- |
- İlk yorumlayan ol!
- yazı boyutu yazı boyutunu küçült Yazı boyutu büyüt
بسم الله الرحمن الرحيم
Haber-Yorum
Bir Eksiğimiz Bu Kalmıştı!
Haber:
Laricani, Suriye ile ilişkilerin normalleşmesinin yeni hükümetin davranışına bağlı olduğunu açıkladı;zira İran Yüksek Ulusal Güvenlik Konseyi Sekreteri Ali Laricani, İran ile Suriye arasındaki ilişkilerin normalleşmesinin mümkün olduğunu, ancak bunun mevcut Suriye hükümetinin davranışlarına bağlı olduğunu ifade etti.Ayrıca ani gelişmelerin ve Beşar Esad rejiminin düşüşünün herkesi şok ettiğini açıklayarak ilişkilerin yeniden başlamasının “imkansız olmadığına” ve İran'ın tutumunun Suriye Cumhuriyeti'nin sunacağı tutumlara göre belirleneceğine işaret etti ve durumun halen çalkantılı olduğuna dikkat çekti.Ayrıca Tahran'ın Yahudi varlığının orada artan müdahalesini reddettiğini ifade ederek, gelecekte oradaki koşullar değişirse ilişkilerin yeniden kurulmasının “mantıksal bir olasılık” olduğunu da ifade etti.
Yorum:
Laricani'nin açıklaması ve kibirli tavrı şaşırtıcı değildir; çünkü o, on yıllardır hem maddi hem de manevi olarak suçlu Esad'ın küstah bir destekçisi olmuş ve onun düşüşünü engellemek için her türlü kirli aracı kullanmıştır.Nitekim dünyanın dört bir yanından paralı askerler getirip para ve silah yağdırmıştır; çünkü kendisini ve adamlarını kökünden söküp derin bir uçuruma atacak olan Hilafet Devleti'nin kurulmasından korkmuştur.
Asıl şaşırtıcı olan, onun hakkında konuşmuş olduğu bağlamdır; zira bu bağlam, ciddi bir husus anlatmaktadır ki o da, kendisine mevcut yönetimden ilişkilerin normalleşmesiyle ilgili mesajların ulaşması ve bu mesajları değerlendiriyor olmalarıdır! Yani inisiyatifi alan ve yanıt bekleyen geçiş hükümetidir!Onun açıklamasındaki en tehlikeli olan kısım işte budur; çünkü bu, Şam topraklarında işlemediği hiçbir günah ve fiil bırakmayan İran rejimi ile iletişimin devam ettiğini ima etmektedir!
Peki bizim, tüm suçlular, katiller ve cinayet işleyenlerle iletişim kurmaya çalışmamız akıl işi midir?Onlardan ne beklenebilir ki?Aklı başında birisi, İran'dan, Rusya'dan, Yahudilerden, Amerika'dan veya onun araçlarından iyi şeyler geleceğini düşünebilir mi? Ümmetin düşmanlarından bir iyilik bekleyen bu zihniyetler nasıl bir zihniyettir Allah aşkına?!
Laricani'nin açıklaması geçici bir açıklama değildir ve ona karşı sessiz kalmak da caiz değildir; çünkü o, halkımıza karşı büyük suçları işleyenlerden biridir.Dolayısıyla onun sözlerini görmezden gelmek, onu dolaylı olarak kabul etmek anlamına gelir ki bu son derece tehlikelidir.“Her açıklamaya cevap vermek gerekmez” gerekçesi burada doğru değildir; çünkü bu sıradan bir kişi değildir, aksine bölgedeki en azılı suçlulardan biridir.
Devrimin ilan ettiği ve insanların da kabul ettiği sabiteleri vardır ve bu sabiteler, aşılması caiz olmayan kırmızı çizgiler haline gelmiştir.Bu sabitlerin en önemlilerinden biri de şudur: Bir yabancının Suriye'ye ayak basmasına izin verilmemeli.Ancak bugün gördüğümüz şey, devrimin özünü tehdit edecek şekilde yabancı ayakların yığılmış olmasıdır. Nitekim onlar, bizim iyiliğimizi istemiyorlar; aksine bizi başarısız kılmak ve zaferlerimize düşük yaptırmak için planlar yapıyorlar ki böylece seyirci olarak durmayacaklardır. Her kim bunun aksini düşünür ve kendisini temennilerle aldatırsa, bu kişi çok büyük bir gaflet içinde demektir.
Eğer bu odakların gerçeğini bilmiyorlar ve onlarla iletişim kuruyorlarsa, o zaman felaket çok büyüktür. Eğer bildikleri halde birbirlerine tavsiyelerde bulunuyorlarsa, o zaman felaket daha büyük ve daha tehlikelidir.
Devrimde, katiller ve suçlularla ucuz pazarlıklar yapmak ya da ümmetin düşmanlarından iyilik dilenme zihniyetiyle yönetilmek için büyük fedakarlıklar yapılmamıştır. Oysa devrim, bir onur ve akide devrimi olup onun sabitelerinden ödün vermek, şehitlerin kanına, tutukluların çektiği acılara ve muhacirlerin sabrına ihanet etmek anlamına gelmektedir. Bugünkü görev, yüksek bir sesle şunu haykırmaktadır: İran veya başka birinin Şam topraklarında yeri yoktur; her kim kurtuluşun düşmanlarımızdan geleceğini sanıyorsa, bu kişi devrime ihanet etmeden önce gerçeğe ihanet etmiş olur.
Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan
Abdu ed-Della - Suriye