir stratejiyle dünyaya yön veriyor. Enerji anlaşmalarıyla ülkeleri kendine bağlıyor ve onları gönüllü bir müttefik haline getirerek kendi jeopolitik çıkarlarına hizmet ettiriyor. Nihayetinde bu küresel düzen, stratejik deniz yollarının ve jeopolitik açıdan kritik geçiş noktalarının Amerika’nın kontrolü altında kalmasını sağlıyor.
Bu yüzden Amerika ile yapılan enerji anlaşmaları, yalnızca enerji altyapımızı onlara teslim etmek ve ekonomik egemenliğimizi riske atmak anlamına gelmez. Zira mesele sadece ithal ve pahalı LNG’ye (sıvılaştırılmış doğal gaz) daimî bir bağımlılık yaratarak enerji güvenliğimizi tehdit etmekle kalmıyor. Bunun çok daha ötesinde, Bangladeş’i uzun vadede enerji ihtiyacını karşılayabilmek için Amerika liderliğindeki deniz güvenlik sistemine muhtaç hale getiriyor. Böylece ekonomik istikrarımız, Amerika’nın kendi hegemonyasını sürdürmek için bize sağlayacağı korumaya bağımlı hale gelecektir.
Bangladeş’in bu denli eşsiz bir stratejik konuma sahip olması, Amerika’nın bölgedeki küresel üstünlüğünü koruma mücadelesinde ülkeyi kilit bir rekabet alanına dönüştürmesinin asıl nedenidir. Bengal Körfezi, kritik Malakka Boğazı’nın hemen yanında ve Çin’in ana enerji hatlarının geçtiği güzergâh üzerinde yer aldığı için stratejik öneme sahiptir. İşte bu yüzden Amerika, bölgedeki en güçlü müttefiki (vekili) olan Japonya’yı Bangladeş’teki Matarbari derin su limanına yatırım yapmaya yönlendirmiştir. Devasa gemileri ağırlayabilen bu liman, kilit bir stratejik avantaj sunuyor. Bu liman sadece dev ticaret gemileri için değil, aynı zamanda gelecekte Amerikan, Japon, Hint ve OUAD ortaklarının savaş gemileri için de bir üs olma potansiyeli taşıyor. Bu durum, bizim ulusal çıkarlarımız pahasına, doğrudan Amerika’nın stratejik çıkarlarına hizmet ediyor.
Ey Bangladeş halkı! Sizi, egemenliğimizi ve geleceğimizi tehdit eden bu yakın tehlikeye karşı uyarıyoruz. Bu tehlike, kıyılarımıza ordularıyla bayrak dikerek değil, bakanlık koridorlarında imzalanan enerji anlaşmalarıyla sızan, Amerika’nın dizginlenemez sömürgeci hegemonyasıdır. Bu yöntem çok daha sinsi ve dolayısıyla çok daha tehlikelidir. Amerika kendisini bir ortak gibi gösterse de aslında stratejik limanlarımızı ve denizlerimizi sömürüyor, egemenliğimizi zayıflatıyor.
Söz konusu anlaşmaların, yozlaşmış zenginlerimizin ve rüşvetçi siyasetçilerimizin sessizliğini satın alması şaşırtıcı değil. Ancak asıl endişe verici ve hayal kırıklığı yaratan durum, özellikle Temmuz ayaklanmasından sonra, tanıdığımız samimi siyasetçilerin ve düşünürlerin bu Amerikan anlaşmaları karşısında sus pus olup sessizliğe bürünmesidir! Onların bu sessizliği, Amerika’nın siyasi kurumlarımızla ve ‘sivil toplum’la uzun yıllara dayanan ilişkisinin bir sonucudur. Bu ilişki, Amerikan dünya görüşüyle uyumlu liderler ortaya çıkarmıştır. Bu kişiler en iyi ihtimalle, bu anlaşmalara salt ekonomik birer mesele olarak bakıyorlar. Oysa bu anlaşmaların bizi siyasi olarak Amerika’nın bir ortağı değil, ‘daimî bir piyonu’ konumuna düşürdüğü gerçeğini göremiyorlar.
Bu nedenle, biz Hizb-ut Tahrir / Bangladeş olarak sizleri, bu boyun eğişe artık sessiz kalmamaya çağırıyoruz. Gelin, bizimle birlikte hareket edin. Çünkü bizim, sömürgeci Amerikan hegemonyasına karşı koyacak net bir projemiz var. Sizin güçlü ve kararlı desteğinizle Hizb-ut Tahrir, Allah’ın izniyle, Nübüvvet metodu üzere Raşidi Hilafeti kurarak sizi sömürgecilerin köleliğinden kurtaracak kolektif bir güce ulaştıracaktır. Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyurmuştur:
وَعَدَ اللهُ الَّذِينَ آمَنُوا مِنكُمْ وَعَمِلُوا الصَّالِحَاتِ لَيَسْتَخْلِفَنَّهُمْ فِي الْأَرْضِ كَمَا اسْتَخْلَفَ الَّذِينَ مِن قَبْلِهِمْ“Allah, içinizden, iman edip de salih ameller işleyenlere, kendilerinden öncekileri egemen kıldığı gibi onları da yeryüzünde mutlaka egemen kılacağına dair vaatte bulunmuştur.” [Nur 55]
حزب التحرير Hizb-ut Tahrir Bangladeş Vilayeti Medya Bürosu |
Adres Bilgileri ve Web Sitesi H. M. Siddque Mansion 55/A Purana Patlan, 4th Floor / Dhaka 1000 / Bangladesh Telefon: +(880) 17 13 00 88 22 www.khilafat.org |
Fax: +(880) 29 55 88 54 E-Mail: info@khilafat.org |