حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Bangladeş Vilayeti
Medya Bürosu
No: BG-BA-2025-MB-TR-30 |
H. 29 Muharrem 1447 M. Perşembe, 24 Temmuz 2025 |
Milestone Trajedisi: Masum Çocuklar ve Kahraman Pilotumuz Tauqir, Halkını Gerçekten Gözeten Bir Devlet Şefkatinin Yokluğunun Kurbanı Oldular
Geçtiğimiz Pazartesi (21 Temmuz 2025) öğleden sonra, Bangladeş’in başkenti Dakka’nın Uttara bölgesinde büyük bir facia yaşandı. Bangladeş Hava Kuvvetleri’ne ait F-7 BGI tipi bir savaş uçağı, mekanik arıza nedeniyle Milestone Okulu ve Koleji’nin ilkokul bölümünün bulunduğu binanın üzerine düştü. Feci kaza, yürekleri dağlayan bir trajediye yol açtı. Olay yerinden gelen görüntülerde, hayatını kaybeden ve yaralanan çocuk ve gençlerin yanmış ve parçalanmış bedenlerinin olduğu bildirildi. Biz Hizb-ut Tahrir olarak, hayatını kaybedenlere Allah’tan rahmet, yaralılara ise acil şifalar diliyoruz. Aynı zamanda, Peygamber Efendimizin SallAllahu Aleyhi ve Sellem’in müjdelediği üzere, hayatını kaybedenlerin şehitler arasında yer alması için Allah’a dua ediyoruz. Nitekim Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurmuştur:
وَصَاحِبُ الْحَرِيقِ شَهِيدٌ“Yangında ölen kimse şehittir.” [Ahmed, Ebu Davud, Nesai]
Ey insanlar! Bu trajik olay, halkın samimiyetini ve kahramanlığını ortaya koyduğu gibi, bencil laik yöneticilerin ve siyasi partilerin ikiyüzlülüğünü ve sorumsuzluğunu da gözler önüne serdi. Halkın arama kurtarma çalışmalarına katılmak ve yaralılara kan bağışlamak için nasıl inanılmaz bir şekilde seferber olduğuna tanık olduk. En az 20 öğrenciyi kurtarmak için kendi canını feda eden öğretmenin kahramanca fedakârlığı da asla unutulmayacak. Diğer taraftan hükümet ise, ağır yanıkları olan çocuklara bırakın hızlı tedavi imkânı sunmayı, onları hastaneye kaldıracak bir ambulans bile ayarlayamamıştır. Oysa halk, bu yöneticilerin ve siyasi elitlerin en ufak bir rahatsızlıkta veya hastalandıklarında hava ambulanslarıyla Singapur’a götürüldüğüne defalarca şahit olmuştur.
Bütün ülke bu trajedinin yasını tutarken, öğrencilerin HSC (Lise Bitirme) sınavının ertelenmesine yönelik talebi, ‘yasal gerekçeler’ öne sürülerek gece yarısına kadar sürüncemede bırakıldı. Bu durum tüm velilerde ve öğrencilerde büyük bir öfke dalgası yarattı. Ama öte yanda, sözüm ona halkın temsilcileri, kameralar önünde sahte duyarlılıklar sergileyip, gerçek sorumluları sorgulamak yerine sanal fırtınalarla komplo teorileri ürettiler. Medya üzerinden yapılan açıklamalar, gösteriler ve çeşitli spekülatif söylemler kamuoyunda algı karmaşası yarattı. İktidar hırsıyla gözü dönmüş elitlerin, ‘Ulusal Mutabakat Komisyonu’ndaki güç paylaşımı toplantıları ve seçim kampanyası turları ise hız kesmeden devam ediyor. Aslında bu tablo çok tanıdık! Allah’ı hesaba katmayan Seküler-Kapitalist düzen, bencil, yozlaşmış ve saçma sapan yöneticiler üreten bir fabrikadan başka bir şey değildir.
Ey insanlar! Bu trajediyle birlikte, seküler yöneticilerin onlarca yıl boyunca modern, kaliteli silahlara sahip profesyonel bir ordu kurma konusunda gösterdiği isteksizlik ve ihmalkârlık yeniden gündeme gelmiştir. Bu ihmalkârlığın bedelini ise düşmanla savaşta değil, kendi gökyüzümüzde, kendi uçaklarımızda, kendi kahramanlarımızın canıyla ödüyoruz. Bu kaza, Bangladeş’te bir ilk değil; aynı F-7 tipi uçak son on bir yılda pek çok kazaya karıştı. Rus Mig-21 modelinden esinlenerek üretilen Çin yapımı F-7’lere, havacılık camiasında ‘büyükbaba savaş jeti’ deniyor. Sovyet yapımı Mig-21 temel alınarak Çin tarafından geliştirilen bu modelin üretimi 1960’larda başlamış, 2013’te sonlandırılmıştır.
Ey insanlar! Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurmuştur:
الإِمَامُ رَاعٍ وَهُوَ مَسْؤُولٌ عَنْ رَعِيَّتِهِ“İman çobandır ve güttüklerinden sorumludur” [Müttefikin aleyh] İslam ümmetinin görkemli Hilafet tarihinde, başta Ebu Bekir ve Ömer olmak üzere nice Allah’tan korkan Halife, asırlar boyu bu hakikati fiilen en güzel şekilde ispat etmiştir. Adaletin timsali Ömer RadıyAllahu Anh, tebaasına karşı sorumluluğunu şu unutulmaz sözlerle dile getirmiştir: “Fırat kenarında bir oğlak kaybolsa (yahut bir kurt bir koyunu kapsa) korkarım ki kıyamet gününde onun bile hesabı Ömer’den sorulur!”
On yıllardır kendi insanının cenazesine bile sahip çıkamayan bugünkü Allahsız laik düzen, yüz yılı aşkın bir süredir yeryüzünde bulunmayan şefkatli Hilafet Devleti’nin yokluğunu ve ona ne kadar muhtaç olduğumuzu bize bugün bir kez daha hatırlatmaktadır. Ordunun bu düzende yeterince modernize edilmemiş olması, bu sistemin ülke egemenliğini ne kadar kırılgan hâle getirdiğini göstermektedir. Bu kırılganlık, güçlü ve caydırıcı Hilafet ordusunun eksikliğiyle daha da belirgin hâle gelmektedir. Hilafet Devleti, ilahî emir doğrultusunda, askerî kabiliyetini geliştirmeyi ve sürekli olarak güçlendirmeyi temel görevlerinden biri olarak görmüştür. Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyurmuştur:
وَأَعِدُّوا لَهُم مَّا اسْتَطَعْتُم مِّن قُوَّةٍ وَمِن رِّبَاطِ الْخَيْلِ تُرْهِبُونَ بِهِ عَدُوَّ اللَّهِ وَعَدُوَّكُمْ وَآخَرِينَ مِن دُونِهِمْ لَا تَعْلَمُونَهُمُ اللَّهُ يَعْلَمُهُمْ“Onlara karşı gücünüz yettiği kadar kuvvet ve savaş atları hazırlayın. Onlarla Allah’ın düşmanını, sizin düşmanınızı ve bunlardan başka sizin bilmediğiniz fakat Allah’ın bildiği diğer düşmanları korkutursunuz.” [Enfal 60]
Hizb-ut Tahrir, bu ülkenin bilinçli insanlarını, samimi siyasetçilerini, düşünürlerini ve askerî erkanını; halkına sahip çıkan, güçlü ve adil Hilafet sistemini gecikmeksizin yeniden kurma yolunda sorumluluk üstlenmeye davet etmektedir.
حزب التحرير Hizb-ut Tahrir Bangladeş Vilayeti Medya Bürosu |
Adres Bilgileri ve Web Sitesi H. M. Siddque Mansion 55/A Purana Patlan, 4th Floor / Dhaka 1000 / Bangladesh Telefon: +(880) 17 13 00 88 22 www.khilafat.org |
Fax: +(880) 29 55 88 54 E-Mail: info@khilafat.org |