Logo
Bu sayfayı yazdır
Terörizmle Mücadele ve Uluslararası İttifaklara Katılmak!

بسم الله الرحمن الرحيم

Haber-Yorum

Terörizmle Mücadele ve Uluslararası İttifaklara Katılmak!

Haber:

Suriye Devlet Başkanı Ahmed Şara, Amerika'yı ziyaret ederek terörle mücadeleye katılım da dahil olmak üzere yatırım ve güvenlik anlaşmaları imzaladı.

Yorum:

11 Eylül olaylarından bu yana Amerika, dünya ülkelerini benimsemeye ve katılmaya zorladığı, büyük bir proje geliştirdi ki bu proje, terörizmle savaştır. Peki anlamı belirsiz ve yapısı belirlenemeyen bu terörizm nedir?

Birçok ülke, yorumlanması kendilerine bırakılan bu projeye, terörle mücadele ve terörün kaynaklarını kurutma adı altında düşmanları ve muhalifleri bastırmak için uluslararası ve yerel yasalar ihlal edilerek yetkiler verildiğini görmüştür.

Peki tek bir eylemle açıklanabilen ya da açıklanamayan, aksine bir suç ya da ondan daha azıyla açıklanabilen bir şey olarak gördüğümüz bu terörizm nedir?Örneğin bin Salman'ın gazeteci Cemal Kaşıkçı'yı Türkiye'deki Suudi konsolosluğuna çekip onu öldürme, parçalama ve kimyasallarla eritme kararı, faillerin cezalandırılmasını ve uluslararası mahkemelere sevk edilmesini gerektiren bir terör eylemi olarak değerlendirilebilir.Ancak devletin suçlu ve katille bir çıkarı olması durumunda, o zaman bu eylem artık suç değildir! Aksine Trump, bu soruyu sormayı, "misafir için kaba ve utanç verici" olarak değerlendirmiştir; çünkü bu davayı açmamak Amerika'nın çıkarına olduğu için, gazeteciye çalıştığı medya kuruluşunun adını bile sormuş ve gazeteci ona adını söylediğinde, medya kuruluşunu “yalancılık ve sahtecilik" yapmakla suçlamıştır.

Anlamı tanımlanmamış ve sorumlu tutulması ve ona karşı bir ittifak oluşturulması için kesin bir tanımı belirlenmemiş olan terörizm kavramı belirsiz bırakılmıştır; bunun amacı ise otoriter rejimlere, terörizmle mücadele bahanesiyle otoritelere karşı çıkan halkları, partileri ve muhalefet gruplarını baskı altında tutma konusunda serbestlik sağlamaktır.Bu nedenle aşırılık, taassupçuluk, dincilik, siyasal İslam ve İslami gruplarla –hem fikri hem de ılımlı olanlarla– mücadele edilmektedir ki bunlar, silah taşıyan gruplar gibi suçlu bir terör eylemi olarak sınıflandırılmaktadır.Dünyanın birçok ülkesi Amerika'nın izinden giderek, onun sevgisini kazanmaya çalışmış ve onun bu suç projesine katılmıştır; işte Ahmed Şara da bunu yapmış ve terörle mücadele için kurulan uluslararası koalisyona katılmayı kabul etmiştir.

Burada terörizm, -Batı ve Amerikan zihninde yerleşmiş olan anlamıyla- İslam'dır.Zira Bush zamanındaki ABD Savunma Bakanı şöyle demişti: “Afganistan'a Taliban veya terörizmle savaşmak için gittiğimizi düşünenler yanılgı içindedir. Biz İslam'la savaşmak için gittik.” Bu, Amerikalı bakanın yaptığı en açık ve net bir açıklamadır.

Terörizmin belirsiz olan mefhumunu inceledikten ve Ahmed Şara'nın uluslararası koalisyona katıldığında olduğu gibi, terörizmle mücadeleye yönelik Amerikan projesine katılmanın sonuçları konusunda uyarıda bulunduktan sonra, İslam'a ve Müslümanlara düşman olan ülkeler tarafından yönetilen projeleri ve planları uygulamayı amaçlayan bu tür uluslararası koalisyonlara katılmanın şerî hükmü nedir?Müslüman yetkililerin bu tür anlaşmaları imzalamaları caiz midir?

Bu tür ittifaklara katılmak şer'an haramdır;çünkü her şeyden önce bu ülkeler, İslam'la savaşan ve Müslümanların ülkelerine ve kaynaklarına göz diken ülkelerdir; bu yüzden onlar, Doğu'daki Uygurlardan Myanmar, Hindistan, Afganistan, Irak, Suriye, Filistin ve genel olarak Afrika'ya, Bosna Hersek ve Çeçenistan'a kadar Müslümanların kanıyla lekelenmişlerdir... Nitekim Allahu Teala şöyle buyurmuştur: لَا يَتَّخِذِ الْمُؤْمِنُونَ الْكَافِرِينَ أَوْلِيَاءَ مِنْ دُونِ الْمُؤْمِنِينَMüminler, müminleri bırakıp da kâfirleri dost edinmesin.” [Al-i İmran 28] Ve şöyle buyurmuştur: وَمَن يَتَوَلَّهُم مِّنكُمْ فَإِنَّهُ مِنْهُمْSizden kim onları dost edinirse, şüphesiz o onlardan olur.” [Maide 51]

Dolayısıyla onlarla ve onların sancakları altında savaşmak caiz değildir; çünkü bu, Allah'ın altında savaşmayı haram kıldığı ve onlara kör sancaklar ve küfür sancakları olarak adlandırdığı küfür sancaklarını kabul etmektir. Nitekim Allah’ın Rasulü Sallallahu Aleyhi ve Sellem, Müslümanlarla Yahudiler arasında Medine Vesikası'nda kararlaştırılan hükümleri uygulamak üzere gelmelerine rağmen Müslümanların yanında kendi sancağı altında savaşan bir Yahudi taburunun yardımını kabul etmemiş ve şöyle buyurmuştur: أَنَا لَا أَسْتَعِينُ بِالْمُشْرِكِينَ عَلَى الْمُشْرِكِينَBiz müşriklere karşı müşriklerden yardım almayız.

Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan
Salim Ebu Sebeytan

Template Design © Joomla Templates | GavickPro. All rights reserved.