Logo
Bu sayfayı yazdır
Okçular Tepesini Terk Etmeyin… Allah’ın İzniyle Zafer Yakındır!

بسم الله الرحمن الرحيم

Okçular Tepesini Terk Etmeyin… Allah’ın İzniyle Zafer Yakındır!

Gazze'nin yaptığı şey, sadece askeri bir çatışma ya da sınırlı bir tepki değildir; aksine Yahudi varlığını derinden sarsan bir deprem, onun acziyetini ortaya çıkaran, müttefiklerini şaşkına çeviren ve sözde prestijini paramparça eden bir dönüm noktasıdır. Gazze'deki mücahitler, tüm ümmet için bir savaş başlattılar ve düşmanın silah cephaneliğine, Batı'nın desteğine ve hain Arapların örtüsüne rağmen onun örümcek ağından daha zayıf olduğunu kanıtladılar.

Gazze, bu sallantıda olan varlığı sarsmış ve onu şu acı gerçekle karşı karşıya bırakmıştır: Trump onu ne kadar süslerse süslesin ya da tabi rejimlerdeki yardımcıları onu ne kadar canlandırırsa canlandırsın, onun güvenliği ve hayatta kalma şansı yoktur. Belki de tüm bu planların, müzakerelerin ve ateşkeslerin gerçek hedefi, ölmekte olan varlığı kurtarmak, direnişin elinden esirleri geri almak ve silahsızlandırarak direnişi parçalamak için yapılan çaresiz bir girişimden ibarettir. Ancak direniş kararının bir güç kaynağından kaynaklandığını ve silahlarını teslim etmenin asla gerçekleşmeyecek bir yanılsama olduğunu anladıklarında şok oldular.

Başta Trump ve adamları olmak üzere yeryüzünün tiranları, şeytani planlarının çizdikleri gibi ilerleyeceğini düşündükleri bir zamanda mücahitler, zayıflık anında değil, güçlü ve kudretli bir şekilde hareket ederek, korkakların değil galip gelenlerin güveniyle, taviz verenlerin değil, kararlı olanların izzetiyle esirlerle birlikte geldiler. Başları dik bir şekilde esirleri teslim etmeye gelerek düşmana ve onun varlığına korku saldılar ve kararın uzlaşmacıların veya ajanların elinde değil, kendi ellerinde olduğunu teyit ettiler.

Netanyahu, Trump ve yandaşlarına yönelik yankı uyandıran şu mesajı verdiler: Savaşın ne zaman başlayacağına ve ne zaman biteceğine biz karar veririz; toprak ve silahlar bizim elimizde ve ihanet edenin elini kesecek olan, bize komplo kuran veya düşmana geçitlerimizi gösteren herkesi hesaba çekecek olan de biziz. Silahlar pazarlık veya müzakere için değildir, aksine dinin ikame edilmesi ve toprakların kurtarılmasına kadar taşıdığımız bir emanet olup esirler ise sadece hainle pazarlık yapılacak olan bir emanettir.

Mücahitlerin bu kadar güçlü bir şekilde ortaya çıkması, durumu onların aleyhine çevirmiştir. Planları başından beri iyi düşünülmüştü ki o da: geçici bir ateşkes, barış vaatleri ve zahiri insani, batını ise aldatma ve kurnazlık olan siyasi tertiplerdir. Böylece onlar, iktidardaki ajanları ve onların arkasındaki normalleşen Araplar aracılığıyla "Trump'ın yeni planına" göre Kassam liderlerini esir almak, her ne pahasına olursa olsun esirleri geri almak, ardından da Gazze'ye yeniden saldırmak, direnişe silahlarını bırakmasını dayatmak ve onun rolünü sonsuza dek sona erdirmek istediler.

Ama Gazze boyun eğmedi, aksine çok muhteşem bir destan sergiledi, Yahudi varlığını sarsarak burnunu toprağa sürtüp geri çekti, onun askeri kırılganlığını ve siyasi parçalanmışlığını ortaya çıkardığı gibi Gazze'yi yüzüstü bırakıp komplo kurmak dışında hiçbir şey yapmayan hain rejimlerden oluşan avenelerini de ifşa etti.

Evet, Gazze Yahudi varlığını tüketmiş, onu ifşa etmiş ve ümmete şu dersi vermiştir: Ümmetin Gazze'nin dışından, orduların kışlalarından, Allah yolunda cihat etmek için O'na biat eden adamların cephelerden müdahale etmeleri şartıyla bu varlık kırılabilir ve kökünden sökülüp atılabilir. Onların bu kadar güçlü bir şekilde ortaya çıkmaları aynı şekilde ümmete şu mesajı vermiştir: Gerçek kararlılık işte budur; o halde bu kararlılığı yüzüstü bırakmakla veya tarafsızlıkla zayi etmeyin, sözle değil eylemle onları destekleyin ve ordularınızı zincirleyen ve azimetinizi boğan rejimleri kaldırıp atın; çünkü mesele sizin elinizde olup artık kararlı olmanın zamanı gelmiştir.

Evet, Yahudi varlığı bugün sendeliyor; ancak o, geçici yıpratma darbeleriyle değil, ümmetin indireceği bir darbeyle, dahası kararlı bir saldırıyla yıkılacaktır. Gazze'de olanlar geçici olarak durmuş olsa bile, ancak safları seferber etmek, sözü birleştirmek ve ümmetin geri kalanının, rolünün henüz gelmediğini ve Gazze öncü olsa da ölümcül darbeyi vuracak olanın ümmetin bedeni olduğunu öğrenip uyanması için bir fırsattır.

Sanki onların lisanı halleri şöyle demektedir: Ey mücahitler, okçu tepesini terk etmeyin ve sakın siyasetin cilasına aldanmayın; çünkü savaş henüz bitmedi, düşman pusuda bekliyor, komplo devam ediyor ve bu fırsat kaçırılmaz. Şunu biliniz ki; Allah'a hamdolsun Gazze'nin mücahitleri, İslam ümmetinden hiç kimseye saldırmamış, hiçbir Müslümana zulmetmemiş, dinlerini veya ümmetlerinin davalarını satmamışlar, aksine ümmetin baş düşmanına karşı silahlarına sarılmışlar ve yöneticilerin ve orduların terk ettiği geçitlerde durmuşlardır.

Belki de onların heybetlerinin, kararlılıklarının ve soğukkanlılıklarının sırrı budur; şüphesiz Allah, niyetinde samimi olan, cihadında muhlis olan, Yahudilerle olan savaşın sınırların ya da partizan bayrakların savaşı değil, ümmetin savaşı olduğunu bilen birini asla yalnız bırakmaz. Her kim Allah’a karşı doğru sözlü olursa Allah da ona karşı doğru sözlü olur ve her kim de yaratılanlara zulmetmezse Allah’ın izniyle yardım edilenlerden olur. إِنْ تَنْصُرُوا اللَّهَ يَنْصُرْكُمْ وَيُثَبِّتْ أَقْدَامَكُمْEğer siz Allah’ın dinine yardım ederseniz Allah da size yardım eder ve ayaklarınızı sabit kılar.” [Muhammed 7]

Evet, olan biteni derinlemesine anlamak işte budur. Bugün Yahudi varlığı, Trump ve onun gibi kafir Batılı tiranlar; planlar, müzakereler ve şüpheli anlaşmalar yoluyla ne kadar onu canlandırmaya ve parlatmaya çalışırlarsa çalışsınlar, siyasi, askeri ve psikolojik olarak sonlarını yaşamaktadır.

Nitekim bu varlık caydırıcılığını kaybetmiş, prestiji düşmüş ve ne uçakları ne de savaş gemileri olan küçük kuşatılmış bir direniş karşısında kırılganlığı ortaya çıkmıştır; zira bu direniş, varlığın temellerini sarsarak ordusunu küçük düşürmüş ve tüm dünyaya onun zayıflığını ifşa etmiştir. Bugün gördüğümüz şey geleneksel bir savaş değildir, aksine bir sınır çatışması değil varoluşsal bir çatışmadır; yani İslam ümmeti ile Batı'nın ümmeti parçalamak ve birliğini engellemek için hazırladığı sömürgeci projesi arasındaki bir çatışmadır.

Ümmetin orduları bunun için harekete geçsin diye onlara diyoruz ki: Kalplerinizin harekete geçmesinin zamanı gelmedi mi? Kılıçlarınızı kardeşlerinizin yüzüne sallamak yerine, düşmanlarınızın göğsüne saplamanın zamanı gelmedi mi?

Ey ümmetin orduları; Gazze bugün sizlere, feryadı figan ederek değil, izzetli ve onurlu bir şekilde çağrıda bulunuyor. Düşmanlarınız açıkça savaş ilan ettiler, kadınlarınızı ve çocuklarınızı öldürdüler, kardeşlerinizin evlerini yıktılar; buna rağmen yöneticileriniz hala bu aşağılanmayı alkışlamaya ve karanlık odalarda komplo kurmaya devam ediyorlar; bakın işte -onların en büyük destekçisi- Trump, iğrenç planını başarısız kıldığı, esirlere yönelik komplosunu ifşa ettiği ve Yahudi varlığını bir kez daha parlatma fırsatını elinden aldığı için Gazze'yi yok etmekle tehdit ediyor.

Ey ümmetin orduları: Bu sizin için bir fırsattır; bakın işte Yahudi varlığı verdiği sözleri bozup halkınızı katlettiği gibi Trump da Gazze'yi yok etmekle tehdit ediyor; bu yüzden yeter artık sessiz kaldığınız, yeter artık tereddüt ettiğiniz ve yeter artık Allah'ın düşmanlarına hizmet ettiğiniz! Hain rejimleri kaldırıp atmanız, Müslümanların Halifesine biat etmeniz ve Filistin'i ve işgal altındaki tüm İslam beldelerini kurtarmak için tek bir sancak altında harekete geçmeniz için önünüzde tarihi bir fırsatı vardır.

Vallahi eğer bunu yaparsanız, sadece Gazze değil, tüm ümmet sizin arkanızda duracak, Melhame-i Kübra (büyük savaş) başlayacak, varlık ortadan kalkacak ve yeniden Hilafet dönemi başlayacaktır.قَاتِلُوهُمْ يُعَذِّبْهُمُ اللَّهُ بِأَيْدِيكُمْ وَيُخْزِهِمْ وَيَنْصُرْكُمْ عَلَيْهِمْOnlarla savaşın ki, Allah sizin ellerinizle onları cezalandırsın; onları rezil etsin; sizi onlara galip kılsın.” [Tevbe 14]

Onlara ne mutlu ve Yahudi varlığını kökünden söküp atıp ümmeti birleştirecek ve Peygamberimiz Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in İsra'sını kurtaracak Hilafeti kurarak tam zaferi elde edene kadar onların izinden gidenler de ne mutlu.وَيَقُولُونَ مَتَى هُوَ قُلْ عَسَى أَنْ يَكُونَ قَرِيباً Ne zamanmış o?” diyecekler. De ki: “Yakın olsa gerek!” [İsra 51]

Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan
Abdul Mahmud El-Amiri – Yemen

Template Design © Joomla Templates | GavickPro. All rights reserved.