بسم الله الرحمن الرحيم
Eğer İslam Ümmeti Yardımına Koşmazsa Gazze, Şiddeti Katmerleşen Bir Katliam ve Boğucu Bir Kuşatmayla Karşı Karşıya Kalacaktır
Haşim Gazze, yeni ve vahşi bir katliam dalgasının eşiğinde! Cellat Yahudi varlığının savaş kabinesi, geçtiğimiz cuma sabahı Gazze’yi tamamen ele geçirmek için operasyonları genişletme kararı aldı. Bu vahşet planı, Trump ve Rubio gibi Kara Saray’ın karanlık figürlerinin yeşil ışığıyla hayata geçiriliyor!
İşgal yönetiminin aldığı bu yeni karar, Gazze’de hayata dair bir umut kaldıysa eğer, onu da yok edene kadar daha fazla katliam, daha fazla açlık ve daha fazla göç anlamına geliyor. Halk, iki acı seçenekten birine zorlanıyor: Ölüm ya da göç…Görünen o ki, ölüm seçeneğine daha yakındırlar.
Tutsak Filistin’in diğer yakasında ise cani varlık hem söylemleriyle hem de eylemleriyle Batı Şeria’ya zorla egemen olmaya ant içmiş durumda! Bu uğurda öldürüyor, tutukluyor, evleri yıkıyor, topraklara el koyuyor ve bir kanser uru gibi yerleşimleriyle her yanı sarıyor! Girişlerine koyduğu demir kapılarla şehirleri ve köyleri, tıpkı Amerika’daki Kızılderililere ve Afrika’daki sömürge halklarına reva görülen utanç kampları gibi adeta tecrit edilmiş gettolara dönüştürüyor.
Ey Müslümanlar!
Gazaba uğrayanlar, Amerika ve Batılı ülkelerin yanı sıra Müslüman ülkelerdeki dostları ajan yöneticilerinin ipi olmasaydı, bu suçlarını işleyemezlerdi. Bu yöneticilerin Gazze halkıyla empati kurduklarına dair yaptıkları açıklamalar veya yardımların ulaştırılması için yaptıkları o cılız çağrılar, halkların gözünü boyama ve onları oyalama taktiğinden başka bir şey değildir. Zira Yahudi varlığını silahlandıran da, işlediği suçlara kalkan olan da bu devletlerdir. Amerika’nın açtığı sözde yardım merkezleri, ölüm ve infaz tuzaklarına dönüşmüş, insanların boğazından geçecek bir lokmayı bile kan ve zillete bulamışlardır.
İşte bu kaos ve hengâmenin ortasında, Filistin Yönetimi’nin gerçek yüzü ortaya çıkıyor. Utanmadan sıkılmadan Gazze’de Yahudilerin işlediği suçların faturasını Mücahitlere kesiyor ve silahlarını bırakmalarını istiyor! Belki bu onursuzluk ve alçalma sayesinde kendilerine kâğıttan bir devlet hediye edilebileceğini düşünüyor! Amerika ise yönetimin bu hayalini sözleriyle yerle bir ediyor, Yahudi varlığı ise sahada egemenlik kararlarıyla hain yönetimin hayallerini paramparça ediyor. Bütün bunlara rağmen, Filistin yönetiminin başındaki adam hâlâ Gazze’nin bir mahallesine bile olsa belediye başkanı olmanın rüyasını görüyor. Aslında hayalini kurduğu şey, Yahudi varlığının çıkarlarına hizmet eden bir paralı asker birliğinden başka bir şey değildir!
Filistin ve Gazze davası gün gibi ortadadır; derdi de bellidir, dermanı da! Ne var ki öyle bir aldatmaca kampanyasıyla karşı karşıyayız ki, bu Ümmet artık Gazze’ye birkaç lokma girince zafer kazandığını sanıyor! Dün ateşkesi zafer sanıyordu, evvelsi gün ise saldırıların durmasını! Anlaşılan o ki, Yahudi varlığı, dünya ve ajan yöneticiler, bu ümmetin zihnine, teslimiyet ve göçün Gazze halkının tamamının yok olmasından ya da yarısının yok olmasının tamamının yok olmasından daha iyi olduğunu illetini işlemek istiyorlar. Ümmet, asıl sorunun işgalci varlık ve ona kalkan olan, Gazze’ye yardımı engelleyen rejimler olduğunu biliyor. Çözümün de denizden nehre kadar tüm Filistin’in kurtuluşu olduğunu biliyor. O halde bu ümmet, kardeşlerine yardım için devasa orduları harekete geçirmelidir. Artık yeter! Kendisine miras kalan bu acizliği ve pısırıklığı üzerinden atmalıdır! Kendisini sınırlar çizerek parçalayanları ve bir paçavraya çevirenleri ezip geçmelidir!
Ey Muhammed SallAllahu Aleyhi ve Sellem’in ümmeti! Ey insanlar için çıkarılmış en hayırlı ümmet!
Filistin davası bugün tarihinin en kritik eşiğine ulaşmıştır! Mescid-i Aksa’da Yahudi ayinleri düzenleniyor, Gazze halkı katlediliyor ve açlığa mahkûm ediliyor! Batı Şeria halkı ise gettolara hapsedilmiş durumda! Eğer Allah’ın rahmeti ve yardımı yetişmezse, Batı Şeria, Gazze’de yaşananlardan bile daha korkunç bir felaketle karşı karşıya kalacaktır. Eğer İslam ümmeti bugün yöneticileri devirmek, sınırları açmak ve Mescid-i Aksa’nın kurtuluşu için cihada yönelmek gibi köklü adımlar atmazsa, atacağı her adım Gazze halkının kan, açlık ve kuşatma yükünü artırmaktan başka bir işe yaramayacaktır. Ümmet alimiyle, cahiliyle, aydınıyla, ordusuyla, komutanıyla Nübüvvet metodu üzere Hilafetin şemsiyesi altında “La ilahe illallah Muhammed’un Rasûlullah” bayrağı altında birleşip harekete geçmedikçe hem Gazze hem de Filistin’de katliam daha da artacak ve vahşileşecektir. Ve (unutmayın ki) yapmakta olduklarınızdan mutlaka sorguya çekileceksiniz!
يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا مَا لَكُمْ إِذَا قِيلَ لَكُمُ انْفِرُوا فِي سَبِيلِ اللَّهِ اثَّاقَلْتُمْ إِلَى الْأَرْضِ أَرَضِيتُمْ بِالْحَيَاةِ الدُّنْيَا مِنَ الْآخِرَةِ فَمَا مَتَاعُ الْحَيَاةِ الدُّنْيَا فِي الْآخِرَةِ إِلَّا قَلِيلٌ (38) إِلَّا تَنْفِرُوا يُعَذِّبْكُمْ عَذَاباً أَلِيماً وَيَسْتَبْدِلْ قَوْماً غَيْرَكُمْ وَلَا تَضُرُّوهُ شَيْئاً وَاللَّهُ عَلَى كُلِّ شَيْءٍ قَدِيرٌ “Ey iman edenler! Ne oldunuz ki, size “Allah yolunda sefere çıkın” denilince, yere çakılıp kaldınız. Yoksa ahiretten vazgeçip dünya hayatını mı seçtiniz? Oysa ahirete göre dünya hayatının yararı, pek az bir şeydir. Eğer Allah, yolunda sefere çıkmazsanız, sizi elem dolu bir azap ile cezalandırır ve yerinize sizden başka bir toplum getirir. Siz ise O’na hiçbir zarar veremezsiniz. Allah, her şeye hakkıyla gücü yetendir.” [Tevbe 38-39]
حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Mübarek Toprak (Filistin)
H. 14 Safer 1447
M. Cuma, 08 Ağustos 2025