- |
- İlk yorumlayan ol!
- yazı boyutu yazı boyutunu küçült Yazı boyutu büyüt
بسم الله الرحمن الرحيم
Haber-Yorum
BM Kisvesi Altında ve Müslümanların Başındaki Yöneticilerin Katılımıyla Amerika, Gazze Üzerindeki İlmiği Sıkılaştırmaya ve Yahudilerin Güvenliğini Sağlamaya Çalışıyor
Haber:
Resmi kaynaklar, ABD'nin Perşembe günü, Gazze Şeridi'ne ilişkin bir karar tasarısını resmen BM Güvenlik Konseyi üyelerine dağıttığını, bir barış konseyi ve yeniden yapılanma fonu kurulmasını öngördüğünü, ertesi gün Gazze Şeridi'ndeki yönetim düzenlemeleri için altyapının ana hatlarını belirlediğini ve çoğunluğu İslam ülkelerinden gelen askerlerden oluşan uluslararası bir güce teslim edeceğini açıkladı.Taslak yasa tasarısının yedinci maddesi; gücün, denetim altında kurulacak yeni Filistin polis gücünün yanı sıra Yahudi varlığı ve Mısır ile birlikte çalışacağını belirtiyor; ayrıca madde, Gazze Şeridi'nin silahsızlandırılması sürecini sağlamak yoluyla sınır bölgelerini güvenli hale getirilmesini ve Gazze'deki güvenlik ortamının istikrara kavuşturulmasını ve altyapının, askeri kabiliyetlerin ve saldırı kabiliyetlerinin yok edilip yeniden inşasının engellenmesini ve grupların kalıcı olarak silahsızlandırılmasını da içermektedir.
Yorum:
Amerika'nın, kendisini çevreleyen ve geleceğini tehdit eden büyük tehlikeyi sezmesinin ardından Ortadoğu'daki üssü olan Yahudi varlığının güvenliğini uzun yıllar boyunca garanti altına alacak şekilde bölgedeki güvenlik meselelerini düzenlemeye kararlı olduğu açıktır; zira 7 Ekim 2023 olayları, bu varlık için alarm zillerini çalmış ve ona yönelik varoluşsal uyarıyı başlatmıştır. Bu nedenle Amerikan elçisi Tom Barrack'ın, Lübnan ordusuna, İran tarafının silahları konusunda durumu değiştirmesi için Kasım ayı sonuna kadar bir süre vererek tehdit etmesi ve eğer bu gerçekleşmezse, Yahudi varlığının saldırı düzenleyebileceğini ve Amerika'nın bunu anlayacağını söylemesi hiç şaşırtıcı değildir.Aynı bağlamda ABD'nin İran'la müzakerelerde öne sürdüğü şartlar arasında zenginleştirilmiş uranyumun teslimini talep etmesi ve balistik füzelerin menzilinin 500 km'nin altına düşürülmesi yer almaktadır.
Bakın işte Amerika, Gazze Haşim’de, onu silahsızlandırmak, altyapısını ve askeri kabiliyetlerini yok etmek için adımlar atıyor ve bunun, Yahudilerin güvenliğini önümüzdeki on yıllar boyunca garanti altına alacağına inanıyor.Çünkü Amerika, bunun barış sloganı altına gizlenmiş kirli bir görev olduğunu biliyor ve bu yüzden bu görevi İslam ülkelerine ait güçlere emanet etmeye hırs gösteriyor ve Filistin otoritesinin güçlerini de onlara dahil etmeyi tercih ediyor ki böylece sürecin,Yahudi güçlerini destekleyen güçler şeklindeki hakikatinin anlaşılması yerine ulusal çıkar karakteriyle ambalajlanıyor.
Böylece Müslümanların başındaki yöneticiler, Yahudi varlığının işlediği suçlar konusunda sessiz kalarak, ümmetin ordularını onu desteklemek için harekete geçirmeyerek, dahası para, mal, silah ve aldatmaca yoluyla Yahudi varlığına yardım ederek Gazze ve halkına karşı iki yıl süren ihanet ve komployu tamamlamalarının ardından, bakın işte onlar, üçüncü yıllarına girerken, Amerika ve Yahudilere hizmet etmek için önceki çabalarını taçlandırarak, Yahudi varlığının gelecekte korunması ve işgalin savaş ateşenin söndürülmesi yönündeki durumların düzenlenmesine katılıyorlar.
Gerçekten de bu yöneticiler Batı'yı takip ederek onun sömürgeci projelerine hizmet ediyorlar ve Amerika, Yahudi varlığını kurtarmak için onlara çağrıda bulunduğunda, para ve askerlerle aceleyle koşarken, yaşlıları, kadınları ve çocuklarıyla ümmetleri enkaz altından onlara çağrıda bulunduğunda ise, kabir ehlinin sessizliği gibi sessiz kaldıkları gibi onlardan tek bir ses veya fısıltı bile duyamazsınız.
Amerika'nın istediği şey çok tehlikelidir! Zira Amerika, bu planı sayesinde Müslümanların ordularını üçüncü aşamaya taşımaya çalışıyor!Nitekim ilk aşama, Müslüman orduların tiyatral savaşlarda Yahudi varlığı ile karşı karşıya geldiği aşamaydı; ikinci aşama ise, sınır muhafızları oldukları mübarek toprakların halkının katledilmesini seyredip durdukları aşamaydı.Bugün ise Amerika, Müslüman ordularını üçüncü aşamaya, yani işgal altındaki Filistin topraklarında bulunan Yahudi varlığını doğrudan destekleyen bir askeri güce dönüştürmeye dahil etmek istiyor ki eğer bu gerçekleşirse, tehlikeli bir durum olacaktır.
İslam ümmetinin, özellikle fikir sahipleri ve medyacılardan ve etkili kişilerden oluşan platform ve kürsü sahiplerinin üzerine düşen, ümmeti bu uygulamanın kötülüğüne düşmemesi için çıkarları konusunda uyarıda bulunmalarıdır. Tüm Müslümanlar şunu bilsin ki, mübarek Filistin topraklarına, Müslümanların diğer kutsal yerlerine, ülkelerine ve çıkarlarına karşı kurulan bu komplodan çıkmanın tek yolu, ordularının pusulasını düzelterek orduların içindeki muhlislerin harekete geçmeleri ve yüzyıllardır savunduğu siyasi sistemi, yani Hilafet sistemini kurmak için Hizb-ut Tahrir'e nusret vermeleridir; böylece bir an önce Filistin'den Keşmir'e kadar tüm ülkelerini sömürgecinin ve onun araçlarının pençesinden kurtarabilsinler. وَلَيَنصُرَنَّ اللَّهُ مَن يَنصُرُهُ إِنَّ اللَّهَ لَقَوِيٌّ عَزِيزٌ “Allah kendi dinine yardım edenlere muhakkak yardım edecektir. Kuşkusuz Allah güçlüdür, mutlak galiptir.” [Hac 40]
Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan
Müh. Selahaddin Adada