- |
- İlk yorumlayan ol!
- yazı boyutu yazı boyutunu küçült Yazı boyutu büyüt
بسم الله الرحمن الرحيم
Haber-Yorum
Yabancı Efendiler, Ajan Yöneticiler ve Ümmete İhanet!
Haber:
Beyaz Saray Trump'ın başkanlığında, önemli anlaşmalara imza atmak üzere Suudi Veliaht Prensi'ni ağırladı. (Ajanslar)
Yorum:
Suudi Veliaht Prensi Muhammed bin Selman'ın Washington'a yaptığı ve Başkan Donald Trump'a aşırı övgüler yağdırdığı son ziyareti, Müslüman ülkelerinin başındaki yöneticilerin kendi halklarının desteğine güvenmek yerine bir kez daha Amerika'nın korumasına güvendiklerine dair acı gerçeği ortaya koymaktadır.Ziyaret sırasında Trump'ın daha önceki açıklamaları yankı bulmuştur ki Trump, şu açıklamalarda bulunmuştu: “Suudi Arabistan'ı biz koruyoruz... Biz olmadan orada iki hafta bile kalamazlardı.”Bunlar geçici açıklamalar değildir, aksine itiraflardır. Nitekim bunlar, onların hayatta kalmalarının meşruiyet veya hesap verebilirliğe değil, aksine Müslüman ülkelerle askeri garantiler ve siyasi itaatle korunan tabi devletler olarak muamele eden yabancı sponsorlara dayalı olan rejimleri ortaya çıkarmaktadır.
Bu ziyaretin çalışma gündemleri, güvenlik garantilere, silah anlaşmalarına ve bölgesel kontrol için Amerika'nın çalışma çerçevesine odaklanmakta olup bunların tamamı, Suudi Arabistan'ın Amerikan ekonomisine bir trilyon dolar pompalama taahhüdüyle desteklenmiştir.Böylece ümmetin devasa serveti, ümmeti yükseltmek, onu güvence altına almak veya güçlendirmek için değil, aksine sömürgeci güçler tarafından desteklenen tahtları korumak için kullanılmaktadır. Bu yatırımlar, ABD'ye olan askeri ve ekonomik bağımlılığı ve ona boyun eğmeyi derinleştirmektedir.
Ayrıca bin Selman, genişletilmiş İbrahim Anlaşmalarına katılmaya hazır olduğunu göstererek, Washington'da formüle edilen siyasi tavizler karşılığında Yahudi varlığıyla normalleşme teklifinde bulunmuştur. Bütün kutsallarla, pazarlığa ve uzlaşmaya açık olarak muamele edilmektedir. Ümmete bırakılan bir emanet olan mübarek topraklar, konferans masalarında alınıp satılan bir pazarlık kozu haline getirilirken ümmetin parası yağmalanıp heder edilmektedir!
İslam beldeleri, muazzam kaynaklara, stratejik coğrafyaya, demografik güce ve askeri kapasitelere sahiptir. Bununla birlikte ümmetin yöneticileri, siyasi bekalarını sağlamak için yabancı ordulara ve pazarlara güvenerek, sanki güçsüz ve güvensizmişler gibi davranmaya devam ediyorlar. Dahası Amerikan ekonomisini kurtarmak için bir trilyon dolar ayırabiliyorlar ancak mazlumları korumak veya ümmetin çıkarlarına hizmet etmek için hiçbir şey ayırmıyorlar!
Bu yöneticilerin sevgi ve sadakatle değil, korku, baskı ve yabancı sömürgecinin desteğiyle hüküm sürdükleri bir sır değildir.İslam beldelerinin dört bir tarafındaki insanlar, onların bu politikalarını reddediyor, yabancı güçlere boyun eğmelerine karşı çıkıyor ve onları adaletin, onurun ve bağımsızlığın önündeki bir engel olarak görüyorlar.Ayrıca ümmet, bu liderlerin kendi arzularını yansıtmadıklarını ve kendi değerleriyle somutlaşmadıklarını çok iyi bilmektedir.Dahası onların tahtlarının, ümmete hizmet ederek meşruiyet aldığından dolayı değil, sadece Amerika ve İngiltere gibi sömürgeci güçler tarafından korunduğu için varlığını sürdürdüğünü de bilmektedir.
İslam ümmeti arasında, gerçek kurtuluş ve gerçek siyasi yenilenmenin, bu bağımlı rejimlerin ortadan kaldırılması ve İslam'a ve onun siyasi otoritesine dayalı bir liderliğin kurulmasını gerektirdiği konusundaki bilincin artırılması gerekir.Zira ümmette güç eksikliği yoktur, aksine ümmette, ideolojik, özgür ve bağımsız bir liderlik eksikliği vardır. İslam beldelerindeki otoriteler, yabancıların gözetimine güvenmek yerine, kendisini ümmet için pekiştirip akidesiyle yönlendirilinceye kadar ümmet, bu tiranların hayatta kalmasının bedelini, paralarıyla, onurlarıyla ve kanlarıyla ödemeye devam edecektir.
Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan
Heysem İbn Sabit - Amerika